MEB'in, “Karga ile Tilki” masalına bakışı nasıl olmalı?
La Fontaine’in Karga ile Tilki fablını bilenler, şu sorulara tereddüt etmeden cevap verebilirler:
Karganın ağzında ne vardı?
Tilki, ona ne dedi?
O zaman karga ne yaptı?
Sonunda peyniri kim yedi?
Merhûm Nihad Sâmi Banarlı, bu fabl hakkında 1954’de bir makâle yazmış. Banarlı, “Karga ile Tilki” hikâyesinin, hakîkatte bu suâllerin cevâbı olmadığını; yarım asırdan beri çocuklarımızı, her yaşta bebek sanmanın dalâleti içinde perişan ettiğimizi ifâde ederek şöyle devam etmiş:
“Bir memlekette beyin kalkınması, vatan çocuklarının uyuşturulmasıyla değil, onlara zekâlarını bileme imkânı verecek hocalar yetiştirmekle gerçekleşir.”
Banarlı Hoca, bu hikâyeyi okuyanlara şu suâllerin sorulması gerektiğini vurguluyor:
Karga, tilkinin sözlerine niçin aldanıyor?
Tilki, karganın bu çeşit sözlere kanacağını nereden biliyor?
Masal yazarının, tilkiye aldanacak mahlûk olarak kargayı seçmesinin sebepleri ne olabilir?
Karga, masalda anlatıldığı gibi peyniri kaptırdığına sâhiden pişman mı olmuştur yoksa hâlâ tilkinin sözleriyle mest ve böyle sözlere fedâ edilecek yeni peynirler bulmak peşinde midir?
.......
Banarlı Hoca, hikâyenin devâmını, kendi lisânıyle şiire dökmüş:
“Bir eyyâm, kargalar toplanmışlardı
Gagalarını alabildiğine açarak
Ve boğazlarını yırtarcasına haykırıp: Gak! Gak! Gak!
Bir tilkiye aldanan atalarını anlatmışlardı
Söz vemişlerdi o yerde birbirine
Kanmayacaklardı artık tilki hilelerine
Yine bir karga, iri bir peynir kapıp
Konmuştu bir ağaca. Uzaktan bakıp
Bir tilki gördü bu kargayı, koştu
Geldi, diller döktü siyah kargaya
Ne yapsın, kaç gündür midesi boştu
Lâkin bu sefer akıllı karga,
‘Yaya kaldın Tatar ağası!’ diye zaferle seslendi
‘Kargaların tilkiye kanması eskidendi
Bize büyük ders oldu atamızın saflığı’
Fakat bu sözleri söylerken de ağzını açtığı
İçin, yine düştü peynir yerlere
Tanrı, bir canı karga yaratmasın bir kere
Târih, bir tekerrrür; kaderse haktır
Her karga, bir tilkiye aldanacaktır!”
......
Banarlı Hoca’nın makâlesinin üzerinden yetmiş yıl geçti. Karga ile Tilki masalı, hâlâ doğru sorular sorarak öğretilmiyor. Bir ilkokul ders kitabında şu sorulara rastladım:
Hikâyede hangi hayvanlar var?
Karga nereye konmuş?
Tilki niçin plan yapmış?
Karga “gak” deyince ne olmuş?
İnternette, bir ilin vâliliği ve il milli eğitim müdürlüğü tarafından hazırlanan “Karga ile Tilki” videosu var. Hikâye, bildiğimiz gibi ilerliyor ve tilki, peyniri kapıyor. Karga, dürüstlük üzerine tilkiye nutuk attıktan sonra şöyle diyor:
“Aç olduğunu söyleseydin peyniri, seninle paylaşırdım.”
Tilki, bu sözler üzerine pişman oluyor. Peyniri, geriye veriyor. Sonra karşılıklı oturup kardeş kardeş peyniri yiyorlar. Polyanna’ya rahmet okutan yazarın(öğretmenin) ve bürokratların amacı nedir bilemem ama La Fontaine, mezarında ters dönmüştür. Yok yok belki de, “Ben bunu nasıl düşünemedim? Hem peyniri hem kargayı tilkinin midesine indirmek hârika olurdu.” diye hayıflanmıştır.
Banarlı Hoca ne kadar haklı değil mi? Vatan çocuklarını uyuşturmayan; onlara, zekâlarını bileme imkânı veren maarife ve öğretmenlere çok ihtiyacımız var.