Türk’ün asaleti Türkiye’nin kıymeti
Bu topraklar gariplerin sığınağı. Kalbimiz ve dostlarımız burada.
Bu toprakların bir hafızası var. Bu toprakların türkülerinde, kültüründe, edebiyatında, düşüncesinde her şeye rağmen muhafaza edileni severek yol alacağız. Çıkış yolumuz da, duamız da, aşkımız da burada. Bu ülkenin tarihi tecrübesine ferasetle bakarak yürüyeceğiz bu topraklarda. Ülkemizin muhabbetine bırakacağız kendimizi.
Türkiye muhteşem, bereketli bir ülke. Fakat acıları var. Özellikle son yüz yılı acılarla dolu. Bu toprağın son yüzyıllık tarihinde garip olmaya, garip yaşamaya zorlanan; ama bu toprağın her sahici yüreğine sahip biri gibi bir sırrı saklayan ve o sırla dünyayı anlamaya çalışan, onunla yolunu bulmaya çalışan insanlar olarak yaşayacağız burada.
Türkiye Müslüman bir ülke ve Müslümanların ülkesi. İslam’ı ve Türkiye’yi “dünya sistemine” tehdit olarak gören dünyanın zalimleri; hedeflerinden, sinsi planlarından hiç vazgeçmediler. Türkiye’nin de “Ülkelerden bir ülke” olmadığını çok iyi biliyorlar. Kendi hafızaları, tarihleri söylüyor onu.
Türk, zalimler / kötüler dünyayı yönetmesin diye kavga vermiş insanın adıdır. Bu millet bunu bir yere kadar başardı, sonra takati yetmedi. Ama şunu unutmayalım: Gâvur ayağının işgalinde kalmamış tek toprak burası. Kavganın göbeği yani.
Biliyoruz ki bugün insanlar Türk isminden konuştuğumuz şeyi anlamıyorlar. Doğru, çünkü bu ismin tarihî anlamı bir miktar manipüle edildi. (Kemalistler ve İslamcıların gayretiyle) Ancak birçok şey manipüle edildi. Ne yapalım, ismimizden mi vazgeçelim? Hz. Ömer Müslüman olmasaydı biz bugün onu Yezit gibi bilecektik. Yani isimler, kavramlar anlama sahip olmazlar, manayı kazanırlar. Türk ismi ceddimizin dünyaya kabul ettirdiği Müslüman yaklaşımın adıdır. (Ceddin deden, neslin baban…) Bütün dünya bunu böyle anlıyor. Mücadelenin esası kavramlar için yapılandır, savaş meydanlarındaki bunun küçüğüdür. Savaş meydanında canımızı, kavramlarla da şahsiyetimizi koruruz.
Türkiye ve İslam… Türkiye’de İslam çimento değildir. Türkiye’yi Türkiye yapan zaten İslam’dır. Bu çok önemli bir ayrımdır. Bir terkip var da İslam buna iyi geliyor diyemeyiz. Burada Romalılar ve birçok pagan unsur vardı. Onların da içine dahil oldukları bir şeyden bahsediyoruz. Hacı Bayram Veli eliyle kim bilir kaç kişi Müslüman oldu. Yani, Türklüğe dahil oldu… Türk milleti meydana geldi bu topraklarda. Bugün İngiliz milletinin bir kısmı Alman kökenlidir, Fransızların neredeyse tamamı öyledir, Hollandalılar hakeza… Hepsi yeni bir siyasi kavramın içindeler ancak bir yandan da hepsi Avrupalılar ya da daha üst bir adlandırmayla Batılılar… Biz kimiz?
Türkiye’de neci olursan ol (sağcı, solcu, faşist, çevreci, aydınlanmacı vs) bir şekilde Batı temelli bir düşünce hareketinin uzantısı olmak durumundasın. Bu ve sayılabilecek hemen bütün kavramların kökeni oraya uzanır ve anlamlarını da orada kazanmıştır. Ancak Türk, manasını burada kazanmıştır. Bizden alır ruhunu. Etimolojik olarak kökeni şu ya da bu, manasıdır ehemmiyeti olan. Kayseri Türk ismi değildir, Trabzon da öyle… Bugün oraları Türk şehri yapan neyse odur asıl olan.
Sorulacak soru şu: Türkiye nereye gidiyor? Bize bir motivasyon gerekiyor. Nereye gideceğiz? Gittiğimiz yerde annemiz, dostlarımız, daha iyi ahlakımız... Bizi bekliyor mu?