Keder sevince çirkin güzele eş olmuştur
Bugün Hz. Yunus’tan gönlüme düşenler…
Yunus gibi olmalı. Onun kadar içeriden, onun kadar duru. Yunus, “Bizim Yunus”tur. Taptuk Emre’nin dergâhına odun taşımakla görevlidir ve bulduğu en güzel odunları taşır, eğri odun dergâha yakışmaz diyerek. Taşıdığı insandır aslında. Doğru adam getirir dergâha. Kemalini, tekemmülünü gerçekleştirmek üzere getirdiği adamlardır o odunlar. Onlar dergâhta yanarlar ve adam olurlar. O, odunu insan kılan bir inceliktir.
Bizim Yunus’tur o.
***
Gurbettedir insan. Garipliğimizi onun kadar yakından, onun kadar içeriden bildiren oldu mu?
Garip yanını seven Yunus’u sever. Garip yanına sarılan Yunus’a sarılır. Garip yanını bulan Yunus’u bulur.
Çıksak bir yola, bir dağa rastlasak Yunus ne zirvede ne dağın eteklerinde; yol boyunca yanımızda.
Omzumuza yüklenmiş muhabbette, hüznümüzde.
Bir söğüt gölgesinde, sevincimizde.
Berrak suda, suya düşen karıncada.
Bir türkü başında, bir üzüm bağında.
Hem garip bir yoldur Yunus, hem garip bir yolcudur.
***
Yunus’la yola düşenler düşünmezler sonrasını, yürür giderler türkülerle sonsuz olana. Dostluğun yurduna düşerler. Gönüldür dostluğun yurdu, dostun yurdu. Orada iyi ve kötüden bahsedilmez. Keder sevince, çirkin güzele eş olmuştur orada. Kendine özgü dili, kendine özgü kelimeleri, kendine özgü harfleri vardır dostluğun. Kuş dili konuşmaz, Süleyman dili konuşur. Gönül diliyle konuşur.
Aşk olsun yola Yunus gibi düşenlere.
Aşk olsun yola Yunus’la düşenlere.