O şirketin üzerine nasıl beton döküldü?
Uzel Traktör fabrikası. Türkiye’nin lider traktör üreticiydi. Yönetim Kurulunda Soros uzantıları bile vardı.
İstanbul Topkapı’da çok değerli bir arazi üzerindeydi fabrika. Yaklaşık 1200 işçi evine ekmek götürüyordu. Ve görüntüde miras paylaşımı adı altında fabrika iflas ettirildi. 1200 işçi işsiz kaldı. Bu işçilerin aylarca-yıllarca çalıştıkları ücretleri de ödenmedi. İşçi sendikası da işverenle hareket etti. İşçiler yüzüstü bırakıldı.
Hatırlarım... Fabrikada krizin sürdüğü günlerden bir gün, o dönem çalıştığım gazete önünde o sendikanın bir grup üyesi “Uzel Traktör Fabrikası iflas etmesin” yazılarımdan dolayı beni protestoya gelmişlerdi. Bir gün sonra da Uzel işçileri haklarını savunduğum için destek gösterisine geldiler.
Aradan yıllar geçti.
1200 işçi hala 90 milyon lirayı bulan alın teri haklarını alamadı. Hala iflas masasında hak arıyorlar. Ve hala inanılmaz dolaplar dönmeye devam ediyor. Devlet maalesef hala işçileri korumakta yetersiz.
Gelin son gelişmelere bakalım:
Yaklaşık 2 yıl önce iflas masası kuruluyor. Uzel’e borç verdiği görülen -mirasçı ortak- Vera şirketi alacağını tahsile çalışıyor. Tabii bu Vera şirketinin Uzel iflas ederken nasıl 110 milyon alacaklı olduğunu çözmek zor. Neyse, asıl mesele o değil zaten.
İflas masası eskiden 1200 kişinin çalıştığı Uzel Traktör Fabrikasının Topkapı’daki arsasını satışa çıkartıyor. O tarihte arsanın değer takdiri yapılıyor ve 832 milyon lira değer bulunuyor. Yani herkes alacağını alacak ve ortaya çok ciddi bir para da kalacak.
İhaleye giren alacaklı Vera ve Kiptaş oluyor. Kiptaş 320 milyon lira veriyor. Bu para bile işçilerin alacakları için yetiyor. (Vera’dan kalan para ile). Vera hemen ihaleyi geri çekiyor.
6 ay kadar sonra bir başka ihale yapılıyor. Bu sefer Kiptaş teklifini artırma yerine düşürüyor. Ve ihaleyi bu sefer alacaklı Vera alıyor. Ne kadara mı? 225 milyon liraya. Yani işçilere para kalmayacak şekilde.
Şimdi yargı süreci var. Yargıtay ihaleyi bozuyor ve iflas masası yeniden oluşturuluyor. Alacaklılardan oluşan iflas masasının 4 üyesinin de Vera’dan olduğu bilgisi geliyor. Ne zaman mı? Dün...
Bir beton uğruna Uzel hikayesini baştan sona bir okuyun. Bakın Türkiye’nin döviz sorunu nasıl oluyormuş. Üretim şirketlerinin üzerine nasıl beton döktüğümüzü ve dış borca nasıl mahkum olduğumuzu anlayın.
DÜN DOLAR NEDEN DÜŞTÜ?
Sabah piyasalar açıldığında dolar tl karşısında 4,37’nin bile üzerine çıkmıştı. Sonrasında bazı adımlar geldi ve dolar 4,26’lara kadar gevşedi. Mesela ilk adım MB’dan oldu: Türk Lirası uzlaşmalı vadeli döviz satım ihaleleri yoluyla oluşacak pozisyon tutarı 5,3 milyar dolardan 7,1 milyar dolara yükseltildi.
Bazı analistler doların bu hamle ile gerilediğini ifade etti.
Sonra saat 14,00 itibariyle Cumhurbaşkanlığı başkanlığında ekonomi kurmaylarının toplanacağı açıklandı. Bir kısım analistlerde düşüşü buna bağladı.
Oysa daha iki gün önce Merkez Bankası karşılıkları indirerek bankalara 2,2 milyar dolar kullanım hakkı vermişti. Ama dolar hiç gerilememişti.
Kısaca dün doların ateşini söndüren hamle ne Merkez Bankası ne de ekonomi kurmaylarının toplantısıydı. Doların düşmesini sağlayan açıklamayı yine aykırı çıkışla Mehmet Şimşek yaptı. Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) toplantısının açılışında Mehmet Şimşek şöyle şeyler söyledi:
1-”Piyasalardaki endişelerden biri enflasyon ise diğeri de maliye politikasına ilişkin atılan adımlardan kaynaklandığını görüyoruz.
2- Enflasyon dinamiklerine baktığınız zaman kur eksenli bir baskı söz konusu.
3- Endişelerin hızlı bir şekilde Merkez Bankası’nın atacağı adımlar sonrasında yeni bir reform hamlesiyle b dönemin kapanacağını ümit ediyorum. Merkez Bankasının eli kolu bağlı değil...”
Bu açıklamalar neden önemliydi?
Hani sıkça kullanıyorum ya; bir sorunun çözümü önce doğru teşhis ile başlar. Teşhis yanlış konulursa tedavi de hiçbir işe yaramaz.
Bakın Merkez Bankası faizleri uzunca bir süredir piyasasın oldukça gerisinde artırıyor. Oysa Merkez Bankası çok cesur olsaydı ve zamanında sert önlem alsaydı ne faizler buraya kadar çıkardı, ne de kurlar bu kadar yükselirdi.
Mehmet Şimşek enflasyonu faizlerin artırdığı yanlış tezini yere yıktı. Enflasyonun kurlardan yükseldiğini ilan etti. Bu cümle bile piyasaların rahatlamasına yetti. Enflasyonu faizlerin yükselttiği tezi bu ülkeyi bir ekonomik krizin içine sokmak üzereydi. Ve galiba bu tez artık kaldırıldı. Mehmet Şimşek Merkez Bankası’na bağımsızlık güvencesi de aşıladı ve piyasaları rahatlattı.
Sadece doğru teşhis bile doları bu kadar düşürdüyse, doğru tedavinin nereye düşüreceğini varın siz hesaplayın. Bu kadar basit.