Galatasaray ilk benzinciye kadar jant üzerinde giden lastiği patlamış lüks bir araç gibi... Her yeni hamle yeni yaralar açıyor, araç şimdilik kör topal gitmeye devam ediyor.

Orhan Atik Galatasaray'ın başında çıktığı ilk maçında Akhisar karşısında riskleri ilk yarıda almış, 45 dakikalık tempolu futbol skor da üretmiş ancak maçı koparmaya yetmemişti. İkinci yarıda ise yorulan Aslan oyunun kontrolünü Ege ekibine bırakmıştı. Dün ise kısıtlı enerjisini tasarruflu kullanmak isteyen bir Galatasaray vardı sahada. Atik'in düşük tempolu ilk yarı tercihi Başakşehir'in ekmeğine yağ sürdü.
Abdullah Avcı'nın oyun planı basitti. Oyunu kendi yarı alanında kabul etmek ve topu kaptıklarında da meşhur “kuşlar gibi” atağa geçmek. Bu nedenle geniş alanları rakibine bırakmıştı Avcı. Galatasaray'ın ilk ciddi gol pozisyonunu ürettiği 30. dakikada topla oynama yüzdeleri (% 65-35 GS-Başakşehir) Avcı'nın avını tuzağa düşürdüğünü de gösteriyordu.

İlk yarı üzerinden baktığımızda Galatasaray orta sahası sıkıntılıydı. Yasin, Selçuk ve Sneijder 35. dakika itibarı ile girdikleri hiçbir ikili mücadeleyi kazanamamışlardı. Üstelik Selçuk ve Sneijder bu sezonki 9. sarı kartlarını görerek güçsüzlüklerini kapamak için nasıl bir yol izlediklerini de ortaya koyuyorlardı.
Buna bir de savunmadaki kronik sorunlar eklendi. Denayer gelişimini tamamlaması için Galatasaray'a verilmişti ama Mehmet Batdal'a sezonun ilk kafa golünü attırması, gelişim olmadığını hatta geriye gittiğini düşündürdü.

İkinci yarıya ıslıklarla çıkan Galatasaray, başka bir performansla sahadaydı. Sol kanatta Olcan'ın hareketliliği, Olcan'ın önünde oynayan Yasin'in coşkusu ve takımı ateşleyen golleri ile Sneijder'in “futbola dönüşü” Galatasaray'ı maça ortak etti.

Galatasaraylı futbolcular ikinci yarıdaki müthiş dönüşü ile durumu kurtuldular ve her zaman böyle kolay penaltı veren de hakem bulamazlar. 45 dakikalık futbolla da kupada bile kolay kolay yol alamazlar...