Erken uyarı ve sessiz protesto
Trabzonspor,30 temmuz 2023 gecesi yani liglerin başlamasına sadece 2 hafta kala son hazırlık maçını Yunanistan şampiyonu AEK takımı ile oynadı. Her iki takımın birer penaltı kaçırdığı maçı Yunan takımı 3-1 kazandı.
Akyazı’ya gelen az sayıda taraftar ,birçok anlamda stadyumdan memnuniyetsiz, bazıları da biraz homurdanarak ayrıldı.
SESSİZ PROTESTO
Trabzon şehri, yılın bu zamanı, Avrupa ve Türkiye’nin farklı şehirlerinde ikamet eden Trabzonluların dönüşü ile tabela nüfusu olan 821.000 kişinin birkaç katına ulaşmakta. Bunu, şehirde dolaşırken İstanbul’u hiç de aratmayan trafikten de rahatlıkla gözlemleyebiliyorsunuz.
Trabzonspor’u, hayatlarını geçirdikleri bu şehirlerde çok farklı duygularla yaşayan bu kitle yılın bu döneminde, şehir nüfusu ile birlikte, ancak özellikle hasret duygusu tetiklemesi ile şehir nüfusundan da ziyade Trabzonspor’a ilgi gösterirdi. Eskiden Avni Aker’e son yıllarda ise Akyazı’ya akın ederdi.
Hatta MAY tesislerinde taraftara açık antrenmanlara dahi binlerce taraftar gelirdi. Geçmiş zaman eki kullanıyoruz çünkü bu sezon ve AEK maçı özelinde hiç de öyle bir hava ve hiç de öyle bir ilgi yoktu.
Yunanistan şampiyonu ile oynanacak ve sezon öncesi en ciddi tartı ve gözlem niteliğindeki AEK maçına taraftarlar resmen gelmediler.
Gelmediler çünkü her iddialı profesyonel takım, sezon öncesi kadrolarındaki eksikleri giderip ve yeni yıldız oyuncu takviyeleri yaparken, Trabzonspor taraftarlarının AEK maçında karşılarında geçen sezon 6 hedefi birden ıskalamış ve defalarca protesto ettikleri takım aynen duruyordu.
Kolay gol yiyen ve kolay pozisyon veren savunma, problem çözme yeteneği olmadığı ve açıkça fizik dezavantajı bulunduğu halde 10 numara olduğuna kendisi ve taraftar adeta zorla inandırılmaya çalışılan yetersiz Abdülkadir ve oyunu daha çok tek yönlü oynayan ve sürekli gergin ve kavga halindeki Bakasetas’ tan oluşan orta saha, birbirleri ile oldukça açık bir uyumsuzluk içinde olan Visca,Trezeguet ve Gomez’den oluşan forvet hattı, taraftarın bıraktığı yerde aynen duruyordu.
AEK maçında Trabzonspor’un yedekleri ise şöyleydi;
M.Taha Tepe
E.Bardhi
Kerem
Göktan
Doğucan
Arif
Abdurrahman
Serkan
Ali Şahin
Tekliç
Enis Destan.
Yoruma gerek var mı bilmiyoruz ancak yedek takımın da ayrı bir takım olarak süper ligde barınamayacağı dahi apaçık.
Yeni transfer Orsiç ve Fernandes’in de tuhaf sakatlıkları eklenince, şampiyon bir takımdan geçen seneki “ keçi boynuzu tadı kıvamına” evrilmiş takım için şehirde herhangi bir heyecan olmadığı çok açıktı.
Bize göre bu bir tepki idi aynı zamanda.
Taraftarlar maça gelmeyerek sezon öcesi “sessiz bir protesto” ya da “erken bir uyarı” yapmıştı.
ZAMAN DARALIYOR
Şüphesiz takımın en önemli yatırımı olan Orsiç’in ağır sakatlığı ve en az 6 ay olmayacak olması, savunmaya çeki düzen verebileceği umudu ile alınan Fernandes’in de daha ilk hazırlık maçının ilk dakikasında sakatlanması ve hala daha sakatlığının boyutu ve dönüş zamanı hakkında alışkın olunduğu üzere herhangi bir bilgi dahi olmaması büyük talihsizlik.
Ancak ne varki bunlar da futbol oyununun bir parçası.
Ve kulüpler alternatif çözümler üretmek zorunda , bu tür durumlar içinde.
Kulüp başkanı sayın Ertuğrul Doğan’ın takımı aldığı noktadan bugüne kadar yaptıklarını kimse inkar edemez. Kendisi ve yönetim kurulunun “en iyi” için uğraştıklarını biliyoruz.
Ancak futbolda takım her hafta ve hatta bazen haftada iki kere görücüye çıkar.
Taraftar, medya, kamuoyu kısaca ilgili herkes maçı izler ve tepki verir. O tepki performans, mücadele ve tabi en önemlisi de skora göre şekillenir.
An itibari ile cuma günü oynanacak olan Antalyaspor maçının, ev sahibi Trabzonspor olmasına rağmen üç ihtimalli görünümü ve ilk 5 haftadaki 2 derbi karşılaşması taraftarın karamsarlığını artırmakta ve maçlar oynandığında oluşabilecek tepkiler hakkında fikir vermekte.
Sayın başkan Ertuğrul Doğan, en azından emeklerinin boşa gitmemesi adına takımın ihtiyaç duyduğu mevkileri, ihtiyaçları ve tedarik imkanlarını, kalan 2 haftalık kısacık sürede yeniden gözden geçirmek durumunda.
Trabzon şehrinin ve Trabzonspor camiasının, sabır gerektiren uzun vadeli projelere ve yatırımlara kredi açmak konusunda Türkiye’nin en ketumlarından hatta belki de en ketumu olduğunu ve futbolda değer yargılarının, haftalık hatta bazen hafta da iki kez(yaklaşık % 90 oranında) skora bağlı olarak değerlendirildiğini ve “değiştiğini” unutmayarak tabi…