Eğitimde yapay zeka devrimi ve Meçhul Öğrenci Anıtı
Soru sormak için elini utangaç bir edayla kaldıran, anlamadığı yeri sormaktan utanan çocuklardık hepimiz: Bir teneffüs daha yaşasa belki merak ettiği konuları yapay zekaya sorup öğrenebilecek meçhul öğrenciler!
Maveraünnehir bugün yapay zekanın sunduğu imkânlarla yoksul bir halk çocukları ayaklanmasının tam kalbine akıyor diyebiliriz. Bu haftanın yüreklere su serpen haberi Nijerya’nın Edo şehrinden geldi.
Okul sonrasında, özellikle de İngilizce eğitiminde yapay zeka eğitmenlerle başbaşa bırakılan, diledikleri soruyu sorarak, anladıklarını pekiştiren, anlamadıkları konularda yardım talep eden öğrenciler 6 haftalık bir pilot çalışma sonrası iki yıllık yol katetmişler.
Dünya Bankası’nın bloğundan pilot çalışmanın detaylarını okuyanlar görecekler. Ortada çok büyük bir teknolojik donanım, büyük imkanlar da yok. Hatta Nijerya’nın karayağız delikanlıları hava muhalefetine, sele, öğretmen grevlerine rağmen bu sonucu yakalamışlar.
Haziran ve Temmuz 2024 tarihleri arasındaki altı haftalık bir zaman dilimini kapsayan deneysel çalışma sonucunda öğrenciler, sınav sonuçlarında, pilot çalışmanın parçası olmayan akranlarını geçmekle kalmamış, altı haftalık programın kapsamında olmayan konularda da başarı elde etmişler.
Yine yapay zeka araçları tarafından hazırlanan video sayesinde görüyoruz ki Microsoft’un OpenAI destekli, ücretsiz Co-Pilot aracı ve biraz da prompt teknikleri ile bu kıymetli sonuç başarılmış.
Yüzlerce yıldır esaslı bir değişim geçirmeyen eğitim endüstrisi, yapay zeka teknolojilerinden en yüksek verimi, en gerçek başarıları elde edebilecek bir alan esasında.
Çocuğunuzun soracağı sorulardan usanmayan, tekrar tekrar bıkıp usanmadan anlatan, farklı ve yaratıcı örnekler vererek çocuğunuzu eğitim serüvenine dahil edecek bir sanal öğretmen. Sadece çocuklar değil, içindeki meraklı çocuğu muhafaza eden kıymetli büyükler, bu imkânlar sizler için aynı zamanda.
1984 yılında eğitimsel psikoloji alanında uzman Benjamin Bloom, özel bir eğitmen nezaretinde birebir ders çalışma imkanına sahip olan öğrencilerin, sınıf ortamında eğitim almış akranlarını pek çok testte geçtiğini ortaya koymuştu. Yapay zeka devrimi öncesinde insan öğretmenler ile bu işin ölçeklenebilirliği hem ekonomik, hem de insan kaynağı açısından elbette zordu; ama bugünün dünyasında bu ziyadesiyle mümkün.
40 yaşına merdiven dayamış biri olarak, matematik alanında anlamadığım konuları en basit haliyle izah etmesi için bendeniz de her hafta yapay zekanın kapısını çalıyor, kınanma, alay edilme endişesi olmadan sabırlı öğretmenimden tekrar tekrar farklı örneklerle anlamadığım hususları izah etmesini istiyorum.
Bu hususta yapay zeka ile entegre teknolojiler üreten şirketler, basit erişimleri önceliklendirip, kolay arayüzler sunma konusuna odaklanırlarsa eğitimde gerçekten bir çığır açılabilir. OpenAI’ın bir telefon numarası ile yapay zekaya erişim imkanı sunması, ya da Gana’daki öğrencilere WhatsApp üzerinden sunulan, matematik ödevleri yardımcısı yapay zeka botu Roni gibi örneklerden söz ediyorum.
İcat deyince illa uzaya insanlı araç yollamak akıllara gelmesin. Küçük dokunuşlar, kolay arayüzler, boşlukları doldurup, erişimi kolaylaştıracak girişimlerin bir kelebeğin kanat çırpışı gibi yaratabileceği fırtınadan söz ediyorum.
Ece Ayhan’ın dediği gibi her çocuğun kalbinde kendinden büyük bir çocuk vardır. Küçük icatların da kalbinde, tam merkezinde kendilerinden daha büyük bir etki yaratacak çocukça heyecanlar ama kocaman etkiler olabilir.
Kıymetli girişimciler, yapay zekadan umutlu eğitimciler. Bu küçük değişimler, mucizevi dokunuşlar sonrasında inanın bütün sınıf sizlere çocuk bayramlarında zarfsız kuşlar göndereceklerdir.