Son sözü baştan söyleyeyim, Igor Tudor’la olmayacak, anlaşıldı. Sneijder ve Podolski’yi aynı anda yedeğe çekmek büyük bir kumardır. Hadi böyle bir riski alıyorsun, yerine koyacağın bir planın var mı? Yok.
Tudor’un tek planı var ve basit. İleride Eren, onların arkasında üç atlet futbolcu Rodrigues- Yasin-Bruma ile deplasmanda sonuca gitmek. Ama Başakşehir savunması çıkmadı, planlar tutmadı! Abdullah Avcı, Tudor’un çıkardığı kadroyu görüp tüm önlemlerini aldı. Tudor’un ‘atletleri’ boş koşu alanlarını hiç bulamadı.
İşin kötü tarafı Tudor’un bir B planı da yoktu. İlk yarı boyunca Başakşehir 2 gol attı, 2 net pozisyonda Muslera’ya takıldı, buna karşılık Galatasaray bir tek pozisyon bile üretemedi ama ikinci yarıya çıkan kadro yine aynıydı. Tudor ne Başakşehirli oyuncuların otobana çevirdiği ‘sahte sol bek’ Linnes’in sol kanadındaki çözüşü gördü, ne de ‘atlet oyuncuları’ arasında bir yardımlaşma olmadığını, 3’ünü aynı anda oynatmanın intihar olduğunu. Riekerink’in Galatasaray’ı rakibi olan ilk 5’teki takımları yenemiyordu, Tudor’un Galatasaray’ı puan bile alamıyor. İkisi arasındaki tek fark birinin dingin, diğerinin heyecanlı olması.
Galatasaray’daki çöküntüyü sadece Tudor üzerinden çözmeye çalışmak da doğru değil. Futbolcular isteksiz, takım ahenksiz, sahadaki isimler fiziksel olarak yetersiz. Savunma tam evlere şenlik. Kadro dışı bıraktığı Chedjou’ya sarılıyorsa varın gerisini siz düşünün. Ahmet hep geriye oynadı, takım oyununa katkısı hiç olmadı. Semih belki de kariyerinin en kötü maçını çıkardı. Bu savunma içinde rahat eden Adebayor da şovunu yaptı.
SON KULLANMA TARİHİ GEÇMİŞ
Galatasaray’ın Avrupa’ya çıkışı biraz da bu maça bağlıydı ama Şampiyonlar Ligi’ne katılma şansı için bile motive olmadılar. Söylenecek çok fazla şey yok, bu kadronun son kullanım tarihi geçmiş! Başakşehir’den de biraz bahsetmek lazım. Volkan’dan Cengiz’e kadar uyumlu ve birbirini tamamlayan bir takım. Daha dün gelen Adebayor bile sisteme kolaylıkla adapte oldu. Bulunduğu yeri kulüp felsefesi, hocası, futbolcusu ile hak ediyor. Galatasaray ve Fenerbahçe’ye de ‘şapkanı önüne koy düşün’ diye de açık ders veriyor.
