Haksız rekabet...
Ortada Nass var...
Faiz sebep-enflasyon sonuç... söylemleri ile çıktığımız bu yolda ülke ekonomisini resmen mahvettik. Bir kere Kur’an-ı Kerim’i yarı yolda bıraktık. Madem Nass vardı neden faizi 19,00’dan 14.00’e indirdik ve devamını getirmedik? Yoksa Kuran’ı mı unuttuk?
Faiz sebep-enflasyon sonuç saçmalığı da bizi yüzde 100’ün üzerine çıkan fiyat artışlarına taşıdı. Bir çok üründe fiyat artışları yüzde 200-300’lere ulaştı bile. Her gün geçmiyor ki bir ürün grubuna veya sektöre fahiş zamlar gelmemiş olsun...
Burada sormamız gereken soru şu: Bu saçmalık için bize dış güç gerekiyor muydu? Ya da daha açık soralım: Türkiye ekonomisi bundan daha iyi nasıl yıkılabilirdi?
Evet, bir ekonomi kitabı yazıyoruz; bu doğru. Ama bizim yazdığımız ekonomi kitabının adı: Bir ülke ekonomisi içeriden nasıl çökertilir?‘den başkası olamaz.
***
Dünyada oyun kuran ülke iddiasındayız ama kendi hukuk davamızı bile yabancı ülkeye satan duruma geldik. Bizim ülkemizde işlenen Cemal Kaşıkçı cinayetini dosya olarak S. Arabistan’a veriyoruz? Oysa bu dava hakkında neler demiştik neler...
Bugüne kadar tek dış güç diye somut gösterdiğimiz BAE ile artık kardeş ülke olduk. Acaba neden?
İki iddia var: Hem BAE ile hem de S. Arabistan ile ciddi swap yapıyor ve yapacakmışız... Acaba küresel oyun kurucu ülkemiz bu oyunu para ile mi sağlıyor!!!
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde eski AK Partililere vefa yemeği verdi.
Külliye dediğimiz yer TC Devleti’nin bir mülkü... Ama yemek AK Parti yemeğiydi. Devlet ile Parti birleşti ve Ülkemizin kaderi AK Parti’nin kaderi mi oldu? Bunu bilemiyorum ama şunu net söyleyebilirim: O yemeğin helalliği çok tartışılır. Çünkü devletin malından parti yemeği düşünülmesi gereken bir konudur!!!
***
Örnekler anlatılmakla bitmez..
Bugün hastanelerde randevu alınamıyor. En zaruri sağlık hizmetleri bile parasızlıktan karşılanamaz oldu. Çünkü Sağlık bütçesinin büyük kısmı Şehir Hastaneleri vasıtası ile Hazine garantili müteahhitlere gidiyor.
***
Faiz indiriyoruz diye faizleri de artırdılar. Kredi faizleri yüzde 20’lerden yüzde 30’lara çıktı. Devletin borçlanma faizi bile yüzde 17-18’lerden yüzde 24-25’lere yükseldi.
Ne zaman mı?
Merkez Bankası faiz indirirken...
Şimdi insan sormaz mı; bu yönetim ne başardı? Faiz indiriyorum derken faizler patladı, kurlar patladı, fiyatlar patladı... Hatta artık dış taleple büyüyen ekonomi bile yavaşlamaya başladı.
Sahi, biz bunca yıkımı niye yaptık?
ASIL MESELE...
Bugün ülkemiz ekonomik yıkım açısından tarihi bir çöküş yaşıyor. Eskiden 1 yıllık ekonomik krizler yaşandığında bile iktidarı deviren seçmen, şimdi 2015’den beri süren BÜYÜK BUHRANA rağmen hâlâ iktidarcı kesilmiş durumda.
Muhalefetin kaşını gözünü sorgulayan, 10 yıl öncesindeki bir cümlesini didik didik edenler, İktidarın ertesi günü tam zıttı değişen politikalarını oyun kurmak olarak sunabiliyor veya içselleştirebiliyor.
Verilere bakıyoruz; alt eğitim grubu krizden çok etkilenmiş. Buna bağlı olarak çocuk yapma sahipliği düşmüş ama iktidara sahipli pek düşmemiş.
Açlık, sefalet en fazla iktidar tabanını vurmuş ama o taban hala muhalefetin gözünün üstünde kaşın var davası ile ilgileniyor.
Ülkeden beyin göçü başlamış (2017), ülke hızla yozlaşmaya gidiyor ama o hala dünyaya meydan okunduğunu sanıyor.
Evladının geleceğinin 3-5 Hazine garantili müteahhide satıldığını görmesine rağmen hâlâ Reis’inin geleceğini düşünen profiller oluşmuş.
***
Saymakla bitmeyecek zikzaklar dünyasında dava uğruna bütün günahların sevaplaştığını biliyoruz.
Nereden mi? Tabii ki FETÖ’den.
Acaba daha neler öğrendik ve uyguluyoruz?
Bekleyip göreceğiz.
Ama ortada büyük bir haksız rekabetin olduğunu söylemeliyim. Akılla akıl dışı dünyanın rekabeti gerçekten çok haksız... Bakalım Venezuela mı olacağız yoksa Türkiye’yi kurtarabilecek miyiz?
Kimden mi? Cehaletten...