Ahmet Arif’in Otuzüç Kurşun şiirini Cem Karaca müthiş yorumlamıştır, “Vurun ulan vurun, vurun, ben kolay ölmem” mısrası dillere pelesenk olmuştur. Galatasaray’ın durumu bana bu mısrayı anımsattı.
Son haftalarda Galatasaray’ın başına gelebilecek ne varsa geldi çünkü.
Sekiz maçlık galibiyet serisinden altı maçta beş puan alınabilen sert düşüşten...
Falcao’nun antrenmanda sakatlanmasından Mostafa Mohamed’in Covid olmasıyla santrforsuz kalmasına...
Futbolcuların başkan tarafından medya önünde haysiyetlerinin sorgulanmasından...
Başkanlarının kapalı bir sohbet toplantısında futbolcuları ve Fatih Terim’i özel hayatlarına kadar suçlamasına kadar bir çok şeyledi iki maç arasında. Buna taraftar oluşumu Ultraslan’ın ve yönetimin başkanı görevi bırakmaya davet etmesini de eklersek camianın nasıl bir hafta geçirdiğini daha iyi anlamış oluruz.
Tüm bunlar yaşanınca maç ‘öte yandan’ boyutuna indi. Hakemin başlangıç düdüğü ile hocanın ve takımın şoktan hala çıkamadığı da ortaya çıktı. Göztepe durağan oyunda Diabate’nin sıradışı golüyle öne geçince Galatasaray için kayıplar serisine bir halkanın ucu da göründü. Ancak gol sonrası Galatasaray’ın sürpriz bir direnci ortaya çıktı. Sarı-Kırmızılılar maça yavaş yavaş ağırlığını koymaya ve teslim olmayacağını göstermeye başladı. Galatasaray’ın bu dirilişindeki en önemli faktör, ilk 11’de kendilerine şans bulan Kerem ve Halil’in performansı, Taylan ve Gedson’un orta sahayı toparlamalarıydı. Halil’in şık pasında Kerem’in attığı gol, gençlerin verilen fırsatı kaçırmama uğraşıydı da aynı zamanda. İzmir ekibi ilk yarıdaki fazla yoğun olmasa da üzerine çöken baskıyı kıramıyordu. Kerem Aktürkoğlu ilk golün benzeri bir gole daha imza atarak yıldızları dökülen Galatasaray’ı sahada 2-1 üstünlüğe taşıdı. Halil Dervişoğlu ilk yarının son bölümündeki iki fırsatı ve Feghouli’nin şutunu İrfan Can’ın çıkarması ilk yarıda farkı önleyen hamlelerdi.
Galatasaray’daki gençlik enerjisi ikinci yarıda da Sarı-Kırmızılıların lokomotifi olmayı sürdürdü. Feghouli ve Emre Kılınç’ın da devreye girmesi Galatasaray’ı oyunun tek hakimi haline getirdi. Ünal Karaman’ın öğrencileri topu Galatasaray’dan alamıyordu.
Halil’e yapılan faulde Kerem’in üçüncü golünü atması yeni bir yıldızın doğuşunun da ilanıydı. Bu gol, maça ortak olmakta zorlanan Göztepe’nin tüm ümitlerini bitirdi. Fatih Terim son çeyrekte değişiklikler yaparak çok koşan ve çok yorulan gençleri değiştirerek dinlendirdi. Sarı- Kırmızılılar bu galibiyetle, vurula vurula yıprandığı kabus gibi geçen haftanın ardından kolay kolay ölmeyeceğinin mesajını verdi.
