Olimpiyattaki drag queenler ifade özgürlüğü mü?

Aslında soru "İfade özgürlüğü nerede başlar, nerede biter?" olabilir ve herkes biliyor ki bu sorunun cevabı da çok netameli çünkü ifade özgürlüğü dediğimiz şeyin, siz olayın neresinde yer alıyorsanız, orayı kapsaması gerektiği algısı var insanda ve maalesef insanın mizacı bu, kendisi haklı olsun istiyor, kendisi haklı olduğunu düşündüğünde de herkesin kendisi gibi haklı olduğunu söylemesini istiyor.

Konu, Dünya'ya hitap eden en büyük spor oyunları gösterisi Olimpiyatların dünyaca izlenen açılış gösterisindeki bir performans olunca da hem Leonardo da Vinci'nin meşhur Son Akşam Yemeği tablosu hem drag queenleri biraz anlatmak gerekiyor.

"Abartılı kadın kıyafeti giyen ve bilinçli olarak bir kadın karikatürü gibi davranan erkek" diye tanımlanıyor drag queen, daha kolay anlayabileceğimiz şekilde ifade etmeye çalışırsam hem kıyafetleriyle hem sahne performanslarıyla Huysuz Virjin için bir drag queen diyebilirim.

Drag Queen'in doğrudan bir LGBT birey olması gerekmıyor, bu ifade bir performans gerçekleştirmek amacıyla kadın gibi ve abartılı giyinen kişileri tanımlıyor, Olimpiyatların açılışındaki performans da 'İsa'nın Son Akşam Yemeği' tablosunun canlandırılmasıydı.

Gerçi söz konusu performansı, Fransız Katolik avukat Fabrice di Vizio, Fransız yargısına taşıma kararı alınca, Olimpiyatların açılış töreninin sanat yönetmenliğini yapan Thomas Jolly, Fransız Katolik Kilisesinin de "Bu tören maalesef, Hıristiyanlıkla alay eden sahneler içeriyordu, bu durumu derin bir üzüntüyle karşılıyoruz" dediği gösteri için, 'tepki alan sahne gösterisinde Son Akşam Yemeği tablosunun değil, bir pagan şenliğinin canlandırıldığını' söylemiş, gösterinin merkezinde de 'İsa aleyhisselam değil, şarap tanrısı Dionisos' varmış.

Gösteride canlandırıldığı söylenen 'İsa'nın son Akşam Yemeği' İncil kaynaklı, tablosundan ise ayrıca söz edeceğim.

İncil'in Matta 26:17-28 bölümünde geçen İncil ayetlerinde İsa aleyhisselam ve on iki havarisinin bir akşam yemeği sırasındaki hali anlatılır.

Ayetlere göre İsa, Fısıh bayramını havarileriyle birlikte kutlamak istemiş ve hazırlık yapılmıştır, yemek esnasında İsa, bir havarisinin kendisine ihanet edeceğini söylemiş, havarileri şaşırarak tek tek "Ya Rabbi, beni demek istemedin ya?" diye sormuş, sıra Yahuda'ya gelince İsa onaylamıştır ve sonrasında eline ekmek alıp, bölüp havarilerine vermiş "Bu, benim bedenimdir." demiş, eline bir kase alıp "Hepiniz bundan için, bu benim kanımdır." demiştir.

Son Akşam Yemeği tablosu ise; Leonardo da Vinci'nin yaptığı, Milano'da, Santa Maria delle Grazie manastırı yemekhanesindeki, yaklaşık dokuz metre genişlikteki resimdir. İncildeki pasajdan yola çıkılarak yapılan bu tablo, sayısız kopya, yeniden yapım ve resimlemeleriyle tüm dünyada tanınmıştır.

Kutsal kitabın çok bilinen ve sanat dünyasınca Leonardo da Vinci dışında da çok işlenen bir bölümünün, Olimpiyat oyunlarının açılışındaki canlandırması, tepki çekeceği tahmin edilmeden mi hazırlandı hiç bilmiyorum fakat hiç de sanmıyorum, dikkat çekmesi, konuşulması, tepki alması kime, ne kazandırır, o da belirsiz zaten.

Bugün LGBT kısaltması ile ifade edilenler de kutsal kitaplara göre helake uğramış bir kavim, büyük bir yanardağ patlaması sonrası lavlar ve küller altında kalıyorlar, Lut aleyhisselam, bir elçi olarak aralarındayken de, onları cinsel eğilimleri hakkında uyarınca, kavmin bazıları Lut'un ve çevresindekilerin şehirden çıkarılmasını istiyor ve sebep olarak 'pek temiz insanlar olmalarını' gösteriyorlar.

Tüm bunları birlikte düşününce aklıma şunlar geliyor: Drag queenler, zaten birer LGBT birey olmayabilir, alacağı ücret karşılığında şovunu yapan densiz showmenler olabilir, olimpiyat oyunlarının sanat yönetmeni Thomas Jolly'de mahkeme lafını duyunca hemen açıklama peşine koşmuş, 'pagan şenliğiymiş, Dionisos'muş', e peki de bu fırtına niye koptu, 'ifade özgürlüğü' kavramına göre düşününce bile anlamlandırmakta zorlanıyorum çünkü birileri Hristiyan toplumun hassas noktalarına dokunsun, günlerce gündemi meşgul etsin, sonra "yok o öyle değildi, böyleydi" cümleleri...

Hristiyan dinî otoritelerin de Hristiyanlığa hakaret olarak gördüğü ve yargıya taşınacağını duyduğumuz performansı, Fransız mahkemeleri nasıl değerlendirecek merak ediyorum.

YORUMLAR (23)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
23 Yorum