Ekonomik krizin sorumlusu iktidarları değilmiş!
AK Parti teşkilatlarından sorumlu genel başkan yardımcısı Erkan Kandemir Gümüşhane teşkilat toplantısında demiş ki:
“Milletimizin derdini biliyoruz, sıkıntısını biliyoruz. Milletimizin zaman zaman temel gıda maddelerinde yaşadığı darlığı görüyoruz, farkındayız ama bunlar bizden kaynaklanmıyor.”
Ciddi ciddi böyle bir açıklama yapmış, yapabilmiş gerçekten de… Şahsını (Biliyorsunuz AK Partili siyasetçiler kendilerinden şahsım diye bahsetmeyi pek bir seviyorlar) tebrik etmek lazım bu kadar hayati bir konuda hepimizi aydınlattığı için.
Sayın Kandemir bu açıklamayı yapmasa bütün bu sorunların AK Parti iktidarından kaynaklandığını zannederek AK Partili Kandemir ve iktidarlarının günahlarını alacaktık.
Allah muhafaza, ayrıca kul hakkı, hak hukuk meselesi!
Ben Sayın Kandemir bu açıklamayı yapana kadar son 3,5 yılda 11 milyon 370 bin kişinin devlete muhtaç hale gelmesinin, işlerin yolunda gitmemesinin, enflasyonun yüzde 61’e fırlamasının, vatandaşın enflasyonun altında ezilmesinin, her üç vatandaştan birinin işsiz olmasının sorumlusu AK Parti iktidarı olduğunu sanıyordum.
Öyle değilmiş, bu kötü gidişat AK Parti iktidarından kaynaklanmıyormuş!
Peki kimden kaynaklanıyormuş?
Sayın Kandemir açıkladığında vatandaşı bir ekmeği dahi alamayacak hale getirenleri öğreneceğiz.
Sağolsun AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal da tepemizden sabah akşam dolu gibi yağan zamların sorumlusunun kendileri olmadığını açıklamıştı. Sayın Ünal “Bu zamları devlet yapmıyor” deyince “hakikatin” ne olduğunu öğrenmiştik!
Sayın Kandemir’in ağzından çıkanı kulağı duyuyor mu, söylediklerine kendisi inanıyor olabilir mi?
Belki de inanıyordur ve durum sandığımızdan çok daha vahimdir. Çok daha ciddi bir sorunla karşı karşıyızdır.
Olabilir mi?
Yani Sayın Kandemir fildişi kulesinde yaşadığı ve etrafı da fildişi kulelerle çevrili olduğu için vatandaşların “zaman zaman” sıkıntı yaşadığını düşünüyordur ve belki de buna da gerçekten de inanıyordur.
Sahaya saldıkları “tebdil- i kıyafet ekipleri” Sayın Kandemir’e, “vatandaşlarımız ‘zaman zaman’ sıkıntı yaşıyorlar ama bu kadarcık sıkıntıyı kadı kızı bile yaşar, ortada abartılacak bir durum yok” raporu vermişlerdir!
Hatırlıyorsunuz değil mi?
AK Partili Kandemir ve Hamza Dağ 18 Ekim 2021 tarihinde AK Parti Genel Merkezi’nde bir basın toplantısı düzenlemişler ve “ekonomik krizin derinliğini ve vatandaşların yaşadığı sıkıntıların boyutunu” ölçmek için “tebdil-i kıyafet ekipleri” oluşturduklarını duyurmuşlardı.
Kandemir, tebdil-i kıyafet ekiplerinin çoktan ciddiyetle çalışmaya başladıklarını, sahadan verilerin kendilerine ulaşmaya başladığını açıklamıştı.
Sistem şöyle işliyordu:
Tebdil-i kıyafet ekipleri vatandaşların arasında sıradan vatandaşlar gibi dolaşarak yaşadıkları sıkıntıları tek tek tespit ediyorlardı ve bir rapor hazırlıyorlardı, Sayın Kandemir de “hazırlanan raporu” Cumhurbaşkanı Erdoğan’a arz ediyordu.
Düşünün ki vatandaşın gerçekten sıkıntı yaşayıp yaşamadığını anlamak için tebdil-i kıyafet ekipleri oluşturuyorlar.
Nasıl bir yaşam konforu içindeyseler ve nasıl kostümlerle dolaşıyorlarsa halk anlamasın, kendilerini tanımasın diye tebdil-i kıyafete ihtiyaç hissediyorlar!
Nasıl bir gelir düzeyine sahiplerse milletin ocağını söndüren zamlar onlar için pek bir sevimli “minik minik” oluyor.
Bütün bunlar, yaptıkları akıl almaz açıklamalar her gün bir kez daha “Biz bu milletin fertleriyiz, biz bu milletin ta kendisiyiz” diyen AK Parti’nin nereden nereye geldiğini ortaya koyuyor.
Kendisinden önceki siyasi partileri, iktidarları, siyasetçileri “Halktan kopuk bir siyaset tarzını tanımıyoruz, kabul etmiyoruz” diyerek küçümseyen, ayıplayan, reddeden Cumhurbaşkanı Erdoğan bu sözünü şimdi tekrar söyleyebilir mi?
Sayın Erdoğan “Bizim iktidarımızdan önce halk ile göz göze gelmeyen, halk ile aynı hizada yürüyemeyen bir devlet adamı ve siyasetçi anlayışı vardı, halka daima yukardan bakardı” diyerek geçmiş mukayesesi yapabilir mi?
DYP’li siyasetçiler mi? ANAP’lı siyasetçiler mi? DSP’li siyasetçiler mi? Bülent Ecevit mi? Süleyman Demirel mi? Turgut Özal mı?
Türkiye ilk kez bir ekonomik krizin içine düşmedi. İlk kriz yaşamıyoruz. Ama ekmek alamayacak duruma gelen vatandaşın karşısına çıkarak, dalga geçer gibi “bu zamları biz yapmıyoruz” diyen siyasetçi örnekleri bu döneme has oldu. Tabakları küçültün, 2 kilo et almayın yarım kilo yiyin akılları veren siyasetçilere ilk kez bu dönemde tanıklık ediyoruz.