Çin’den Avrupa’da gizli güç gösterisi

Çin’in diplomatik stratejisi alışılmışın dışında söylem ve yöntemlerle sürdürüldüğü için mahiyetini kavramak kolay olmuyor. Batı kamuoyu uluslararası diplomaside mevcut söylem ve sembollerin dışında araçlar kullanıldığında bunu ya kavrayamıyor ya da zihnindeki hazır kalıplara sığdırmaya çalışıyor. Diplomaside Çin üslubunu kavramak için daha çok tecrübeye ihtiyaç var.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in bu hafta Fransa, Macaristan ve Sırbistan’a yaptığı ziyaret de Çin’in sıra dışı dış politikası hakkında fikir veriyor. Avrupa medyası bu ziyareti AB’deki Batı dayanışmasını bölme girişimi olarak nitelendiriyor. Şi’nin bir ziyaretle Avrupa’nın birliğini bölmesi gerçi abartılı bir endişe ama Çin, başına gelecekleri beklemek yerine ön tedbirlerle Batı’nın ötekisi olmaya itilmekten kurtulmaya çalışıyor.

Şi’nin ziyaret ettiği ülkelerin dış politika stratejileri AB ile birebir uyumlu değil. Çin bu ülkeler aracılığıyla AB üzerindeki etkisini artırıp, Batı’nın bir bütün olarak karşısına çıkmasını engelleme peşinde. Bu ziyarette Çin’in Avrupa’daki ağırlığını arttıracak önemli anlaşmalar imzalandı.

***

Bu anlaşmaların en önemlisi Belgrad ve Budapeşte arasında inşa edilmesi planlanan tren yolu projesi. Bu proje gerçi yıllar önce imzalandı ancak akamete uğradı. Şi’nin ziyareti ile yeniden canlandırılan bu tren yolu Çin tarafından yapılacak. Avrupa’nın iki başkenti arasında Çin’in inşa edeceği bir tren yolu sadece ekonomik, teknolojik ve siyasi bir meydan okuma değil, Çin’in gücünün tescili anlamına da gelir.

Şi Çinping’in Macaristan ziyareti iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin başlamasının 75. Yılı kutlamasına denk düşürüldü. Macaristan Çin’den daha fazla yatırım ve özellikle yüksek teknoloji alanlarında daha fazla işbirliği beklentisi içinde. Çin ise 2024’in ikinci yarısında AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nı alacak Macaristan’ın AB içerisinde Çin’e destek vermesini umut ediyor.

Çin’in bu talebini Dışişleri Bakanı Wang Yi Çin’i ziyaret eden Macar diplomat Peter Szijjarto’ya açıkça beyan etti. South China Morgen Post’ta yer alan habere göre Yi Szijaarto’dan ‘’AB Konsey Dönem Başkanlığını rasyonel ve dostça bir zemin oluşturmak aktif ve pragmatik bir Çin politikası geliştirmek için kullanmak’’ şeklinde net bir talepte bulundu.

Şi’nin Macaristan ziyaretinde Çinli polislerin, ülkedeki Çinli turistlere hizmet amacıyla, Macar polislerle birlikte silahsız olarak devriye gezmeleri için yapılan anlaşma da dikkat çekici. Avrupa’nın bir ülkesinde Macar polisine bağlı ve silahsız olarak yapılsa da Çinli polislerin devriye gezmesi Avrupa için çok ilginç bir tecrübe olacak.

***

Hem Macron hem de geçtiğimiz haftalarda Çin’i ziyaret eden Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Çin’den Rusya’yı engellemek konusunda destek istedi. Ancak bu talep iki ülke arasında tarihi stratejik ilişkiler ve binlerce kilometrelik sınır nedeniyle pek gerçekçi değil. Şi AB’nin bu talebini dinliyor ve anladığını söylüyor ancak Çin’in Rusya politikasını AB ilişkilerinin şekillendirmesi gerçekçi gözükmüyor.

Çin bunu açıkça dile getirmese de çok kutuplu dünyadaki en önemli kutup olarak kendisini görüyor ve muhataplarının da bu gerçeği kabul etmesini bekliyor. Çin diplomasisinde Batı’yla olana ilişkilerde aynı göz hizası kavramı belirleyici. Çin’in 19. yüzyılda Batı aracılığı ile yaşadığı sömürü ve aşağılanma bu ülkenin hafızasında derin yer etmiş durumda. Şi Cinping ve Çin kamuoyu Batı’nın sömürü dönemini hatırlatacak üst perde çıkışlarına karşı aşırı hassas.

Şi’nin ziyaret ettiği Fransa, Macaristan ve Sırbistan Çin’in ‘’Yeni İpekyolu’’ projesinin bir parçası. Bu ziyaret AB’nin Çin’le ticari ilişkilerde bağımlı hale gelmekten kurtulmak için son yıllarda attığı adımları da baltaladı.

***

Macaristan Başbakanı Viktor Orban Şi ile ‘’stratejik ortaklık’’ kurduklarını açıkladı. Sırbistan Devlet Başkanı Aleksandar Vucic Çin yatırımlarına “Tayvan Çin’dir’’ açıklaması ile teşekkür etti. Avrupa’nın içinden, birisi henüz tam üye adayı olmakla birlikte, iki ülke de Çin’le stratejik işbirliği yapma kararı aldı. Bu AB için ‘’surda ciddi bir gedik’’ anlamına geliyor. Fransa’nın da Çin’i bir varoluş sorunu olarak görmediğinden söz edilebilir.

Şi’nin beş günlük ziyareti Avrupalılara Çin’in gücü ve potansiyeli hakkında gizli bir güç gösterisi oldu. AB’nin Çin karşısında beklenildiği gibi birlikte hareket etmeyeceği ihtimali AB kamuoyunda moral bozan bir gerçek olarak kendisini gösterdi. Dünya Çin’in ekonomik gücünün artık farkında, siyasi gücü ise çok sessiz ve yavaş şekilde kendisini gösteriyor. Bir gün tam olarak hissedildiğinde Dünya için çok geç olabilir.

YORUMLAR (9)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
9 Yorum