Harari’nin Nexus’u

Harari’nin Nexus’u, 10 Eylül’de piyasaya çıktı. Bana hep yabancıları okuyorum diye buğz eyleyen yorumcularımı haksız çıkarmamak için hemen okudum. Harari’nin kitapları bugüne kadar 45 milyon satmış ve 65 dile çevrilmiş. Nexus hem kitap hem sesli kitap hâlinde çıkmış. 25 Eylül’de İspanyolca, Portekizce, Fransızca ve Almanca tercümeleri de satışta olacakmış.

Kitap 528 sayfa. Bunu okuyucularıma nasıl özetleyeyim diye yapay zekâya (YZ) sordum. Pek güzel bir özet çıkardı. Onun özetini şablon tutup kendi fikirlerimi yazıyorum:

Kitabın merkezinde “information ~ malumat” var. İnsanlık tarihinin merkezinde de malumat var, daha doğrusu bu malumatı taşıyan ağlar. Malumatın kişiden kişiye, toplum içinde ve toplumlar arasında gidiş-gelişi… 50-150 kişilik klanlarda başlayıp milyonluk toplumların içinde ve arasında örülen ağlar… Bütün ağlar gibi malumat ağının da düğüm noktaları var. İşte “nexus” o düğüm noktası, noktaları.

İnsanoğlu önce dille başlamış. Sonra yazıyı, kitabı, matbaayı, elektronik haberleşme araçlarını kullanarak malumatı ve malumatın düğüm noktalarını yaratmış, geliştirmiş, devasa hâle getirmiş. İnsan malumatı, malumat insanı yapmış.

MALUMAT HER ZAMAN BİLGİ DEĞİLDİR

Yazı, Sümerlerde tabletlere yazılınca hangi vatandaşın ne kadar vergi verebileceği, vergisini ödeyip ödemediği de izlenebilmiş. Malumat, şehri ve devleti doğurmuş. Bir başka malumat düğümü olan kutsal kitaplar dinleri… İnsan toplumu, toplum malumatı doğuruyor ama malumat da dönüp toplumu yeniden yaratıyor.

Malumat illa hakikati vermiyor. Bilgi hakikat demekse şöyle de söyleyebilirim: Malumat her zaman bilgi değildir. Malumat, doğruyu da yalanı ve yanlışı da taşır. Gerçeği de edebiyatı da fantezileri de.

Ne kadar malumat varsa o kadar gerçeğe yaklaşırız iddiası da doğru değil. Malumat gerçeğe ulaşmak için gerekli. Fakat malumatın bir başka fonksiyonu topluma düzen vermek. Az önceki malumat- yazı – vergi – devlet hikâyesi böyle bir düzene gidişi gösteriyor. İletilen malumat arttıkça büyük demokrasilere de büyük diktatörlüklere de gidilebilir. Diktatörlükler, malumat ağının tek bir noktada düğümlendiği yapılardır. Daha doğrusu, otoriter rejim, tebaasından gelen bütün bilgilerin kendinde toplanmasını, tebaaya giden bütün bilgilerin de kendinden kaynaklanıp, filtrelenip dağılmasını ister.

Harari, Roma İmparatoru Tiberius’u anlatıyor. Tiberius, saraya gelen ve giden bütün malumatın, muhafız kıtaları komutanı Sejanus’tan geçtiği bir sistem kuruyor. Sonunda Sejanus, Tiberius’u Roma’dan uzaklaştırıyor ve hem devleti hem imparatoru kendi kuklası yapıyor. Malumat düğümünün, nexusun gücü!

KENDİ KENDİNİ DÜZELTEN- DÜZELTEMEYEN AĞLAR

Diktatörlüklerde tek bir “nexus” var. Demokrasiler çok nexuslu. İsterseniz birinciye kuvvetler birliği, ikinciye kuvvetler ayrımı da diyebilirsiniz. Her kuvvetler birliği diktatörlük olmak zorunda değil ama diktatörlüğe geçişi kolaylaştırdığı muhakkak. Buna karşılık çok sayıda nexus, yani kuvvetler ayrılığı ile

diktatör olunamıyor. Demokrasilerdeki “nexus”lar sadece devletin kuvvetleri değil. Basın, STK’lar, üniversiteler, vs. de birer malumat toplama ve dağıtma düğümü.

Harari’nin önem verdiği bir diğer husus, malumat ağlarının kendi kendilerini düzeltme mekanizmasının varlığı veya yokluğu. Birden fazla nexus varsa yani demokrasideysek, kuvvetler ayrılığındaysak kendi kendini düzeltme mümkün. Devletin malum dört kuvveti birbirini düzeltebilir. Basın, üniversite, STK’lar da onları düzeltir… Düğüm tekse kendi kendini düzelten mekanizma ya yoktur yahut çok zayıftır. Tekrarlayayım: Malumat ağı gerçeğe de götürür, düzene (= kontrole) de.

VE YAPAY ZEKÂ SAHNEYE GİRER

Nihayet Nexus kitabında başoyuncu, yapay zekâ (YZ). Harari’ye göre YZ, lisan gibi; yazı, kitap, matbaa, internet gibi büyük bir adım. YZ, ağların yapısını değiştirecek. YZ hem ağın daha çabuk işlemesini, malumatın miktar ve hızını ve malumata erişimi arttıracak hem de bizzat kendisi yeni düğümler oluşturacak. Birçok “nexus” yapay zekâ olacak.

Mesela YZ’nın işe alımlarda düğüm noktasında oturması çok yakındır; gerçi biz yine mülakatı tercih ederiz. YZ ihale de verebilir aslında. Alım satım da yapabilir. Harari şöyle bir hikâye kurmuş: Bir yonga (chip) üreticisinin yapay zekâsı, kendi firmasının hisse senedini satıyor. Bunu öğrenen bir yatırımcı YZ, o firmanın hisse senetlerini elden çıkarıyor. Bunu gören diğer YZ’ler de… Ve borsada bir panik. Gerçi hikâyenin başında, kanunsuz olan iç bilgiyle ticaret var ama asıl konu başka. Hikâyede YZ’ler, insan olmayan bir borsa oyuncusu. Piyasa çoğu insan olmayan oyuncularca şekillendiriliyor. Bu ileriye ait bir spekülasyon değil. Borsada birçok oyuncu hâlen YZ.

Harari, şirketler nasıl tüzel kişilik olabiliyorsa YZ’ler de tüzel kişilik olacaktır, diyor.

Malumat ağları, toplumu toplum yapan unsurlar. YZ bu ağların hem iletişim bağı hem düğüm noktası, nexus’u.

_________________

Not: Toplum ve iletişim ağları hakkında Harari’ye çok yakın şeyler söylemişim:

https://bit.ly/toplum-beyin-MDM

Ama 45 milyon okunduğumu sanmıyorum. Ben 45’e razıyım.

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum