"İlk defa doğal gaz fiyatları petrol fiyatlarını geçti"

Botaş eski Genel Müdürü Gökhan Yardım Semra Alkan'ın sorularını yanıtladı:

whatsapp-image-2022-02-27-at-00-35-45.jpegRusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesiyle birlikte başlayan sıkıntılı süreçte enerji özelinde bir çatışma yaşanır mı? Önümüzdeki dönem ile ilgili yorumunuz nedir?

Enerji özelinde bir çatışma beklemiyorum. Bu her tarafın aleyhine olur. Avrupa Birliği’nin yüzde 29 oranında Rusya gazına, yüzde 23 oranında da Rus petrolüne ihtiyacı var. Kömürde bu oranlar daha da yüksek. Enerjiyle ilgili bir çatışma Avrupa’nın, Rusya’nın ve Ukrayna’nın aleyhine olur. Nitekim Rusya’ya getirilen yaptırımlar da enerji tedarikini kapsamıyor. Kapsasa ne olurdu, buna uyan ülke ya çok az olur ya da hiç olmazdı.

Önümüzdeki dönemde Rusya Federasyonu'nun Avrupa'ya gaz tedariki mevcut uzun dönemli kontratları çerçevesinde devam edecektir. Gaz fiyatları spot piyasada artmıştı ve bu fiyatlar 800 ile 1000 dolar/1000 metreküp olarak devam ediyordu. Bu harekâttan sonra, bu fiyatlar 1600 dolara fırladı. Hatta bazı saatlerde geçmişti, tabii şu anda 1100 dolar civarında seyrediyor. Spot piyasadaki fiyatların artması spot LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) fiyatlarına ve son dönemde fiyat formüllerine dâhil edilen spot fiyatlar ve petrol fiyatlı hibrit fiyatlarla uzun dönemli boru gazı fiyatlarına da etki yapıyor ve doğal gaz alım fiyatlarını yukarıya çekiyor. Biz de en son dört yıl için yenilediğimiz Rusya gaz alım kontratını bu hale getirdik.

Sonuçta doğal gaz fiyatlarının tüm Avrupa kıtasında ve Türkiye’de artması anlamına geliyor. Bu sıkıntılı sürecin ne kadar süre devam edeceği önemli, çünkü bu yüksek fiyatların devam etmesi, elektrik fiyatlarının yükselmesi, gübre petrokimya ve doğal gazı kullanan bütün ürünlerin fiyatlarının artması anlamına geliyor. Yüksek fiyatların uzun süre devam etmesi iflaslara, ekonomik durgunluğa, işsizliğe geniş kesimler üzerinde huzursuzluğa, sosyal çalkantılara yol açabilir. O açıdan bu savaş ortamının bir an önce bitmesi ve piyasaların normale dönmesi, bütün dünya ekonomileri için şüphesiz daha iyi olur.

Almanya Kuzey Akım projesini durdurma kararı aldı. Bu noktada, Avrupa Rusya'dan enerji anlamında uzaklaşır mı? Amerika bu fırsatı nasıl değerlendirir?

Amerika’daki kaya gazı devriminden sonra; Amerika, doğal gaz tüketicisi ve sıvılaştırılmış doğal gaz ihracatçısı olarak dünya gaz piyasasında yerini aldı ve LNG ihracatına başladı. Sıvılaştırılmış doğal gaz ihracatı dünya gaz piyasasında bir bolluk yarattı ve gaz fiyatları aşağı yönlü hareket etti. Öyle ki, bu hareket petrol fiyatlarına bağlı uzun dönemli kontratların dahi altında bir fiyat oluşmasına yol açtı. Düşük fiyatlar yeni LNG alım terminallerinin kurulmasını sağladı. İthalatçı ülkeler daha rahat bir şekilde doğal gaz kontratlarını müzakere ettiler, fiyat formüllerinin içinde petrolün yanında spot fiyatlarının yer almasını ve daha esnek kontrat şartlarıyla kontratlarını yenilediler veya revize ettiler.

“İLK DEFA DOĞAL GAZ FİYATLARI ENERJİ BAZINDA PETROL FİYATLARINI GEÇTİ”

Ancak pandemiden hızlı çıkış, kuraklık, Rusya Federasyonu ile Ukrayna arasında başlayan sıkıntılar spot fiyatlarda hızlı bir yükselmeye neden oldu ve ilk defa doğal gaz fiyatları enerji bazında petrol fiyatlarını geçti.

Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra başlayan ve giderek şiddetini artıran Rus karşıtlığı politikalar kapsamında; Polonya ve Ukrayna’daki Rus aleyhtarı politikalar çerçevesinde bu iki ülkeyi bypass edecek projeler geliştirildi. Bu projelerden ilki Mavi Akım, ikincisi de Kuzey Akım projesiydi. Sonra Türk Akım yapıldı. Bu projelerin iki tanesi Rusya’nın en büyük müşterilerinden Türkiye’ye direkt olarak gelirken, diğeri de en büyük müşterisi Almanya'ya ulaşıyordu. Rusya, Avrupa’ya mevcut Ukrayna, Belarus üzerinden 180 milyar metreküplük taşıma kapasitesine rağmen, Almanya’ya 55 milyar metreküplük kapasiteli Kuzey Akım 1’i yaptı. Sonra Kuzey Akım 2’yi yapmaya başladı. Kuzey Akım 2 ortakları arasında “Shell, Engie, Uniper, OMV ve Wintersall” gibi Avrupa’nın dev enerji şirketleri yer alıyor. Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa'nın Rus gazına daha fazla bağımlı olmasını engellemek ve kendi LNG ihraç projelerine ilave pazar yaratılması amacıyla, Kuzey Akım 2 projesine karşı çeşitli yaptırımlar uyguladı. Daha sonra Biden yönetimi kendileri açısından hatalı bir karar aldı, burada Almanya’nın bu yöndeki baskıları da rol oynadı ve proje üzerindeki yaptırımları kaldırdı. Ukrayna, Polonya, Litvanya, Slovakya gibi ülkeler Avrupa Birliği’nde Kuzey Akım 2’nin yaptırımlarının kaldırılmasına karşı çıktılar.

Rusya’nın Ukrayna’ya askeri harekâtından sonra, Biden yönetimi, projeye tekrar yaptırım getirme konusunda adım atacakken, Almanya, Amerika'dan önce, Kuzey Akım 2 projesini durdurma kararı aldı. Proje şirketleri uluslararası finansman kuruluşlarından kredi alarak bu projeyi yaptılar. Alman hükümetinin aldığı kararın ne tür bir hukuki, mali sonuçları olacak bilmiyoruz. Ortalık sakinleştikten sonra bu projenin tekrar raftan indirilmesi söz konusu olabilir.

Bitmiş, devreye alınma çalışmaları tamamlanmış, gaz doldurulmuş, milyarlarca avro harcanarak yapılmış bir projeden bahsediyoruz. Projenin arkasında dev Avrupalı şirketler var. Dolayısıyla gerçekçi olmak lazım… Ben makul bir süre sonra, 2 ila 5 yıl içinde bu projeye tekrar dönüleceği kanısındayım.

“LNG PROJELERİNİN RUS GAZININ YERİNİ ALMASI KOLAY DEĞİL”

LNG projelerinin Rus gazının yerini alması öyle kolay değil. Katar da bunu ifade etti. Çünkü sıvılaştırılmış doğal gazı alacak terminallerin yapılması lazım. Avrupa'da bu terminallere baktığımızda, genelde Kuzey Avrupa'da ve Güney Avrupa'da olduğunu görüyoruz. Bu terminallerin bütün kapasitelerini alsanız bile, yine Rus gazını ikame edemiyorsunuz ve ayrıca da bu terminallerde yapılacak gazlaştırmadan sonra, bu doğal gazın tüketim merkezlerine getirecek şekilde boru hattı ve kompresör istasyonu altyapılarının revize edilmesi gerekiyor. Tüm bunların hepsi yeni yatırım ve maliyet demektir. Artan gaz fiyatlarının spota endeksli, yüksek LNG fiyatları ile doğal gaz fiyatlarının daha da yükselmesi anlamına geliyor. Yüksek doğal gaz fiyatları ve yüksek enerji fiyatları, yüksek enflasyonu ve sonuçta durgunluğu getirebilir. Tabii ki Avrupa, Rus gazına olan şu andaki yüzde 38’lerdeki bağımlılığını azaltmak isteyecektir. Bu son aylarda gördüğümüz, fiyat avantajı (Avrupa’daki fiyatların yükselmesi) dolayısıyla bir miktar Amerikan LNG’si uzak doğu yerine Avrupa’ya yönelmişti, bu yöneliş Avrupa’daki yüksek fiyatlar sebebiyle devam edebilir.

Diğer taraftan, Avrupa Birliği yeşil mutabakat çerçevesinde, fosil yakıtlardan uzaklaşmayı ve daha fazla yenilenebilir enerji kullanma yönünde politikalarını revize etmişti. Fakat itirazlar ve o kadar kolay ve sancısız olamayacağını anlayınca doğal gazın yanı sıra nükleer projelerinde yeşil mutabakat çerçevesine alacağını söylemişti. Bu politikalara devam edecek, ama Rus gazından tamamen vazgeçmek gibi bir proje veya bir yöneliş ben beklemiyorum. Avrupa’nın da kendi ürünlerini satacak bir pazara ihtiyacı var. Ülkeler arası dış ticaret karşılıklı yapılır. Amerika yeni sıvılaştırılmış doğal gaz projeleri yapıyor ve bir miktar daha Avrupa'da Rus gaz piyasasından pazar alabilir, ama bu projeler yani Amerika'da yapılan projelerin hepsi özel sektör projeleridir ve gaz fiyatları nerede yüksekse oraya yönelir. Bu da Avrupa kıtası için daha yüksek maliyetli enerji ve yüksek maliyetli üretim ve yüksek enflasyon demektir. Avrupa politika yapıcıları bunu mutlaka dikkate alacaktır.

