Trabzonspor’un Fenerbahçe zaferi ve hakem kepazeliği
Cumartesi akşamı, adeta bütün Türkiye Ülker Fenerbahçe stadyumuna kilitlendi. Çünkü iki ezeli rakip Fenerbahçe ve Trabzonspor, ligdeki kıyasıya yarış nedeni Galatasaray ve Beşiktaş taraftarlarının da yakından takip ettiği bir Türkiye derbisi oynayacaktı.
Ev sahibi Fenerbahçe bu sezon Avrupa ve ligde oynadığı 19 maçın tamamını kazanmışken, bir süre önce teknik direktör değişikliği yapan Trabzonspor, yeni teknik direktörü Abdullah Avcı ile lige tutunma çabası veriyordu.
Nitekim maç beklendiği gibi üst düzey bir taktik mücadelesi şeklinde geçiyor ve konuk Trabzonspor ikisi VAR tarafından iptal edilen 5 gol attığı maçı 3 golle kazanırken, ev sahibi Fenerbahçe’nin iki sayısı da penaltıdan geliyordu;2-3.
HAKEM KEPAZELİĞİ
Trabzonspor bu galibiyeti, 1975 den beri yani 48 yıldır rekabette olduğu ve defalarca kez kıyasıya şampiyonluk yarışı yaşadığı rakibine tam 26 yıl sonra yeniden kazanmış oluyordu.
TFF kayıtlarına göre bu 26 yılda oynanan 26 maçın 14 ünü Fenerbahçe kazanırken 12 maç ta berabere bitmişti. Yani bu 26 yıl zarfında her dönem milli takımlara oyuncular gönderen ve defalarca şampiyonluk kovalayan iddialı kadrolara sahip olan Trabzonspor, 48 yıllık ezeli rekabette onlarca kez yendiği rakibini dün akşama kadar Kadıköy’de yenememişti. Bir başka deyişle Fenerbahçe ile 48 yılda 113 maç yapıp bunların 35 inde rakibini mağlup edebilen Trabzonspor , bu galibiyetlerin hiçbirini 48 yıllık ezeli rekabetin son 26 yılında alamamıştı.
Bu tuhaf durumu daha iyi irdelemek için dün akşamki maça tekrar geri dönmek bize göre fikir açıcı olacaktır.
Bize göre “üretimin en önemli öğesi ve olmazsa olmazı olan REKABETİ ” bilerek ve kasten engelleyerek, Türk futbolunun yüz yıldan fazladır geri kalmışlığının ve gelişememesinin ve de bir türlü Batı Avrupa ile rekabet seviyesine ulaşamamasının en önemli sebebi olan Türk hakemliği dün akşam Kadıköy’de yine iş başındaydı.
Maçın VAR hakemi daha önce (muhtemelen mide bulandırıcı bir sebepten olsa gerek) hakemlikten kovulmuş, bir kez de kendisi ayrılmıştı. Ama her ne olmuşsa yine bir şekilde geri dönmüştü. Maçın orta hakemi ise futbolculardan fırça yiyecek kadar tırsak ve kalabalık bir seyirci önünde en olması gereken haslet olan cesaretten yoksun ürkek bir civciv misali maç boyunca oradan oraya savrulup duruyordu.
Nizami golleri iptal eden,faul yapan oyuncunun tam tersine lehine penaltı çalan, olan penaltıyı çalamayıp olmayan penaltı uydurup çalan, bunu farkedince maçın sonlarında balıklama rakip ceza sahasına atlayıp bir uyduruk penaltı daha almaya çalışan oyuncuya kart çıkaramayan vs. bir maçta yapılabilecek bütün majör hataların neredeyse tamamınını yapan bir hakemlik izledi dün futbolseverler.
Tabi görece sahadaki hakeme göre çok daha avantajlı olan VAR hakemi ise, bu hataları düzeltme konusunda bırakın yardımcı olmayı asıl VAR dan gelen kararlarla izleyenleri adeta çıldırtıyordu.
Nitekim Trabzonspor kulüp başkanı sayın Ertuğrul Doğan’da, maç sonu ne futbol ne de galibiyetten tek kelime söz etmezken ,sinirlerine hakim olmakta büyük güçlük çektiği konuşmasında hakemlerin yaptığı futbol katliamından bahsediyordu.
