İnsanın özne oluşu başka açılarda, başka hikayelerde bambaşka anlamlara gelir. Doğum sürecinden varlık düşüncesine, kişinin büyümesinden toplumun gelişmesine kadar birçok açılardan bakılabilir buna.

Kişinin politik bir özne olması ise çok daha yeni bir mesele. Krallıkların yıkılması, halkın yükselmesi ile belirginleşen bu öznelik hali son yıllarda giderek hasar görüyor. Tüm dünyada yükselen otoriter eğilimler ve tarihi fantaziler sayesinde halklar, tebaa olmaya ikna ediliyor.

Türkiye halkı, politik özne olma vasfını büyük ölçüde yitirdi. Sivil inisiyatiflerle, bağımsız çabalarla, gençlik hareketleriyle, akademik-kültürel-entelektüel girişimlerle bir şeyleri değiştirebilmek pek kolay değil. Dahası; milletvekillerinin ve bakanların bile politik özne olma vasfı ciddi anlamda kırıldı.

Toplumun başrolü, sosyal hayatın aktif çoğunluğu, nüfusun dinamik bölümü, gelişimin motoru olan gençler ise politik özneliğini korumak için çaba sarf ediyor. Genç olmanın verdiği bağımsızlık ve bagajsızlık cesareti, gençleri daha aktif bir politik katılıma itiyor. Ayrıca yeni normlarla düşünüp mevcudun sorunlarına en yakından şahit olanlar da daima gençler oluyor. Son yıllarda giderek daha fazla ilgi çeken Z kuşağı tartışmaları bunun bir sonucu.

Yarın 19 Mayıs, Gençlik Bayramı. Gençliğe dair neler söylenecek dersiniz?

Yine yaşlı yaşlı insanlar gençler hakkında büyük cümleler mi kuracak yoksa gerçekten gençler mi konuşacak? Ne dersiniz, gençlerin de ağzı olduğu bu bayram keşfedilir mi?

Her yıl gençliğe dair onlarca rapor sunuluyor kamuoyuna. Olabildiğince takip etmeye çalışıyorum. Bu yıl bu raporları ciddiye alan kapsamlı değerlendirmeler olur mu yoksa yine bir iki törenle geçiştirilir mi?

Toplumun dönüşümü ve eski sorunların çözümü daima gençlerden geçer. Çünkü gençler, bugünün yeni ve aktif kuşağıdır. Onu acımasızca pasifleştirmek, özneliğini inatla reddetmek; topluma, düşünceye, sanata ve siyasete doğrudan saldırmaktır. Toplumun tebaa değil özne olması için yapılacak en iyi şey gizli özneyi açığa çıkarmaktır.

Gizli özneyi görmemekte ısrar edenler hiçbir şeyi doğru anlayamazlar. Edilgen bir hayat sürmeye ve silinip gitmeye mahkumdurlar.

Gizli özne ise öyle veya böyle açığa çıkar, cümlemizi kurtarır.