Akşener’in geride bıraktığı soru...
Meral Akşener’in Millet İttifakı’ndan çekilmesi üzerine yapılan yorumlar ‘beklenmedik ve son dakikada yapılan bir hamle’ olmanın tabiatı gereği, bir açmazı aşamıyor. Muhalefet blokundaki şaşkınlık ve öfke de bu açmazı daha büyütüyor. En iyimser ve anlayışlı söz ve soru şudur: “Kılıçdaroğlu’nun adaylığı en azından altı aydır belliydi. Akşener neden son ana kadar bekledi?”
Bu soru bir yönüyle siyaseten yanlış tutuma bir yönüyle de arkası kesilmeyen komplo teorilerine gönderme yapıyor. Her şeye rağmen bu teorilerin birincisine; yani, Akşener’in fevri, duygusal ve kırgınlıkla Masa’dan kalktığını varsayıyorum. Yaptığı şey sadece Erdoğan’a yaramış olsa da Akşener’in bunu Erdoğan’ın namı hesabına yaptığını söylemenin yanlış olduğunu düşünüyorum. En nihayet İYİ Parti tabanı keskin bir iktidar karşıtlığında birleşmiş kitledir ve Akşener de söylemeye gerek yok Erdoğan’ın bir daha kazanmasına en ziyade karşıdır.
Bu durumda, “Madem öyle, Masa’dan neden kalktı?” sorusuna mantıklı bir cevap bulmak daha da zorlaşıyor elbette. Ayrıca, Kılıçdaroğlu’nun seçilemeyeceğini düşünerek ayrılmasına rağmen; böyle yapmakla, seçim kazanmayı mümkün kılan bir tablo oluşmaması Akşener’in pozisyonunu zorlaştırıyor.
Masa’dan kalkmakla Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendisi veya muhalefet adına bir imkan oluşturmuş olmadı, aksine bunu zorlaştırdı. Bugün hem muhalefet hem de kendisi adına durum daha zor ve sıkıntılı hali geldi. Hatta, bu tavrıyla bizatihi İYİ Parti’nin büyüme planlarına da darbe indirdi. Ortadaki manzara, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına kızarak ittifak içinde ve dışında bulunan bütün muhalefetin umutlarını yerle bir etmekten başka bir şey söylemiyor. Akşener’in geride bıraktığı soru hem ülkeye hem de kendisine yük olmaya devam edecektir. Çekilme kararı, siyasi tarihimizin unutulmaz olaylarından birisi olacaktır.
Genel hatlarıyla arka planda neler yaşandığını biliyoruz. Akşener’in Masa’da beş partiye karşı tek başına kalması ve Kılıçdaroğlu’nun kendisi konuyu düşünürken onay veren beş partinin imzasıyla adaylık ilanı sürecinin başlamasını talep ettiği bir sır değil. Bunun Akşener’i rahatsız ettiği de malum. Ama gerilim ve hatta fikir ayrılığı ne olursa olsun, Masa’dan kalkmak yine de makulleşemiyor. İYİ Parti dahil bütün partilerin topluma verdiği sözle aşırı şekilde çelişiyor. Birçok formül bulunabilecekken hepsini ıskalayıp en beklenmedik olanına hükmetmek Akşener’in ve partisinin bugün karşı karşıya bulunduğu eleştirileri haklı çıkarıyor.
Öte yandan, muhalefet cephesindeki bu büyük krize rağmen seçim sonucu hâlâ belirsizdir. Millet İttifakı’nın da Cumhur İttifakı’nın da henüz yüzde 50+1’i bulunmamaktadır. Toplamda ise, bütün muhalefetin iktidara karşı az da çoğunluğa sahip olduğu gerçeği vardır. Ama psikolojik üstünlük yeniden iktidara geçti. Akşener’in hamlesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kararsız seçmenini geri çağırma fırsatı sundu. Az bir fırsat değil… Dahası, bu hareket iktidarın depremdeki başarısız görüntüsünü de en azından şimdilik unutturdu. Masa’nın yaşadığı sarsıntı Erdoğan’a seçimi ikinci tura bırakmamak için depar imkanı sağladı.
Millet İttifakı ise bir anlamda seçime bugün yeniden başlayacak. Adayıyla, kadrosuyla, yol haritasıyla ve en önemlisi yaşadığı şoktan kurtulma kabiliyetiyle… Akşener’in ayrılığının verdiği zararı gidermek Masa’nın siyasi zekasına ve topluma vereceği mesajlara bağlı. En nihayet bu seçimde artılarıyla eksileriyle geride kalan beş yıllık icraat dönemi oylanacaktır.