Fenerbahçe için kahır senesi mi?
Ahmet Kaya'nın 'Başım Belada' şarkısı Fenerbahçe için yazılmış sanki. Takıma neresinden bakarsan bak tutarsızlık akıyor.
Pereira'nın 3-5-2 sistemine göre transfer yapıyorsun, hocayı elinde tutamıyorsun. Ardından da gidip emeklilik hayatına geçtiğini açıklayan bir teknik adama ateşten gömleği giydiriyorsun. Kadro tercihleri de tutarsıklıklarla dolu. Türkiye'nin en iyi iki bekini göndermek küçük bir ayrıntı kalıyor.
Diego'yu gönderip Roma'da 2 sene boyunca kulübede oturan Salih'ten 10 numara yaratmaya çalışıyor, genç oyuncuya taşıyacağından büyük yük veriyorsun. Orta sahanı boşaltıyorsun.
Elinde Robin van Persie, Emenike, Fernandao, Aatıf var ama sahaya tek golcü olarak Sow çıkıyor. Üstelik elindeki 2 golcü UEFA listesine bile almıyorsun.
Temel sorunları özetlersek Fenerbahçe'de balık baştan kokuyordu.
Yanlış temel üzerine oturtulmak istenen Fenerbahçe doğal olarak sert kayaya çarpınca ilerleyemedi, Zorya gibi bir takım karşısında bile bocaladı.
Fenerbahçe ilk 45 dakika boyunca rakip kaleye sadece 2 şut çekebildi. Daha vahimi bu 2 şutun da kaleyi bulamamasıydı. Zorya da Sarı-Lacivertliler'den farklı değildi, 35. saniyede dışarı çıkan kafa vuruşu dışında etkili değildi, ilk 45 dakikada 6 şut girişiminde bulundu kaleyi sadece 1 kez tutturdu. Hal böyle olunca vasat 45 dakika golsüz sona erdi.
İSABETLİ ORTA: 14-0
Dick Advocaat ikinci yarıya Salih'ini yerine Ozan'ı alarak başladı. Sow'un şutunu çıkarak Zorya kalecisi belki de maçı çeviren isimdi. 52. dakikada da Zorya'nın nefis golü geldi. O golde topu kaptıran Josef rakip oyuncu takibi yapsa belki Grechyshkinin o golü de olmayacaktı. Josef'in 'boş koşusu' yeni Fenerbahçe'yi sanki özetliyordu.
Advocaat'ın ikinci hamlesi van Persie oldu ama ilk yarıdaki 6 isabetsiz orta, onun girişinin sonucu değiştirme yolunda bir çözüm olamayacağının ipuçlarını veriyordu. 75.dakikada Fenerbahçe'nin orta sayısı 14, isabet sayısı 0'dı. Yazıyla da yazalım, sıfırdı. Böyle bir orta saha ve kanat organizasyonuna bu formsuz van Persie değil, Uçan Hollandalı da olsa bir şey yapamazdı.
Fenerbahçe'yi asıl hareketlendiren Emenike'nin girişi oldu. Alper'in yerine giren Nijeryalı ile Fenerbahçe ilk kez oyunun kontrolünü eline geçirdi ama Advocaat bu hamleyi yapmakta geç kalmıştı. Oyunun boyunun kısalması, Emenikeli, Sow'lu, van Persie'li hücum hattının rakibi hataya zorlayıp gol bulmasını zorlaştırdı.
Fenerbahçe'yi acı bir tablodan kurtaran ise uzatmanın uzatmasında ortaya çıkan Kjaer oldu. Amcak Fenerbahçe için alarm zilleri çalıyor. Kjaer'in golü bu sesleri bastıramaz. Bastırmamalı da...