Geçen sezonki Beşiktaş ile bu sezonki Beşiktaş arasında bir lezzet farkı var. Beşiktaş yine karın doyuruyor ama damakta o geçen seneki tadı bırakmıyor. Peki bunun sebebi ne? Birden fazla cevabı var bu sorunun ama tartışılmayacak en net yanıt Mario Gomez. Beşiktaş açıkça onu, onun son vuruşlarındaki ustalığını arıyor.

Kayseri'de sahada 3 santrfor vardı, 1 Gomez anca etti. Cenk çalışkandı ama işbitirici değildi. Aboubakar eskilerin meşhur 'Gol makinası aldık tıraş makinası çıktı' sözünü doğrulayan performansına devam etti. İlk yarıda boş kale yerine kaleciye nişanladığı topla sadece siftah şansını değil ona olan son inanç kırıntılarını da harcadı. Ömer Şişmanoğlu ise attığı golle 3 puanı getirirken 'İlk 11'de oynaması için adının Abouömer mi olması lazım' dedirtti.

Maç aslında Şenol Güneş'in maçıydı. Fenerbahçe ve Galatasaray'dan puan almış Kayseri karşısına deplasmanda olmasına rağmen çift forvetle çıktı. İlk 25 dakikada bu tercih Beşiktaş'a net üstünlük olarak döndü. Beşiktaş becerikli gol ayaklarına sahip olsa maçı daha baştan alıp götürürdü. 30. dakikadan sonra Kayserispor oyunda dengeyi sağladı ve kalan sürede de rakibini sürekli huzursuz etti. Kayserispor'un Beşiktaş orta sahasını bu kadar kolay geçişi ise Napoli maçı öncesi ciddi bir uyarı niteliğindeydi.

12 KORNER 0 SONUÇ

Beni asıl şaşırtan Şenol Güneş'in sistem geçişlerindeki sertliğiydi. İlk yarıda çift forvet oynayıp ikinci yarıda tek forvete dönen Güneş, 63. dakikada Ömer'i sahaya sürerek yeniden çift forvete geçti. İlginç olan, takımın bu saha dizilişindeki ani değişimlere adapte olması, karşılık vermesiydi.

Beşiktaş'ta dün herkes biraz bir şeyler yaptı ve yine 'biri' sahne alıp maçı kurtardı. Golde Ömer kadar Beck'in takipçiliği ve topu boştaki adama çıkarmasının payını da eklemek gerekir.

Benim için maçtan geriye iki soru işareti kaldı. Biri Beşiktaş'ın 12 korner atıp 12'sini de hesba etmesiydi. Diğeri de Kayseri'de statta 5 bin 970 kişi olmasıydı. Kayserili futbolseverler son şampiyonu izlemek için bile Kadir Has'a gelmedi.