Garipler yandı, kavruldu da lâl oldu ovalar, dağlar, kelaynaklar
Fukaralık mıh gibi saplandı da ocaklara kimseler oralı bile olmadı
Dertler bin oldu, felek tutuştu da bir kuru “sabredin” dendi ya
‘Varım, yoğum bu. Girmeyin buğdayıma’ diye feryatlar arşa değdi de
Anca gariplere sırtlar dönüldü, yokmuş gibi duymazdan gelindi ya
*
Çiftçimiz, işçimiz, emeklimiz, gencimiz naçar kaldı
Milli servetimiz heba edildi, garipler damdan düştüğünde gözler kapandı ya
Gözyaşlarımız sicim gibi aktı, aktı da çoklar azaldı ya
Ecel gelmeden tomar tomar üstümüze toprak atıldı da
Kimsesizlerin yüreklerine tel bağlandı da haberleri bile olmadı
*
Bir yanda şatafat içinde porsiyonları büyütenler, gösteriş içinde hep bana, bir daha bana, yine bana diye cirit atanlar
Bu yanda da yoklukla boğuşan, bin bir türlü yükün altında ezilen, şu boş dünyada bir başına içerleyen garipler
Acep bu yangını gören, duyan olur mu? Can vermeden, yanmadan yetişen olur mu?
Zamanında damdan düşenler, yanmanın ne menem bir şey olduğunu bilenler neredesiniz?
Duyun artık, görün artık, yanın artık…
Ve Âşık Mahzuni Şerif’in dediği gibi ‘kuru hayal fâni dünya boşumuş, boşumuş, boşumuş’ diyesim var!
*****
“ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ İÇİN KANATLARIMIZI AÇTIK, PENÇELERİMİZİ AÇTIK”
“Biz, Osmaniye’den geldik. DEVA Partisi’ne katıldık, çünkü Genel Başkanımız Ali Babacan’ın tecrübesine, bilgisine ve asıl kendisine güveniyoruz. Açıkçası hepimiz sivri dilden, sert sözlerden, ötekileştirmeden usandık. Artık birlik olsun, beraberlik olsun istiyoruz. Bu yüzden Ali Babacan dedik. Ve tüm kadınlarımızı DEVA Partisi’ne davet ediyoruz. DEVA’da kadın var, kadın DEVA’da diyoruz.”
Bu cümleler DEVA Kadında Zirvesi’nde konuştuğum Osmaniye İlçe Teşkilatı’ndan Fatma Asilli’ye ait…
Asilli’ye böylesi ağır bir iklimde bir kadın olarak siyasette, sahada olmaktan korkmuyor musunuz diye sordum. Şunları söyledi:
“Korkmuyoruz. Kadınlar olarak anaç bir ruhumuz var ya bizim… Tehlikeyi gördüğümüzde aslana bile gidebilen bir yapımız var. Artık tüm yaşadığımız sorunlar yüzünden, her türlü tehlikeye karşı, geleceğimizi korumak için, asıl çocuklarımızın geleceği için kanatlarımızı açtık, pençelerimizi açtık…”
Fatma Hanım’ın bu denli cesur cümlelerine bir kadın olarak sevindim doğrusu…
Koca kanatlarıyla Osmaniye’nin gençlerini koruyup kollayacakmış gibi hissettim.
Yüreği mangal gibi, korku yok, korkunun kırıntısı bile yok…
Fatma Hanım’ın umut dolu sözlerini dinlerken, tüm Osmaniyeli gençler adına Fatma Hanım’a yüreğine sağlık demek istedim. Niyeyse o an diyemedim.
Şimdi söylemek isterim:
Yüreğine sağlık Fatma Asilli… Osmaniye’ye selam olsun!
***
DEVA Partisi Ankara İl Başkanı Ali Güven’e son dönemde sahada neler yaşandığını sordum. Güven’in şu cümleleri dikkat çekiciydi:
“Ekonomik sıkıntı inanılmaz can yakmaya başladı. Biz insanların kapılarını çaldığımızda kalın giysilerle kapıyı açıyorlar. İçerde doğalgaz tüketimi çok az ve baktığımızda sadece televizyon ışığıyla oturan ailelerle karşılaşıyoruz. İnsanlar gelirini artıramadığı için gider tarafında kısıntılara gidiyor.”
***
Metropoll’ün Türkiye'nin Nabzı Şubat 2022 araştırmasından ‘Geçinmek için yapılanlar’ anketinin sonuçları açıklandı. Buna göre;
Ankete katılan vatandaşlar arasında ekonomik durumu nedeniyle et tüketmeyi bıraktığını söyleyenlerin oranı yüzde 62, kalın giyinip evi ısıtmıyorum diyenlerin oranı yüzde 54, yemek öğünlerimi azalttım diyenlerin oranı yüzde 50 ve zaman zaman aç kalıyorum diyenlerin oranı ise yüzde 32’dir.
Şunu özellikle belirtmek isterim: Bu bulgular sadece bir rakam gibi görülmemeli, söylenip geçilmemeli, üzerinde derinlemesine düşünülmeli…
Kim bilir hangi acıları, hangi travmaları anlatıyor bu rakamlar…
Hele ki şu cümle çok ağırıma gitti:
“Zaman zaman aç kalanların oranı yüzde 32”
O zaman sormak şart oldu:
“Bu rakamlardan sonra tüm dünya sizin olsa neye yarar?”
