Müdanası olmamak ne güzelmiş

Milli güç unsurlarını birçok kişi farklı tanımlarla açıklayabilir. Ancak en basit tanımın şu öğelerden oluştuğunu söyleyebiliriz;

- Siyasi güç

- Askeri güç

- Ekonomik güç

- Sosyokültürel güç

Belki en sevdiğim milli güç unsurlarından birisi siyasi güçtür. Tanımı da; devletin gücünü milletten almasıdır. Aynı zamanda siyasi güç, devlet politikalarının millet iradesine göre belirlenmesi esasına dayanır.

***

‘Bu konuya nereden geldin?’ diye soracak olursanız, açıklayayım...

Neredeyse barikatlar döneminden bugüne milli hedefleri ve milli-yerli olmayı tartışıyoruz. Bunu sağlayacak olan güç unsurlarının ne olduğuna fazlaca değinmiyoruz. Değinmediğimiz için hem güçlü taraflarımızı atlıyoruz hem de yolumuzun ne kadar açık olduğunu fark edemiyoruz.

Aslında milli hedefler de siyasi güç kavramının içinde gizlidir. Milletin istek ve arzusuyla gidilmek istenen noktayı işaret eder.

Son Afrin operasyonu bize şunu gösterdi, milli güç unsurlarındaki eksiklikler milli hedeflerin önündeki en büyük engellerdir. Allah’a şükür eksik olmayınca engel de kalmadı.

Bunun ne demek olduğunu bizim gerçekliğimize benzer bir örnekle açıklamaya çalışayım.

Düşünsenize amacımız sınırlarımızda terör koridoruna izin vermemek. Ancak bunun için de teröristlerin bölgeden çıkartılması gerekiyor. Yani işin özeti askeri, siyasi ve ekonomik bir güce ihtiyacınız var.

Siyasi olarak kararlısınız, millet bu konuda sonuna kadar devletinin yanında duruyor, ayrıca bu operasyon için kaynağınız da var.

Komutanlarınızı toplantıya çağırıp siyasi direktifinizi veriyorsunuz. Komutanlardan da harekat planlarını yapmasını istiyorsunuz. Muhtemelen karar verici makama bir planla beraber bir istek çizelgesi de sunacaklardır.

Harekat planlarının en önemli bölümlerinden biri de lojistik planının yapılmasıdır. Komuta kademesi siyasi direktifin amacına ulaşması için bir süre belirler ve kullanacağınız malzemenin dökümünü yaparlar.

Bu kaynaklar size tahsis edildikten sonra da harekata başlarsınız.

Düşünebiliyor musunuz!

Güvenlik güçleri Irak’ta, Suriye’de ve Türkiye içinde düşük ve orta ölçekli operasyon icra edebiliyor, harekatlar birbiri ardına kesintisiz devam edebiliyor.

Bu gelinen nokta aslında Türkiye’nin gücünü de gösteriyor.

Eğer milli bir savunma sanayiine dayanmayan askeri gücünüz varsa milli hedeflerinizi ya bölümlere ayırırsınız ya da başka devletlere kabul ettirmeye çalışırsınız. Biraz ağır gibi geliyor ama maalesef gerçek budur.

***

Türkiye’nin rakip devletleri çıldırtmasındaki en önemli sebep de budur. Milli hedeflere ulaşmak için önlerine bir istek listesiyle gidilmemesidir. Rotasını kendi çizmesidir.

Yalnızca moral anlamında söylenen bir söz değildir bu. Kullandığımız bütün mühimmatlar yerlidir. Stoklarımız da yeteri kadar bulunmaktadır. İhtiyaç duyuldukça üretilmektedir.

Milli hedefler milli ve yerli olmanın bir sonraki aşamasıdır. Artık politika yapma ve karar süreçlerinde etkin olma gücünü de kazanmaya başlarsınız.

Bizim mahallede çok sevdiğim bir laf vardır “Adamın kimseye müdanası yok” derler. Çoğunlukla da o insanlara daha fazla saygı duyulur ve özenilir.

Allah’a şükür memleketin başkalarına müdanası olmadığı günleri görmek çok büyük bir zevkmiş.

Silah ambargosu koyanlara “Senden zaten silah almıyorum ki” demek, ürettiğimiz silahın parçasını ambargoya soktuklarında teknoloji şirketleriniz vasıtasıyla üretip onlara daha ucuza satmak, Cumhurbaşkanı veya Başbakan’ın uluslararası toplantılarda ABD başkanından ekipman istemek zorunda olmadığını görmek, büyüdükçe rakip devletlerin uykusunu kaçırdığını görmek ve onlara rahatsızlık vermek ne güzel hissiyatlarmış.

Bunu sağlayan ve bu ülkeye hizmet eden herkesten Allah razı olsun.

Meselenin yalnızca Afrin olmadığını anlayalım ve ona göre hazırlık yapalım.

YORUMLAR (28)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
28 Yorum