Gerek Trabzonspor ve hatta gerekse Fenerbahçe taraftarlarına göre maçı yöneten hakemlerin “maçın doğal sonucuna razı olmadıkları “düşüncesi kesindi. Öyle ya ,hakemlerin istedikleri başka bir sonuç olmalıydı ki çaldığı ve çalmadığı bu kadar abuk subuk düdükle maçın gidişatını perişan ediyorlardı.
Yazının başında dikkat çekmeye çalıştığımız 26 yıl içinde de şüphesiz Fenerbahçe’nin hakkıyla kazandığı birçok maçın yanında, Cem Papila’nın infial uyandıran ve insanları sokağa döken yönetimi, Metin Tokat’ın Trabzonspor 2-1 önde iken Appiah’ın Fatih Tekke’ye ceza sahası içinde uçarak attığı tekmeyi görmemesi, Cüneyt Çakır’ın Trabzonspor 1-0 galipken 6 dakikalık uzatmaya ilave ettiği 3 dakika sonunda yan hakemin taca giden topu ayağı ile kontrol ederek futbolcuya teslimi sonucu gelen golle biten maçı gibi örnekler ister istemez akla geliyor, dün akşamki maçla ilintilendirence.
Böylece de 26 yılın izahı biraz daha kolaylaşıyordu.
TÜRK FUTBOLUNUN ÖNÜNDEKİ ENGEL; HAKEMLER
27 ocak 2023 tarihinde “Namuslu Hakemlere Çağrı” başlıklı bir yazı kaleme almıştık.
Henüz bugünlerde ortalıkta çokça konuşulan bir hakemin eşi hanımefendinin yüz kızartıcı iddiaları,
sayın Ali Koç’un bugün Fenerbahçe Divan Kurulunda ve önceki gün tüm ulusal basında dillendirdiği” İzmirli arkadaşlar grubu “iddiaları yapılmamış, 6 yıldır Trabzonspor’da asbaşkan ve başkan olarak görev yapan sayın Ertuğrul Doğan hakemlik müessesesi ile ilgili tek kelam etmemişti.
Şu günlerde hakemlik müessesesi adına ortalık iğrenç ithamlarla dolu.
Bu cerahatin mutlaka ama mutlaka deşilmesi lazım.
Kontrolden çıktığı iddia edilen bu illegal yapının Türk hakemliğini esir aldığından, VAR üzerinden hemen hemen bütün takımlara operasyon çekildiğine, TFF başkanını zor durumda bırakarak istifaya zorlamaktan, medyada kendileri adına kamuoyu oluşturmaya dair iddialar havada uçuşuyor.
Bir “İzmir Çetesi ya da oluşumundan bahsediliyor.
İddiaların kaynağı sadece bir hakemden boşanmaya çalışan hanımefendinin iddiaları değil, sayın Erman Toroğlu’da üstelik TV ekranlarında canlı yayında benzer iddiaları dillendirmekte.
Bu arada eski MHK başkanı Serdar Tatlı’nın halen görevde olan 3 hakem için “sakın bunlara bir daha maç vermeyin” diye mevcut MHK ya bıraktığı bir mektup olduğu da yine sayın Toroğlu’nun iddiaları arasında.
Bu konu, artık futbol camiasınında üzerinde bir ülke güvenliği sorunu haline gelmiştir.
Ülkemizin jeopolitik konumu ve pek çok nedenle hassas günler yaşadığı şu günlerde, ülke insanımızın bir avuç müptezel kifayetsiz muhterisin futbol üzerinden fitne ve fesat üretmesinin önüne,
başta savcılarımız olmak üzere tüm yetkililer hassasiyetle gitmelidir.
Konu ofsayt, gol, şampiyonluk vs. konusundan çok daha önemlidir.
Türk futbolu paydaşlarının “reddi hakem” zamanı çoktan gelmiş ve geçmektedir.
İstifa ile yetinilmemeli, ülkeye adeta meydan okuyan bu cüretin kaynağı da iyice irdelenmeli.