Türk milleti aptal mı ki kış gelince bayram etsin?
Geçen hafta Yıldız Teknik Üniversitesi’nde ilginç bir kutlama ve protesto yaşandı. Bir kısım öğrenciler yılbaşı sebebiyle çam ağacı süsleyince buna karşı çıkan öğrenciler, protesto için topluca namaz kıldılar. Hâlâ yapılıyor mu bilmiyorum, bir aralar alternatif yılbaşı diye Mekke’nin fethi kutlanırdı. Çok anlamsız bulurdum bunu. Yılbaşına karşıysan yat uyu kardeşim! Mekke’nin fethi gibi mühim bir hâdise, yılbaşının alternatifi olur mu? Yıldız’daki öğrenciler de garibime gitti. Çam süslemeyi namaz kılarak protesto etmek nedir?
Böyle bir olay olur da hazırda bekleyen nardugancılar durur mu? Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ’ı kaynak göstererek “22 Aralık nardugan bayramı” safsatasını yinelediler. Târihçiler, halkbilimciler, “Türklerin böyle bir bayramı yok” diyorlar ama dinleyen kim? Dinlerarası dialog fitnesi yetmedi bir de kültürlerarası diyalog fitnesi başladı. Milliyetçilik iddiâsındaki bâzı haber sitelerinde bile nardugan bayramı kutlayanlar var. Bunlardan birinde üç yıl evvel koskoca bir köşe yazarı, konunun uzmanı târihçiler “safsata” dediği hâlde şöyle yazmıştı:
“Noel Baba efsânesinin aslını ünlü Sümerolog Prof. Dr. Muazzez İlmiye Çığ, ‘Türkler, güneşin zaferini ve yeniden doğuşunu, büyük şenliklerle Akçam Ağacı altında kutlardı. Nardugan olarak bilinen bu bayram, Hunlar tarafından Avrupa'ya taşındı. Hristiyanlar, Nardugan törenini Îsâ’nın doğumuyla ve Aziz Nikola adıyla ilişkilendirip Noel adıyla kutlamaya başladı.’ diye özetlemiştir.”
Muazzez İlmiye Çığ’ın profesör olmadığını bilmeyen yazar, belki de Yeditepe Üniversitesi’nden târih profesörü Ahmet Taşağıl’ın şu açıklamasını da bilmiyor olabilir.
“Muazzez Hanım, Türklerde çam ağacının kutsal olduğunu söyleyip, bu tezi ortaya attı. Kadim Türklerde kayın ağacı kutsal kabul edilirdi. Ağaç süsleme, Friglerden Batı’ya geçti. Türklerin târihinde Ayaz Ata diye bir şahsiyet yok. Ülgen ise Altay Türklerinde ‘Tanrı’ olarak kabul ediliyor. 23 yıldır Çin, Moğol, Rus ve Türk Cumhuriyetleri’ndeki arşivleri birinci kaynaktan inceliyorum. Nardugan veya Nardoğan diye bir kelime metinlerde geçmiyor… Ortaya atılan görüşler, her şeyi Türklüğe bağlamayı mârifet sananların safsatalarından başka bir şey değil.” (27.12.2019-Milliyet)
Aslında mesele, her şeyi Türklüğe bağlamak değil; Türklüğü, bir şeylere bağlamak. Târihi yalanlarla bağlamaya çalışırken coğrâfî yalanlarla da süslüyorlar. Efendim 22 Aralık günü güneş, gâlip geliyormuş. Günler uzamaya başlıyor; bolluk bereket için bayram yapılıyormuş. 21 Mart ekinoksundaki hâdiseleri, 21 Aralık’ta oluyormuş gibi anlatıp aklımızla dalga geçiyorlar. Adama sormazlar mı, 21 Aralık’da güneş gâlip geliyorsa niye kış geliyor? Niye zemheri soğukları başlıyor? Niye kar yağıyor?
Halk takvimindeki kış-bahar çekişmesinden 22 Aralık günü, kış gâlip çıkar. Güneş kaybeder, dünyâdan uzaklaşır. Halk, değil sevinmek, karalar bağlar. Adı üstünde, karakıştır. Yeryüzü, buz keser. Bu coğrâfî hâdise, şitâiyyelerde, çeşitli şekillerde anlatılır. Üsküblü İshak Çelebi, halkın güneşe hasretini şöyle ifâde eder:
Gündüzün halk çerâğ ile ararlar güneşi
Bulmayub derd ile bir pâre od oldı her dil
Halkın güneşe hasreti, cemrelerin düşmesi sonrası 21 Mart ekinoksunda güneşin gâlip gelmesi ve yeryüzünün ısınmaya başlamasıyla sona erer. İşte Türklerin yenigün bayramı, bu gündür. Nevrûziyyelerde ve halk şiirinde baharın gelmesi, güneşin savaşı kazanıp dünyâya yaklaşması, coşkuyla anlatılır. Kul Mehmed, Karacaoğlan ve daha niceleri, o güzelim bahar şiirlerini, nardugan denilen safsata zamanında mı yoksa yenigün bayramında mı söylemiş?
İsteyen istediğini kutlasın ama Türk kültüründe olmayan âdetler uydurmasın. Bizim târihimizde nardugan diye bir bayram yoktur. Türk milleti aptal mı ki kış gelince bayram etsin?