Beyaz Kaplanlar Kafesten Kaçınca

Netflix’in yayımladığı 2021 yapımı “The White Tiger” (Beyaz Kaplan) isimli film, oldukça sürükleyici bir sinema diliyle, önümüzdeki yıllarda tüm dünyayı meşgul edecek bir konuyu gündeme taşıyor. 

İran’lı bir baba ve Bahreyn’li bir annenin oğlu olarak Amerika’da doğup büyümüş bir yönetmen olan Ramin Bahrani’nin, Hintli yazar Aravind Adiga’nın ödüllü romanından sinemaya uyarladığı film, Hindistan’da geçen hikâyesi üzerinden basitçe şunu sorguluyor:  

Popülist siyasetçiler, ilkesiz bürokratlar, servetlerine servet katmaktan başka motivasyonları olmayan muhteris işadamları, çalarak, çırparak, hiçbir kural tanımadan yollarına çıkanı ezip geçerek, kendilerinin efendi, fakir kitlelerin köle olduğu bir düzen kurmuşlarsa, hizmetçilerine /vatandaşlarına/ takipçilerine sus payı olarak sofra artıklarını, küçük memuriyetleri, ayak işlerini veriyorlarsa, ahlaken üstün olmak, adaleti sağlamak gibi bir iddiaları ve çabaları yoksa, neden fırsatını bulan bir hizmetçi efendisini boğazlayıp yerine geçmesin? Efendilerin tanımadığı kanun ve kuralları, hizmetçiler neden tanısın?  

Film, Hindistan’ın aç, fakir ve “karanlık” kırsalında, sürekli istismar edilip sömürülen yüz milyonlarca cahil ve zavallı köylüden biri olan, Allah vergisi zekasına rağmen ömrü boyunca fakir kalmaya mahkûm Balram’ın hayatından kesitlerle başlıyor.  

Balram, daha aklı erer ermez geleceğe dair bir umut taşımanın anlamsızlığını görüyor.  

Çünkü zorbalık, adaletsizlik, istismar, katman katman biniyor onun gibi yoksulların sırtına.  

Geniş halk kitlelerini yalanlarla aldatıp, peşlerine düşen kalabalıklardan devşirdikleri güçle “besin zincirinin” en üst katmanına yerleşen siyasetçiler ve onların enstrümanı haline gelen bürokratlar, daha çok para ve güç için iş adamlarına “çöküyorlar”.  

Siyasetçileri ve bürokrasiyi rüşvetle “beslemeleri” karşılığında iktisadi ve kanuni imtiyazlar elde eden iş adamları da harcadıklarından çok daha fazlasını kazanmak için fakir halka “çöküyorlar”. 

Bunlar aslında Balram’ın rol modelleri olan “beyaz kaplanlar” ... 

Balram, efendilerinin şoförlüğünü yapıp lüks hayatlarına şahit olurken, içine doğduğu uydurma kast sisteminin anlamsızlığını sorguluyor.  

Seçimlerden zaferle çıkan, fakirlerin, ezilenlerin savunucusu “büyük sosyalist” diye anılan liderin, zengin bir iş adamı olan efendisinden nasıl rüşvet talep edip aldığını kendi gözleriyle görünce “dünyanın en büyük demokrasisi” diye anılan Hint demokrasisinin bir kandırmacadan ibaret olduğunu anlıyor. 

Sarhoş kafayla gezerken, sokaklarda dilenen zavallı bir çocuğu ezip öldüren efendilerinin, rüşvetle adaletin elinden nasıl kurtulduklarına şahit oluyor. 

Kendini kümeste kesilmek için çaresizce sırasını bekleyen bir horoz gibi hissediyor. 

Buraya kadar hikâyeyi okuyanlar “burada yeni ve orijinal olan nedir, bu zaten ilk başta Marx sonra Gramsci, Adorno, Horkheimer, Mills, Dahrendorf, Coser gibi çatışmacı ve eleştirel düşünürler tarafından ortaya koyulmuş perspektif değil mi” diye sorabilirler. 

Hem evet hem hayır!.. 

Toplumsal varoluşu iktisadi sınıfların çatışması üzerinden anlamlandırma çabası yeni değil ama bugün artık işin rengini değiştiren çok büyük değişiklikler, önemli kırılmalar var. 

“Modern toplumu ne bir arada tutacak?”, “Âdil, insanların güç sahiplerince sömürülmediği, temel hak ve hürriyetlerinin ihlal edilmediği bir toplumsal düzen nasıl kurulacak?” sorularına bugüne kadar üretilen cevaplar hızla geçerliliklerini yitirmeye başladı. 

Gelişen teknoloji, üretim süreçlerinde insana duyulan ihtiyacı hızla azaltarak “emek” ve “emekçiyi” denklemden çıkarttı. 

Fabrikalarda artık asıl yükü insandan çok robotlar çekiyor artık.  

Gelişmiş ülkelerde tarımda çalışanların nüfusa oranı yüzde birin altına inmiş durumda. 

Yakında şoförler, muhasebeciler, mağaza çalışanları iş bulamaz olacaklar. 

Yapay zekâ ile donatılmış robotlar, doktorluk, öğretmenlik, polislik, askerlik gibi en temel meslekler için bile tehdit oluşturuyor. 

Kuralların ve mesleklerin adeta buharlaştığı dünya, yavaş yavaş kafeslerinden kurtulmuş beyaz kaplanların açık av alanına dönüşüyor. 

Bakalım insanlık bu yeni krizle nasıl başa çıkacak? 

YORUMLAR (7)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
7 Yorum