Şimşek’in hikâyesi
Merkez Bankası, politika faizini yüzde 25’e çıkardı. Ve kararın duyulmasıyla birlikte Hazine ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşek de sosyal medyadan şöyle bir mesaj yayınladı:
“Kararlıyız! Fiyat istikrarı en büyük önceliğimiz…”
Açıkçası bu mesajın en önemli hedefi ‘güven ve kredibilitenin tesis edilmesi’ olarak belirtilebilir.
Bununla birlikte faiz kararıyla Merkez Bankası’nın daha etkin olması amaçlanıyor denilebilir.
Zira Türk bankalarındaki mevduatın yüzde 68’i dolarla…
Dış borç yaklaşık olarak 460 milyar dolar… Ayrıca eksi rezervler, cari açık, bütçenin üzerindeki devasa yükler gibi birçok alanda sıkıntı büyük…
Evet, tam da bu süreçte ‘güven ve kredibiliteyi tesis etmek’ çok önemli.
Bunun için de Şimşek gelir gelmez ne demişti?
“Türkiye'nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır” demişti ve kolları sıvamıştı.
***
Bir taraftan içeride bu adımlar atılırken uluslararası yatırımcıyla ilk sıcak temasın Eylül’de New York’ta gerçekleştirileceği haberi geldi.
Şimşek’in Eylül’de New York’ta uluslararası ilk yatırımcı toplantısı haberini görünce…
Niyeyse eski Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati’nin Şubat 2022’de Londra’da uluslararası yatırımcılarla bir araya gelmesi vesileyse sosyal medyadan yaptığı şu paylaşımı aklıma düştü:
“Londra’da 2. Gün programımızda yabancı fon yatırımcıları ve uluslararası banka yöneticileri ile görüşüyoruz. Türkiye Ekonomi Modelimizi açıklamaya ve detaylandırmaya devam ediyoruz”
Buradaki ‘Türkiye Ekonomi Modeli’ kavramı önemli.
Sonrası malum. Hepimizin bildiği hikâye…
***
Görünen o ki, Şimşek öncelikli olarak makroekonomik istikrarı güçlendirmeyi hedefliyor. Hedefliyor ama sadece atılan bu teknik adımlar yeterli olur mu?
Bu noktada şu bilgiyi belirtmek gerekir: “Türkiye, 38 OECD ülkesi arasında yargıya güven sıralamasında 36’ncı sırada yer aldı.”
Yani yargıya güven endeksinde sondan ikinciyiz.
Ayrıca Dünya Adalet Projesi’nin 2022 Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde de Türkiye, 0.42 puanla 140 ülke arasından 116. sırada yer almıştır.
Şimdi bu verilere yatırımcı nasıl güvenecek?
Şimşek’in attığı teknik adımlar elbette önemli. Ama Şimşek New York’a gittiğinde yatırımcılar yukarıda belirtilen hukuk ile ilgili zayıf karneyi sorduğunda ne cevap verecek?
Dolayısıyla atılan teknik adımlarla birlikte hukuk ve adalet konusunda da olumlu adımlar gelirse… İşte o zaman sadece sıcak para gelmeyebilir. Kalıcı yatırım da gelebilir.
Ki Şimşek’in asıl hedefinin de kalıcı yatırımı ülkemize çekmek olduğu düşüncesindeyim.
Burada da kalıcı yatırım demek yeni fabrikaların açılması demek, işsizliğin bir nebze azalması demek vs.
Gelinen bu noktada, hukuk ve adalet konusu her alanda karşımıza çıkıyor.
Burada soru şu:
“Atılan bu teknik adımlarla birlikte hukuk ve adalet konusunda da olumlu anlamda hızlı adımlar gelecek mi?”
Ya da Şimşek’in uluslararası yatırımcıya hukuk ve adalet konusunda da olumlu anlamda anlatabileceği yeni bir hikâye oluşabilecek mi?
Öte yandan yatırımcılar yerel seçim konusunun da altını çizecektir. Soru muhtemelen şöyle gelecektir:
“Bu atılan adımlardaki kararlılık yerel seçimler sonrasında da devam edecek mi?”
Elbette Şimşek’in bu konuda cevabı önemlidir. Ve fakat bu noktada gözler asıl Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belirteceği mesajlara çevrilecektir.
Dolayısıyla Şimşek’in çıktığı bu yol sadece teknik konularla ilgili değildir. Bunun için de hukuk ve adalet başat faktör olarak belirtilebilir. Siyaset de önemlidir. Yani bu yolun siyaseten de desteklenmesinin önemli olduğu düşüncesindeyim. Ki buradaki en önemli faktörün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olduğu aşikârdır.
Dolayısıyla tüm faktörler birlikte modele olumlu anlamda dâhil olursa… İşte o zaman Şimşek’in başarılı bir hikâye yazma olasılığı artabilir.
***
Son dönemde basında eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın isminin daha fazla gündeme geldiği söylenebilir.
Bu noktada; Albayrak denilince niyeyse Albayrak’ın elinde mendil, patronlara ter içinde kalarak yaptığı sunum geliyor aklıma.
Sunumu izleyenler arasında yılların patronları. Her biri alanında önemli isimler.
Açıkçası hala merak ediyorum Albayrak’ın sunumunu en önden izleyen deneyimli iş adamları Tuncay Özilhan ve Hüsnü Özyeğin o anlarda neler düşündü diye…