Ukrayna’ya sınırsız desteğin sınırları
İki yılı aşkın süren Rusya Ukrayna savaşı, Batı dünyasında “varoluş mücadelesi veren bir ulusun direnişi‘‘ şeklinde oluşan algısını yavaş yavaş kaybediyor. Batı kamuoyunda Ukrayna’ya verilen destek gün geçtikçe daha da azalırken, koşulsuz destek seyrinde yürüyen yaklaşım yerini bıkkınlık hissiyatını terk ediyor.
Savaşın ilk yılında Türkiye’nin de öncülüğünü yaptığı barış görüşmeleri artık gündemden çıkmış gibi görünse de savaşın tarafları ve Batı kamuoyu aslında bu yıpratıcı savaşın içten içe bir an önce son bulmasını istiyor.
Batı kamuoyunda Vladimir Zelenskiy’e yönelik eleştiri sayılabilecek yorumlara yer yer rastlanıyor ancak ciddi anlamda barış talep eden bir cenah oluşmuş değil. Kamuoyunun muhtemel bir barışa kolayca ikna edilebileceği bu dönemde, Batı dünyasının henüz adım atmamasından doğan diplomatik boşluğu ise Çin doldurmaya çalışıyor.
***
Çin Komünist Partisi, Avrasya Özel Temsilcisi Li Hui’yi bir yıl önce başarısız olan ilk girişimden sonra yeninde bir barış turuna gönderdi. Çin Dışişleri Bakanlığı bu ziyaretin “Ukrayna krizine siyasi bir çözüm bulmak için “ yapıldığını açıkladı. Batı, Çin’in savaşı Rusya’nın işgali olarak değil de bir kriz olarak nitelendirmesini kınıyor ama bu savaşı kimin nasıl isimlendirdiği sorunu çoktan aşılmış durumda.
Li, Rusya ve Ukrayna’nın yanında Almanya, Fransa ve Polonya’yı da ziyaret edecek. AB yetkilileri ile Brüksel’de görüşmeler yapacak.
Çin aslında savaştan ekonomik olarak istifade ediyor. Savaş nedeniyle Rusya’yı terk eden AB, ABD ve Japon firmalarının yerini Çin firmaları aldı. Çin Rusya’ya otomobil, cep telefonu, teknoloji ve günlük tüketim malzemelerine kadar geniş bir yelpazede ürün temin ediyor. Buna karşılık Rusya’dan uygun fiyatlarda gaz ve petrol alıyor. Rusya iki yıldır süren yıpratıcı savaşı Çin’e sattığı doğal yakıtla finanse ediyor.
Batı ise savaş nedeniyle başta enerji olmak üzere vazgeçmek zorunda kaldığı ticari ilişkiler dolayısıyla milyarlarca dolarlık zarar yaşarken, Ukrayna’ya yaptığı mali yardımlar nedeniyle ağır bir ekonomik yükün altına girdi.
***
Ocak 2024 tarihi itibarıyla ABD Ukrayna’ya toplam 68,72 milyar euroluk askeri ve mali yardım yaptı.
Almanya’nın yaptığı desteğin miktarı ise 41,54 milyar euro. Fransa 17,1 milyar euro, Birleşik Krallık 15,66 milyar euro ve Hollanda da 13,37 milyar dolar yardımda bulundu.
Bütün AB ülkeleri Ukrayna’ya yardım etti. Hatta yapılan yardımların GYSMH’ye kıyasla ön sırlarında AB’nin güçlü ülkeleri değil küçük ülkeler var. Estonya bu sıralamada (yüzde 4.1) birinci sırada. Estonya’yı Danimarka Litvanya, Norveç ve Letonya gibi Rusya tehdidinden birinci derecede endişe eden ülkeler takip ediyor. Almanya’nın GYSM’ye oranla yaptığı yardım yüzde 1.1 ve 11’inci sırada. ABD ise 32’inci sırada yer alıyor.
ABD’de ulusal kongrenin Ukrayna’ya yapılacak yardımları bloke etmesi Avrupa’da eleştirildi ancak büyük bir hayal kırıklığına neden olduğunu söylemek güç. Yani Ukrayna’ya koşulsuz yardım hissiyatı sınırlarına ulaşmış gibi gözüküyor.
***
Avrupa’da büyük bir siyasi başarı elde edeceği beklenilen aşırı sağ partilerin bu yıl yapılacak AB seçimleri öncesinde Ukrayna yardımlarını siyaset gündemine sokma ihtimali de bir hayli yüksek.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasından birkaç gün sonra yaptığı konuşmasında Ukrayna’ya verilecek sınırsız desteği açıklarken Zeitwende (Dönüm noktası, milat) kavramını kullanmıştı. O dönem büyük kabul gören bu kavram artık aynı heyecanı tetiklemiyor. İki yıldır süren savaşın artık hiç kimseye umduğu faydayı sağlamayacağı hissedilmeye başlandı. Bu savaşın her halükarda aynı yoğunlukta bir yıl daha sürmesi çok düşük bir ihtimal. Çin de bunu fark etmiş olmalı ki savaştan elde ettiği azami faydayı barıştan da elde etmek istiyor.