Nebi Hezri

könül ayrılmayır öz baharından
ilham baharından, söz baharından.
deyirem, vetenin birce kış günü,
yahşıdır gurbetin yüz baharından

Nebi Hezri

Birkaç gündür Nebi Hezri okuyorum. Derya deniz bir şair.

1924’de “rüzgârlar şehri” Abşeron, Azerbaycan’da doğar.

Üç rüzgârı meşhurdur Abşeron’un; şimalden esen ve serinlik getiren Hezri, cenuptan esen ve sıcaklık getiren kızıl yel, bir de semti bilinmeyen kararsız yaz yeli…

Hazar Denizi’ne ve onun eşsiz maviliğine vurgun olan Nebi Hezri, Abşeron’un bu üç rüzgârı gibi yazar eserlerini.

***

İlk ve orta tahsilini Bakü’de tamamlar. Şiirle tanışması ilk gençlik yıllarındadır. Daha on beş yaşındayken yayımlanır ilk şiiri. Kararını vermiştir Hezri, gözü büyük sanatkârlıktadır.

Yazılarla, şiirlerle geçen günler ve gecelerden sonra eserleri artık başka ülkelerin dillerine çevrilmeye başlanmıştır.

Yıllar boyunca, nefesi tükenircesine yazdığı yazılar, şiirler halkı tarafından baş tacı edilecek ve o şöhret ve istiklal madalyalarını, nişanları ve en önemlisi “Halk Şairi” ünvanını üst üste alacaktır.

Azeri Türkçesinin poetik güzelliğinden beslenen şairin, şiirlerine akseden pürüzsüzlük ve akıcılık Azerbaycan’ın ünlü bestekârlarının da sık sık şairden faydalanmasını sağlar ve bu besteler Azerbaycan’ın en ünlü muğannileri tarafından seslendirilir.

Sosyalist idare korkunçtur. Stalin devrinde bütün Azerbaycanlılar gibi o ve ailesi korku içindedir. Azerbaycan’da önemli bir görevi olan halaoğlu Kerim Bağırov görev yaptığı sırada odasında öldürülür. “Gece Döğülen Gapılar” adlı şiirini katledilen halaoğlunun anısına yazar.

Annesi ve üç bacısıyla yapayalnız kalmıştır şimdi. Araba tamir eder, ot toplayıp satar o dönemde. Ve o çetin dönemde, kendisini her türlü kötülükten yalnızca Allah’ın koruduğunu söyler bir yazısında.

Yirminci asrın kendisine ve ana yurduna hep acı verdiğini anlatır hatıralarında Hezri.

Bütün Azerbaycanlı şairler gibi o da çok kıymet verdiği annesiyle geçen yıllarının hayatının en güzel kısmı olduğunu söyler.

1980 yılı ölümle ilk defa karşılaştığı yıldır. Geçirdiği bir ameliyat esnasında doktorlar öldüğünü söylerler yakınlarına. Kendisi de o ânı anlatırken, “Adeta öldüm ve yeniden dirildim, başımın üstünde ağlayanları görüyor ve acaba neden ağlıyorlar diye düşünüyordum.” der.

Üç dakika nefessiz kalmıştır. O üç dakikalık ölüm tecrübesinden sonra uzun süre kendisine gelemez Nebi Hezri.

Öyle bir tecrübeden sonra efendimiz Hazreti Muhammed’le ilgili edebi eserler bulup okumaya başlar. Yeni tanımaya başladığı Peygamberini yazmak istemekte ancak bunun çok çetin olacağını düşünmektedir. Zannettiği gibi olmaz; kendi deyişiyle, sanki her bir mısra kulağına tek tek fısıldanmaktadır. Durmadan yazar, yazdıkça hafiflediğini hisseder.

Yazdıkları için Türkiye’den on bin dolarlık bir ödüle layık görülür. Ama büyük şair kabul etmez bu parayı. Türkiye’de PKK’dan zarar gören şehit ailelerine bağışlar kazandığı mükâfatı. En az yazdıkları kadar gönlü de yücedir güzel şairin.

İlham aldığı, “vakarım” dediği her şey ömrü boyunca acı verecektir ona. Acıyı bilmeyenlerin aşkı da sevdayı da ölümü de bu denli lirik, özel bir üslupla anlatması zaten mümkün değildir.

Yıllarca azap çektiğini anlatır bir söyleşisinde, “Ama” der, “Nasıl yorumlarsak yorumlayalım kaderi anlamak mümkün değildir bizim için.”

Annesini, iki yaşındaki kızı Lale’yi, dört yaşındaki oğlu Elekber’i ve unutulmaz hayat yoldaşım dediği karısı Gülare’yi bir bir, ardı sıra, toprağa verir.

***

Azerbaycan şiirinin en parlak sayfalarını yazan Nebi Hezri, insanın manevi âlemini, milli değerleri ve tabiatı derin bir lirizmle şiirlerine nakşeder.

Söze emek ve kıymet veren şair, hakikatli sözün özünde Allah’ın nurunun olduğunu söyler.

Hakikat arayışı ve çile ile geçen ömrü boyunca kırkı aşkın esere imzasını atar.

“Yaşamak çetindir değil mi?” diye sorarlar bir gün şaire; “Ölümdür imtihanımız.” dedikten sonra yine mısralarıyla konuşur Hezri:

“Tanrı!

Dert çekmeye sabır dözüm ver

Heyatın yolları gıştır, borandır

Dertliler dünyada yarı peygamber

Dertsizler dünyada yarım insandır”

16 Ocak 2007’de tek kanatla uçmaktan yorulan şair, çok sevdiği Bakü’de “Gem Defderi”ni kapatarak Hakkın rahmetine kavuşur.

Okuyucuları ve dostları için o gün hayatının son sayfasını kapatan şairin, unutulmaz mısralarıyla yalnız Azerbaycan’ın değil bütün Türk dünyasının kıymetli bir ismi olarak yaşayacağı şüphesizdir.

YORUMLAR (7)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
7 Yorum