AK Parti’nin İstanbul’daki zor sınavı kentsel dönüşüm
İşte şimdi AK Parti 31 Mart seçimlerine bu rövanş duygusuyla hazırlanıyor. Cumhurbaşkanından parti öneticilerine kadar hemen herkes bütün değerlendirmelerinde, aday tanıtımlarında Türkiye’nin diğer şehirlerinden çok İstanbul’u konuşuyorlar. Sanırsınız ki bu seçimler sadece İstanbul’da yapılıyor.
Oysa biliyoruz ki 31 Mart seçimleri bütün büyükşehirlerde, illerde, ilçelerde ve kasabalarda yapılıyor. Ama AK Parti’nin siyasi hayatında yaşadığı en büyük travma İstanbul’u kaybetmek olduğu için, doğal olarak şimdi en önemli hedefi de İstanbul’u yeniden kazanmak…
Bu konuda AK Parti’nin tek rakibi var, Ekrem İmamoğlu… Ancak İstanbul’a Murat Kurum’un aday yapılması, eğer cumhurbaşkanının zihninde başka bir plan yoksa siyaseten çok doğru bir tercih gibi gözükmüyor. Muhtemelen Erdoğan bizzat kendisi İstanbul’a yoğunlaşarak Murat Kurum’un vizyon eksikliğini kapatmaya çalışacaktır.
Öyle anlaşılıyor ki Murat Kurum’un İstanbul’a ilişkin en güçlü seçim argümanı ‘kentsel dönüşüm’ olacak. Nitekim AK Parti Grup Başkan Vekili Abdullah Güler bir televizyon kanalında Ekrem İmamoğlu’nu sert ifadelerle eleştirirken en küçük bir kentsel dönüşüm bile gerçekleştirmediğini, medeniyet değerlerimize uygun binalar yapmadığını söylüyordu.
Eğer AK Parti’nin İstanbul’da en büyük kozu kentsel dönüşümse, bu en çok İmamoğlu’na yarar. Evet beş yıldır neden kentsel dönüşüm yapmadığı sorulabilir elbette. Ama bir gerçek var ki AK Parti bu ülkede 23 yıldır iktidarda. 2019 öncesinde ise (Refah ve Fazilet dönemi hariç) fiilen İstanbul’u 15 yıl boyunca AK Parti yönetiyordu.
Yarın İmamoğlu meydanlara çıkıp, “İstanbul’un bir deprem riski altında olduğunu bile bile 20 yıl boyunca hangi kentsel dönüşümü gerçekleştirdiniz” diye sorduğunda Murat Kurum’un nasıl bir cevap vereceğini doğrusu merak ediyorum. Bu arada Kurum’un en kırılgan noktası ise Kanal-İstanbul projesidir. Bir kere Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en büyük hayali olan Kanal-İstanbul konusunda Murat Kurum, seçmene bir izahat yapmak durumundadır. Mesela meydanlara çıktığında İstanbul halkına ya “Evet bu hayali gerçekleştirmek üzere geliyorum” diyecek ya da “Kanal İstanbul projesi gündemimde yok” diyerek seçmeni ikna edecek yeni bir vaatte bulunacak.
Murat Kurum’un bu iki şıktan birini seçeceğini sanmıyorum, muhtemelen Kanal İstanbul hayalinin etrafından dolanarak geçmeyi tercih edecektir. Çünkü İstanbul halkının yarıdan fazlası, depremsellik açısından büyük tehlike arz eden, nüfus yoğunluğu itibariyle şehrin dengesini bozacak olan bu projeye şiddetle karşıdır.
Maalesef AK Parti iktidarı, kentsem dönüşüm anlamında 23 yılı heba etmiştir. Türkiye’nin bir deprem kuşağında yaşadığını artık hepimiz biliyoruz. Üstelik AK Parti 1999 depreminin yaralarının henüz taze olduğu bir dönemde, yani 2002 yılında iktidara geldi. Ve o büyük depremden bu yana bilim insanları, deprem uzmanları neredeyse her gün İstanbul’un ciddi deprem riski altında olduğu ve hazırlık yapılması gerektiği uyarısında bulunuyorlar.
Haliyle 1999 depreminde yaşanan acıyı yakinen bilen bir iktidarın, doğal olarak öncelikli meselelerinden birisinin deprem hazırlığı olması gerekirdi. Bunun da iki yolu vardı, binaların güçlendirilmesi ve kentsel dönüşüm… Ama ne yazık ki şu ana kadar kentsel dönüşüm konusunda neredeyse bir çivi bile çakmayan iktidar sınıfta kalmıştır.
Eğer iktidar ‘Kanal İstanbul hayali’ kurmak yerine, İstanbul’u depreme hazırlama hayali kurabilseydi, bugün 31 Mart seçimlerinde daha konforlu bir konumda olabilirdi.
Biraz abartılı bir cümle olarak biliyorum ama AK Parti iktidara geldiği günden buyana, devletin imkanlarını seferber edebilseydi İstanbul yeni baştan inşa edilebilirdi. Bugün oturup Türkiye’nin son on yılda boşa harcadığı kaynakları alt alta sıralasak, eminim İstanbul için fırsatların nasıl göz göre göre heba edildiğini daha iyi anlarız.
Ayrıca bütün şehirlerimizde olduğu gibi, İstanbul’da da depreme dayanıksız yapılar için AK Parti iktidarının ‘imar afları’ çıkardığını da unutmayalım…