Trabzonspor’da başkanlık kriteri ve Ertuğrul Doğan
1967 yılında aleni bir emrivaki ve yaklaşık iki yıl süren yılan hikayesi benzeri bir kavga neticesinde kurulan Trabzonspor’un, kavga konularından bir tanesi de “başkanın kim olacağı” idi.
Trabzonspor’un iki kök kulübü olan İdmanocağı ve İdmangücü ileri gelenleri hiçbir konuda anlaşamadığı gibi başkanlık konusunda da anlaşamıyor, her iki taraf da yeni kurulacak Trabzonspor başkanının kendi camialarından olması gerektiğini savunuyordu.
Fakat başkanın hangi özelliğinden dolayı seçilmesi ya da ne gibi niteliklere haiz olması gerektiği konusu kimsenin aklına gelmemiş olacakki herhangi bir literatüre o zaman rastlanmamakla birlikte, günümüzde de çokça kullanılan ve adeta moda tabiri olan bu” liyakat” mevzusu, en azından henüz ve hâlâ daha Trabzonspor’da herhangi bir standarda oturtulmuş değil.
Bu konu, halk içinde muteber “paralı başkan” mottosunun altında saklanmaya pek öyle zikredilmese de aynen devam etmekte.
O zaman kavgayı bitirmek için dünyada eşi benzeri görülmemiş bir uygulama (yine Trabzon’a özel) ile başkanlık süreci ikiye bölünmüş, bir bölümünü Ali Osman Ulusoy diğer bölümünü de Rıfat Dedeoğlu yaparak konu bir şekilde çözülmüş.
Ancak doğal olarak bu çözüm bir ritüel olamamış tabi. Ki kavga değilse bile “tartışma” günümüz Trabzonspor’unun da sürekli bir numaralı gündem olmakta.
Böyle bir kriter olmadığı için olacak uncu,müteahhit,nakliyeci, doktor,yağcı,golfcü vs. bir çok meslekten başkan Trabzonspor’da görev yapmış.
Bazıları oldukça başarılı olurken bazıları ise fazla bir performans gösterememişler.
Ekonomik anlamda güçlü olan başkan ve yönetimlerinin, saha sonuçlarını elde etmekte aynı orantıyı tutturamamış olmaları da sık gözlenen bir durum.
Şüphesiz bu durumun da birçok sebebi, kendi içinde nedenleri mevcuttur.
Ancak bu yazının konusu bu değil.
Konu bu konudaki çifte standart.
ERTUĞRUL DOĞAN
Paralı başkan mottosu, hele hele kulüplerin gırtlağına kadar borç batağında olduğu şu dönemde kulüplerin üzerinde Demokles’in Kılıcı gibi dururken ya da “veren el alan elden üstündür” deyişi genel-geçer akçe iken “ekonomik kriterin” önemini kimse yadsıyamaz.
Ancak naçizane bizce en önemli ve olmazsa olmaz kriter “fedakarlık “ olmalıdır.
Günümüz modern hayatının insanları hapsettiği daracık zaman ve mekan bloklarından sıyrılarak, insanların bir sosyal faaliyete zaman ve emek harcamaları başlı başına bir fenomen zaten.
Ama bunun da fevkinde olarak “çoluk çocuğunun rızkından ve ailesi ile geçireceği en kıymetli zamanından harcayarak yapılan fedakarlık” ancak ve ancak yüksek bir aidiyet ve sevgi ile açıklanabilir.
Hele de önceki dönemlerde işleri bozulan bazı iş insanlarının apar topar Trabzonspor’a başkan adayı yapıldığı ve hatta bazılarının seçildiği düşünüldüğünde.
Olağanüstü negatif bir bilançoya haiz olan Trabzonspor’da, tam da şu dönem sayın Ertuğrul Doğan’ın özellikle bahsi geçen kriterler ışığında camia içinde desteklenmesi gerektiği kanaatindeyiz.
Bir önceki başkanın döneminde görev yapmış olması,o dönemin hatalarından kendi payına düşeni kamuoyu önünde deklere ederek kabul etmesi ve bunu bir deneyim olarak ifadesi de realist olduğuna delalet ,sayın başkanın.
Ve o bir önceki başkanın şampiyon teknik direktöre olan karşıtlığı ve bunun kulüp içi işleyişi ne kadar zorlaştırdığı, ancak zamanın asbaşkanı olan E.Doğan’ın arada katalizör görevi görerek 2022 şampiyonluğunun belki de en önemli sebebi olduğunu da unutmadan tabi.
Başka camialara şirin gözükmeye çalışarak pr yapmaya çalışan, uzatılan her mikrofona balıklama atlayan ama konuşması gerektiği yerde sus pus olan, sigara izmariti toplayacak seviyede menajerlerle çalışan ve daha burada saymaya üşendiğimiz sayısız defo barındıran temsiliyetlerden ve o temsiliyetlerde aslında kendilerini ifade eden yerleşiklerden kulübün ve camianın çektikleri ortada.
Yakın zamanda imzalanan ÜLKER ve PAPARA sponsorlukları bazı çözümlerin de müjdecisi olacak diye umut etmekteyiz.
Sahadaki takım izleyenleri tatmin etmiyor, bu gerçek de kabul edilmeli.
Lakin o takımı(hele de bu olağanüstü şartlarda)
şahlandırmak için yetki verdiklerimize süre ve sabır da göstermeliyiz.
Ertuğrul Doğan ve ekibinin bunu hak ettiği kanaatindeyiz.