Trabzonspor’un yetersiz kadro, Abdülkadir ve Bardhi sorunu
Trabzonspor’da tıpkı görevden ayrılan Bjelica gibi , yerine göreve başlayan Abdullah Avcı’nın ikinci dönemi de sıkıntılı başladı.
Trabzonspor kazandığı ancak son derece sıkıntılı bir performans sergilediği geçen haftaki Alanyaspor maçından sonra, bu hafta da Karagümrük maçında yine sıkıntılı anlar ve bu kez üstelik bir de puan kaybı yaşadı.
Aslında Trabzonspor’un oyundaki sıkıntısı Avcı’dan ve Bjelica’dan da önce 1. Avcı döneminde, şampiyonluktan hemen sonra başlamıştı.Bu son üç dönemdir Trabzonspor taraftarı ,bir sezon öncesinin şampiyon takımını adeta sahada mumla aramakta.
KADRO YETERSİZLİĞİ
Aslında sorunun kaynağı belli; “kadro kalitesi” daha doğrusu “kadro yetersizliği”.
Mevcut başkandan önce, çok büyük ekonomik vaatlerle göreve gelen sayın A.Ağaoğlu, görev yaptığı 5 yıl boyunca şampiyonluk sezonu transferleri hariç, onlarca vasat oyuncuyu çok yüksek bedellerle transfer ederek görevden ayrılırken ,daha doğrusu ayrılmak zorunda kalırken, arkasında hem çok büyük bir ekonomik enkaz hem de tam bir oyuncu enkazı bıraktı.
Bu sezon Bjelica döneminde yapılan transferler de yaraya merhem olmadı.
Özellikle Trabzonspor’un 8 ve 10 numaralı formalarının adeta içi boş gibi. Kısa bir süre öncesine kadar bu mevkilerde M.Hamsik ve E.Sosa gibi üst düzey yıldızları izleme şansı bulan Trabzonspor taraftarı, şu sıralar onların yerine E.Bardhi ve Abdülkadir’i izlemek daha doğrusu tahammül etmek zorunda kalıyor ve adeta kahroluyor.
TRABZONSPOR ABDÜLKADİR VE BARDHİ’YE TAHAMMÜL ETMEK ZORUNDA DEĞİL
Tam 8 sezondur Trabzonspor’da forma giyen Abdülkadir Ömür bu 8 yılın tamamında teknik adamların, yorumcuların ve taraftarların tartışma konusu oldu.
-Abdülkadir kanatta oynamaz!
-Abdülkadir açık oynayamaz!
-Abdülkadir ortada oynayamaz!
-Abdülkadir 8 oynamaz, 10 oynamaz,sağda oynamaz, solda oynamaz vs…
Doğrusu ise bize göre şu;
- Abdülkadir, lig ve Avrupa’da derece kovalayan bir takımda yani TRABZONSPOR’ DA OYNAYAMAZ!
Fizik olarak futbol için son derece yetersiz olan Abdülkadir, tamamen temaslı bir oyun oynanan Süper Ligde, gerek hava toplarında gerekse ikili mücadelelerde son derece yetersiz kalmakta. Bu dezavantajını kapatmak için kullanabileceği hız, çabukluk ve teknik gibi özellikleri de sıradan olunca ortaya, zamanında bir şekilde (nasıl olmuşsa) parlatılmış, milyon euro teklif almış ancak şu anda Trabzonspor’u sürekli bir kişi eksik oynatan vasat altı bir oyuncu profili çıkmakta. Belgrad’ta Kızılyıldız maçını tribünde izlerken, yanımda oturan ve ta Bosna’dan Trabzonspor’u izlemeye gelmiş olan bir yabancı, yine Abdülkadir’in ezdiği bir pozisyondan sonra bana şöyle sormuştu:
-Bu 10 numara sizin başkanın filan oğlu mu?
Biraz duraklama ve tebessümden sonra cevap verdim:
-Onun gibi bir şey!
***
Bir benzeri ve oldukça maliyetli transferinin neden, ne amaçla ve hangi beklenti ile yapıldığı izaha muhtaç olan Enis Bardhi ile birlikte Abdülkadir, orta alamda adeta Trabzonspor’un canına okumaktalar.
Savunmadan ve Mendy’den bir şekilde ortaya aktarılabilen sınırlı sayıda top, bu iki oyuncu tarafından bir kaç istisna haricinde genellikle rakibe teslim edilmekte ve karşı hücum olarak Trabzonspor kalesine geri dönmekte.
Gerek kanatlara, gerekse direk santrafora atılması gereken bu toplar bu iki oyuncuda bir şekilde takılmakta, ileri gitse bile çoğunlukla geç kalınmakta, ofsayta atılmakta ya da yine geri oynanmakta.
Eğer Trabzonspor,bu iki mevkiye yani 8 ve 10 numaralara en az Mendy kalitesinde oyuncular bulamaz ve bu oyuncuları beklemeye devam ederse(Abdülkadir’i 8 yıldır bekliyor) benzer yazılar yazmaya devam edeceğiz korkarım.
Ve bu sorun,büyük bir ekonomik yükü savuşturmaya çalışan ve çok büyük bir çaba harcadığı halde henüz hiçbir karşılık alamayan yönetim ve sayın başkanın kredibilitesini de azaltabilecek nitelikte.
Camiada, Bardhi gibi vasat ve izaha muhtaç transferlere epey alışkınız ancak Abdülkadir’in nasıl olupta 8 yıldır Trabzonspor camiasını ve hatta Türk futbol kamuoyunu fütürist bir beklenti ile oyalayabildiğini açıklamak gerçekten zor.
Bir dönemlerin lale soğanı misali, evveliyatında akıl almaz rakamların telaffuzunu açıklamak ise zordan da öte.
Ancak bütün bu üfürmelerin, allayıp pullamaların,35 yıldır hemen hiçbir şey üretmeyen, ancak bütün Türkiye’de ilk şampiyon kadro oyuncularının çoğunun Trabzonlu olmasından kaynaklı “Trabzon altyapısı futbolcu fabrikası” algısının kaynağından geldiğini ve bu kaynağın Trabzonspor’a çok büyük zararlar verdiği de unutulmamalı.
Bazı yerleşiklerin kulüp içi istihdam ve kaynak kapılarından olan ve sektörleşmiş bu tür fraksiyonların, bazı uydurma tarih bilgileri gibi kamuoyunca ezber edilmiş daha doğru ifade ile “ezberlettirilmiş” olmasının bedelini, her maçtan sonra bazen açık bazen gizli gözyaşı döken Trabzonsporlu çocuklar ve Trabzonspor camiası ödemektedir.
Küçücük bir kesimin istihdam hevesi, 15 milyonluk koskoca Trabzonspor’un perişanlığına ve üzüntüsüne sebep olmamalı!
Olamamalı!