Son dönemdeki gelişmeler yakın ve orta vadede “enerji güvenliği” açısından nasıl sonuçlar ortaya çıkarır?

Orta ve uzun vadede politika yapıcıları Rus gazına, Rus petrolüne ve Rus kömürüne olan ihtiyaçlarını imkânlar çerçevesinde azaltmaya çalışacaklardır. Türkiye olarak da bu yönde politikaların geliştirildiğini görüyorum. Her ne kadar deklare edilmediyse de Rusya ile geçen sene 30 milyar metreküplük bir alım kontratımız vardı. 2025 yılı sonuna baktığımızda 5750 milyar metreküpe düşüyor. Peki, bu doğal gazı ne ile ikamet edeceğiz?

Yerli Karadeniz gazı bu ikameler için yeterli değil. Bir süreden beri hem dünyada hem de Türkiye'de sadece doğal gaz değil fosil yakıtların yenilenebilir enerji ile ikame politikaları yürütülüyor. Neden? Çünkü karbon salınımı ve iklim değişikliğinden dolayı daha temiz yakıtlara gidilmesi planlanıyor ve isteniyor. Bu yönde konferanslar yapılıyor. En son Glascow’da yapıldı. Karbon salınımının azaltılması ve sınırlandırılması yönünde kararlar alınmaya çalışılıyor. Ama bu kadar kolay olmuyor, büyük yatırımlar gerekiyor ve enerjinin depolanması karşımıza çıkan en önemli sorunlardan bir tanesi… Ürettiğimiz elektrik enerjisini ucuz ve ekonomik bir şekilde depolayabilmemiz lazım. Henüz batarya teknolojisi ve hidrojen teknolojisi bunu sağlayabilecek durumda değil. Bu teknolojilerin gelişmesi lazım... Yenilenebilir kaynaklara daha fazla ağırlık vermek gerekiyor, ama yenilenebilir kaynaklar da yeterli enerji güvenliğini sağlamıyor. Zira rüzgâr esmediğinde, güneş çıkmadığında sizin bir şekilde enerjiyi sağlamanız lazım. Bunu da en kolay olarak, doğal gaz santralları ile yapabiliyorsunuz. Nükleer enerjide önemli tabii.

Sonuçta, doğal gazın ve fosil yakıtların payının biraz daha azalacağını, ama hiçbir şekilde ortadan kalkmayacağını, sıfırlanmayacağını öngörüyorum. Geçen sene 331 milyar kilovatsaatlik bir elektrik üretimi sağlandı. Bu üretimin yüzde 31’i kömür, yüzde 33’ü doğal gaz, yüzde 17’si hidro ve yüzde 17’si de rüzgar, güneş ve jeotermal kaynaklardan üretildi. Tabii geçen sene kurak geçen bir yıldı. O yüzden kömür ve doğal gazın payı yüksek oldu. Rüzgâr, güneş ve jeotermal gibi yenilenebilir kaynakların artırılması yönünde çalışmalar yapılıyor. Ancak istenilen seviyelere gelmiş değiliz, iletim şebekesi, trafo kapasitesini daha da arttırmamız lazım. Bu yönde yatırımlarımızı çoğaltmamız gerekiyor ki daha fazla yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretebilelim. Çatılarda bireysel güneş enerjisi kullanımını ucuz uzun vadeli kredilerle teşvik etmemiz lazım. 2020 yılında fosil yakıtların birincil enerji içerisindeki payı yüzde 83,3, ithal kaynakların payı yüzde 70, petrolün yüzde 29, doğal gazın yüzde 27, kömürün ise yüzde 28 civarındaydı. Bu oranları azaltmamız ve yenilenebilir kaynakları çoğaltmamız lazım. Yerli kömürümüzün gazlaştırma ile kullanılma yolunu tercih etmeliyiz.

