Seçime doğru büyük bir hızla gidiyoruz. Tam olarak ne zaman olacağını kestiremesek de biliyoruz ki en geç Haziran 2023’te bir seçim olacak.

Bugünden itibaren bir yıldan çok az bir süre var.

Ve belli ki bu bir yıl hiç de kolay bir yıl olmayacak. Hem siyasi açıdan hem de ekonomik olarak.

Gündem de baş döndürücü bir hızda değişiyor.

Pazar akşamı “6’lı Masa” toplantısını beklerken Enerji Bakanı Fatih Dönmez’in sosyal medya paylaşımını ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun verdiği cevapları konuştuk.

Gece yarısı ise liderler zirvesinin sonuç metni açıklandı.

Bu hafta bu iki konu gündem olacak diye düşünürken dün Gezi Parkı davası sonuçlandı. Verilen kararın hukuki ve vicdani olarak yarattığı haksızlık da gündemin yine değişmesine neden oldu.

Meselenin Türkiye’deki adalet sistemi açısından, demokrasi açısından önemi büyük. Zaten Pazartesi akşamından bu yana da siyasetçiler, hukukçular konuyu tüm ayrıntılarıyla ele almaya devam ediyor.

Kararın hukuki olmadığı, siyasi olduğu net bir şekilde görülüyor. Öte yandan seçime doğru gidilirken iktidar ittifakı başka ne tür benzer hamleler yapılacak bilemiyoruz. Ancak ekonomide son dönemdeki yanlışta ısrar politikasının bundan sonraki süreçte siyasette de kendini daha fazla göstereceğini tahmin etmek zor değil.

***

Birlikte hatırlayalım!

Eylül 2021’de somut hale gelen faiz indirimi ısrarı öncesinde benim de içlerinde olduğum birçok ekonomist net bir şekilde hükümeti uyardık. Bu faiz indirimi önce kurda ardından da enflasyonda bizi geri dönülemez noktalara götürecek dedik. Enflasyon, Pandora’nın Kutusu’ndan çıktıktan sonra onu oraya geri sokmak kolay olmayacak, uzun vadede de çok ciddi sorunlar yaratacak dedik.

Dinlemediler.

Aradan geçen altı ayın sonunda ekonomiye güven kalmadı. Tüketici güveni tarihi dipte. Enflasyon kontrol altına alınamıyor. Yoksulluk ve yoksunluk artıyor.

Bütün bunlar yaşanırken hükümetin bulduğu çözüm önerileri ise durumu içinden daha çıkılmaz bir hale getirmekten başka bir işe yaramadı.

Mesela artan sorunların çözümü için kullanılabilecek bütçe imkânları sadece döviz kurunu tutmak için kullanılıyor. TCMB yapılan yanlışlar nedeniyle maalesef işlevsiz.

Bu süreçte toplumun sorunların çözümü için baktığı yer, muhalefet partileri tarafından kurulan 6’lı Masa! Son dönemde de bu masadan özellikle ekonomi konusunda üretecekleri çözüm önerileri talebi yükselmişti.

Her ne kadar gündemde belirgin bir yeri olmasa da Pazar akşamı liderlerin hazırladığı mutabakat metninde görülen o ki muhalefet de bu talebe kulak vermiş. Yaşanan sorunların nedenleri ve çözüm yolu hakkında hemfikir olmuşlar.

Açıklamada TCMB’nin bağımsızlığı, siyasi ahlak yasası, Ekonomik ve Sosyal Konsey’in yapılanması ve planlama eksikliğine çözümler üretilmiş.

Yani çözüm olarak özetle benim anladığım liderler masası şunu söylüyor:

“Kısa vadede en önemli mesele TCMB’nin yeniden bağımsız hareket edebilmesi. Ekonomide kısa vadede bu adım atılmalı. Uzun vadede yapılacaklar ise devletin planlama aklı öncülüğünde toplumun tüm kesimlerinin işbirliği ile yapılmalı. Bulunacak çözümler için kaynak ise bütçede. Eğer yanlış kaynak kullanımı ve yolsuzluklar engellenirse, bu işbirliği içerisinde üretilecek ortak çözüm önerileri de Türkiye ekonomisinin kalıcı bir şekilde sorunlarını çözebilecektir!”

Elbette çok daha detaylı çözüm önerileri beklentisinde olanlar da vardı. Fakat söylemeliyim ki benim açımdan bir liderler bildirisi için gayet yeterli bir prensip uzlaşısı olmuş.

Bu yukarıda ifade ettiğim işler gerçekten hayata geçirilebilirse, Türkiye’nin en azından akut sorunlarının çözümünde bir yıldan kısa bir sürede hızla yol alması mümkün olabilecektir.

***

Bu arada umalım da ataride oyunu kaybederken kendini kaybederek bütün düğmelere basan oyuncu gibi hareket eden iktidar ittifakı ekonomide yaptığı yanlışta ısrar hatasını siyasette yapmasın.

Çünkü ekonomide bir yerde geri dönüş hep mümkün!

Fakat toplumsal vicdanın gördüğü zararı ve kaybolan adaleti geri getirmek bir noktadan sonra imkansız olur!