Sivas’ta futbol şöleni

Galatasaray’ın kalan maçları içindeki en zor deplasmanıydı Sivas.

Kolay olmayacağı da karşılaşmanın hemen başında anlaşıldı. Ev sahibi ekibin yüksek tempolu başlangıcı Galatasaray’ı abandone etti. Bu anlarda yine Muslera sahne aldı ve iki güzel kurtarışla baskın bir gole izin vermedi. Sivasspor için ciddi bir engele dönüşen Muslera sorununu Hakan Arslan ilginç bir yöntemle çözdü. Havadan ve yerden gol yemeyen Uruguaylı kaleciyi diziyle geçti!

Rıza Çalımbay rakibin ilk 15 dakikalardaki temposuz futbolunu çözmüştü ve bu süreyi kendisi için fırsata dönüştürmeyi planlamıştı. Bu plan Hakan’ın golüyle tuttu ama yeterli değildi. Galatasaray üst üste 8 maç kazandığı serisi boşuna yakalamıştı. Ömer’in arka direğe indirdiği topu Feghouli altıpasa çevirdi, Falcao’ya dokunmak kaldı. Bu golün benzeri organizasyon da ilk yarının sonlarında ikinci golü getirdi. Taktik gereği sık sık ileri çıkıp orta alandan oyun kuran Donk arka direğe indirdi, Falcao yükseldi ve altıpastaki Feghouli’yi gördü, o da az önce karşı karşıya kaçırdığı fırsatı telafi edercesine gol vuruşunu yaptı.
Galatasaray ilk dakikalardaki büyük baskıyı atlattıktan sonra ilk yarıyı kontrol eden taraf oldu. Saracchi- Onyekuru ikilisinin yanı sıra bu kez Mariano- Feghouli de bindirmeler yapınca Galatasaray’ı durdurmak zor oldu. Falcao’nun her topa vurmak isteyen klasik bir santrfordan yardımlaşan bir forvete dönüşmesi, orta alandaki Seri- Lemina etkisi de Sarı- Kırmızılıları etkili bir takıma dönüştüren faktörlerdi.

Rıza Çalımbay, devre arası takıma dokunuşlar yaptı ve Galatasaray’ın baskısını kırmak için zayıf yönüne yani savunma bloğunun ortasına yüklenmeye başladı. Bu karşı atağın karşılığını ise penaltı golü olarak aldı. Galatasaray skor 2-2’ye geldikten sonra ofansif futboluna döndü, kadrosuna güveniyordu ve 1 puanı az buluyordu. Samassa’nın ilk yarıda Feghouli’nin ayağından topu alması gibi ikinci yarıda Onyekuru’ya geçit vermemesi Galatasaray adına şanssızlıktı.

Galatasaray gibi Sivasspor da futbolunun hakkının 1 puan olmadığını düşünüyordu ve maç iki takım arasında gidip gelen bir kontratak futboluna dönüştü. Yüksek tempo ve dikine oynanan futbol maçı Premier Lig kalitesinde bir müsabakaya dönüştürdü. Samassa ve Muslera kilit isimler haline dönüştüler ve kalelerinde devleştiler.

Fatih Terim, son çeyrekte galibiyet hamlelerini yaptı. Önce Emre Akbaba’yı oyuna sürdü ardından da Adem Büyük’ü alarak çift santrfora döndü.

Sivasspor ise Emre Kılınç ve Mert Hakan olmak üzere, Kone, Yatabare, Uğur, Hakan, Fatih ile müthiş bir direnç göstererek maçtan hiç kopmadı.

Sonuç olarak, kupayı istediğini performansı ile ortaya koyan iki takım bol gollü bir şölen düzenledi, kazanan ise genellikle bu dönemlerde skora bağlı kısır futbolda bocalama alışkanlığını bitiren Türk futbolu oldu.

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum