Zeytin Dalı’na bir de buradan bakın
Zeytin Dalı Harekatı’yla ilgili olarak sahada birçok izlenim fırsatım oldu. Bu izlenimleri daha önceki operasyonlarla karşılaştırarak da ilerlenen ve gerilenen noktaları gördüm. Bunları zaman zaman televizyon programlarında ve yazılarımda sizlerle paylaştım.
Zeytin Dalı Harekatı’nın hep cephe tarafını paylaştık. Bugün de biraz cephe kadar önemli olan geri hatlarda ne oluyor onları sizlerle paylaşmak istiyorum.
***
Öncelikle harekatın geçtiği Hatay ve Kilis’de yaşayan vatandaşlarımızın göstermiş olduğu vakur tavırlar diğer bölgelerden net olarak anlaşılamamış. Bölgede yaşayan vatandaşlarımız normal yaşantılarına devam ederek güvenlik güçlerine inanılmaz bir katkı sunuyorlar. Düşünsenize askersiniz ve sınır hattından geçmek üzeresiniz kafanızı çeviriyorsunuz bir anda tarlasını süren bir vatandaş görüyorsunuz. Aklınızdan ilk geçen şey büyük bir gurur olur. “Vay be dersiniz, bizlerin güvenliğini sağlayacağımıza o kadar inanıyor ki tam sınırın sıfır hattına ekim yapmaya devam ediyor” diye aklınızdan geçirirsiniz.
Güvenlik görevlilerine göstermiş olduğunuz olgun tavırlarla yardımcı olur ve asayiş problemlerinde bile düşmeyi sağlarsınız. ‘Memleketin daha büyük problemi var bunu kendi aramızda sulh ile çözelim’ dersiniz.
Şehir içinde esnaf olarak dükkanınıza bayrak asıp sandalyenizi kapının önüne çekersiniz. Etki ajanlarının suratına birlik mesajını çarparsınız. Çünkü bu tür sınırötesi operasyonlarda geri hatlarda yaşanacak kışkırtmalar örgütlerin planlamaya çalıştığı faaliyettir. 6-7 Ekim olayları hâlâ hafızamızdadır.
Bölgeden geçen askerlerimize verilen o moral destek de hiç küçümsenmemesi gereken başka bir olaydır. Askerlerimiz büyük bir sevgi selinin ortasından zorlukla ilerleyebilmektedirler.
Bölgede yaşayan ve tüm Türk vatandaşlarının maddi ve manevi destekleri de bu harekatın milli ve yerli unsurlarından biridir. Üretilen SİHA kadar kuvvet çarpanı etkisine sahiptir.
Bu harekatlarda aslında gözümüzden kaçan büyük bir detay da sınır hattındaki acil müdahale ekipleri ve sivil toplum örgütleridir.
Onlara ilk Fırat Kalkanı Harekatı sırasında sınırın sıfır hattında bazen içeri girdikleri durumlarda da görmüştüm. 112 Acil Sağlık Hizmetleri’nden bahsetiyorum. Büyük bir çoğunluğu bölgeye gelebilmek için gönüllü olmuş kişilerdi. Sınır hattındaki riskleri biliyor ve yaşam şartlarındaki kötülüğe rağmen birbirleriyle kavga edercesine gönüllük yarışına giriyorlardı. Hakları ödenemez.
***
Sınırın karşısındaki sivillere yardım götüren İHH ve Kızılay vb. kuruluşları da oralarda görmek mümkündür. Onlar aslında büyük kahramanlardır ama asla ön plana çıkmazlar. Hayatı normalleştiren ve sivillerin hayatta kalmasını sağlayan da onlardır. Bazen askerin önünde bazen arkasında bazen kimse olmadan da yardıma muhtaç kişilerin yanında yer alırlar. Onlar yüz aklarımız.
Bir de bu işin gerisinde devleti temsil eden valilik makamları vardır.
Açıkçası Fırat Kalkanı Harekatı sırasında onları yakından tanıma fırsatı buldum. Gaziantep ve Kilis Valiliği’ni bu anlamda ayrıca kutlamak istiyorum. Operasyonun hem geri desteğini hem de haber trafiğini çok iyi yönetmişlerdi.
Halkla ve Suriye tarafındaki yardıma muhtaç kişilere yardım götüren kurumlarla güzel İlişkiler kurmuşlardı.
Halkın doğru bilgi alma hakkı için ellerindeki bütün kaynakları seferber etmişlerdi . Klasik bir bürokratın dışına çıkarak tam da ihtiyacımız olan risk alan ve hızlı karar veren devlet adamlığı sergilemişlerdi . Onlarla ilgili herkesimden güzel konuşmalar duymak devletim adına beni vatandaş olarak oldukça sevindirmişti. İşte istenen budur demiştim.
Beni tanıyanlar bilir ben iyi şeyleri konuşmayı severim. Bu seferlik istisna yapıp bir konuda uyarı yapmak istiyorum . Keşke zeytin dalı harekatının koordinasyonunu üstlenen valilik makamı da diğer valiliklerin tecrübelerinden yararlanmış olsaydı .