Doğal gaz tedariki açısından da biz Avrupa'ya göre çok daha şanslı bir konumdayız ve şanslı bir pozisyonumuz var. Çok farklı yerlerden doğal gaz ithal ediyoruz. Rusya Federasyonu'nun yanı sıra İran, Azerbaycan ve Cezayir ile uzun dönemli kontratlarımız var. Spot piyasa olarak da başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere çok farklı ülkelerden spot LNG alıyoruz. Tabii bunlar maliyetli… Dolayısıyla maliyeti de göz ardı etmemiz lazım, yaşanan son olaylar bize hem Kuzey Irak gazı için hem de Doğu Akdeniz için yeni fırsatlar ortaya çıkartıyor. Kuzey Irak için Irak Federal Mahkemesi'nin aldığı bir karar var. Bu karar Türkiye'ye doğalgaz ihracatını zorlaştırıcı bir karar. Amerika'nın baskısıyla Irak tarafında bu kararın tekrar gözden geçirileceğini umuyorum. Doğu Akdeniz'de de Türkiye'nin İsrail’le geçtiğimiz yıllarda aşınan karşılıklı güven tesisinin yeniden ele alınacağını umuyorum, bu konuda bizim politikalarımızı tekrar gözden geçireceğimizi bekliyorum. Ki İsrail’le karşılıklı güven tesis edebilelim ve oradaki doğalgazın sahibi olan şirketler bu doğalgazı Mısır, Ürdün gibi ülkelerin yanı sıra Türkiye’ye de getirebilsinler. Sonuçta, bu sahalar özel sektör şirketlerinin… Onların karar vermeleri lazım, bu noktada boru hattı güzergâhı nereden geçecek, nasıl geçecek, bu konular bir şekilde çözüme kavuşturulur diye bekliyorum. Amerikan hükümetinin de son yıllarda Doğu Akdeniz projelerine desteğinin olacağı yönünde işaretleri oldu. Bahsettiğim bu iki projeyle ilgili fırsatların çıkması bir yönden de bizim bu fırsatları akılcı biçimde kullanmamıza bağlı. Fırsatların çıkması ile projeler kendiliğinden hayata geçmiyor, bu yönde politikalar geliştirmekle sağlanıyor.

“Mavi Akım ve Türk Akım boru hatlarının Karadeniz girişindeki tesisleri öncelikle Türkiye Cumhuriyeti'nin enerji güvenliğine hizmet ediyor ve korunmalıdır.” diye bir açıklamanız oldu. Bu konuyu biraz açar mısınız?

Türkiye'ye doğal gaz sağlayan iki tane boru hattı var. Bir tanesi Mavi Akım Boru Hattı. Bergovaya kompresör istasyonundan Karadeniz'e giriyor, diğeri de Türk Akım Boru Hattı. Bu da Russkaya kompresör istasyonundan Karadeniz'e giriyor ve bunların deniz boru hatları ile Mavi Akım üzerinden 16 milyar metreküp, Türk Akım üzerinden de 15.75 milyar metreküplük bir kapasitesi var. Ama biz Türk Akım’dan daha az gaz alıyoruz. Sonuç itibarıyla, 2 boru hattının bize gaz tahsis edilen kontrat miktarı 26.75 milyar metreküptür. Bu iki boru hattı da Rusya'da Krasnodar bölgesinden geçiyor. Geçtiğimiz ay İran'daki gaz akışında bir problem oldu. Sanayimiz durdu, 4 gün boyunca elektrikler bazı yerlere verilmedi, sanayide kesinti kısıntı yapıldı. Ayrıca, geçtiğimiz günlerde de Azerbaycan - Ermenistan Savaşı'nda Ermenistan, boru hattının çok yakınında bazı eylemlerde bulunmuştu. Amaç Azerbaycan'a zarar vermekti.

“RUSYA’DAN GELEN MAVİ AKIM VE TÜRK AKIM BORU HATLARI TÜRKİYE’NİN ENERJİ VE DOĞALGAZ GÜVENLİĞİ AÇISINDAN SON DERECE ÖNEMLİDİR”

Rusya'dan gelen bu iki boru hattı Türkiye'nin enerji ve doğalgaz güvenliği açısından son derece önemlidir. Sonuçta şu an bir savaş oluyor; savaşta kimin, nereye, nasıl müdahalede bulunacağını kestirmek kolay değil. Hatta bu savaş nereye evirilebilir, bilmiyoruz. Avusturya, Slovakya ve İtalya'nın gazı Ukrayna üzerinden gidiyor. Ukrayna Rusya’ya zarar vermek amacıyla boru hatlarına bir eylemde bulunabilir mi? Bıçak kemiğe dayanırsa ne yapılır?

Körfez savaşında, Kuveyt de günlerce petrol kuyuları yandı. Bunlar belleklerimizde… Boru hatları ve yer üstü tesislerine bir eylemde bulunulmaması lazım. Bunu özellikle vurgulamak isterim. Tabi, eminim ki bunu da bizim devlet kurumlarımız mutlaka bir şekilde Ukrayna'ya hatırlatmışlardır diye umuyorum.

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum