Birbirinin rüyasını görenler
İnsan dünyanın neresinde duracağını bilmeli. Kendine ait bir yolu olmalı. O yola gönül vermeli. Dost yoluna düşmeli.
Yolu olmayanın, yola dost olmayanın, o yolun yolcusu olmayanın dostu olur mu? Ondan dost olur mu?
***
Dostluk amin diyebilmektir: Serçenin kanat çırpışına, üzümün karasına, Hz. Ebubekir’in sadakatine.
Dostluk; olmuşa, olana ve olacağa tebessüm etmektir. Yoldaşlıktır. Sevgidir. Ulaşılmışa ve ulaşılacak olana yürümektir. Dostun kokusu en yüce dostun kokusundandır. Derunidir. Su gibidir. O sizde, siz onda akar gidersiniz. Zaman mekândır onda, mekân da zaman.
Dostluk ‘bir’e seyahattir. Herkesle bir olunamaz. Herkes de bir olmaz. Gönüldür o. Hakkın nurudur. O nurun şavkımasıyla şevkleniriz âlemin tam ortasında. Yürürüz tüm yönlerimize. İnsan oluruz, dost oluruz, aziz oluruz. An oluruz, anda oluruz. Son yoktur. Sonsuzla sonsuz arası mesafesizliklerdir dostun durağı.
Dostla alıp başınızı pervasızca gidebilirsiniz, gidebileceğiniz yere kadar.
Dostunuzla beraberseniz sonrasını düşünmezsiniz. Onunla mutlu bir son aklınıza bile gelmez. Çünkü mutluluk onunla sonsuzdur. Fark etmeseniz de olur, çünkü fark onunla fanileşmiştir. O hep açtır, hep toktur, hep gülendir ve hep ağlayandır. Yani o sizsinizdir. Onunla saatinizin akrebi kâlû-belâ’da, yelkovanı mahşerdedir.
Rüya-yı sâdıkadır dostluk. Dost nefesi; üçler yediler kırklar gibidir. Gözümüzün ta içi, gözbebeğimizdir. Durağımızdır, kapımızdır, menzilimizdir.
Birbirinin rüyasını görenlerdir birbirine dost olanlar.
***
Fethi Gemuhluoğlu şöyle der bir konuşmasında: “Dost ol kişidir ki, öldürülmesi muhakkak ve mukarrer olan gecede Peygamber-i Ekber’in yatağında yatar, O’na Şâh-ı Velâyet denir. Dost ol kişidir ki, Yâr-ı Gâr’dır. Kucağında, mübarek bir emanet vardır. Bütün delikleri elbisesinden muhtelif parçalarla tıkar, son deliğe tabanını dayamıştır. Kucağındaki mübarek emanet, uyumayan uyanıklık içinde uyur görünmektedir. Oradan Ebubekir’i yılan sokar. Dost son deliğe tabanını, taban gibi görünen gönlünü uzatandır, gönlü ile orayı tıkayandır.”
***
Gönüldür dostluğun yurdu, dostun yurdu. Orada iyi ve kötüden bahsedilmez. Keder sevince, çirkin güzele eş olmuştur orada.
Modernin atomu, postmodernin sahtekârlığı dostluğu parçalayamaz. Çünkü dost gönlü, Rab eliyle terbiye edilmiş, mukavim kılınmıştır.
Hz. Musa’nın Hızır Aleyhisselam karşısında hiç soru sormamış halidir dostluk. Gidişat sorulmaz, boyun bükülür.
Dostluk kafa denkliği değildir. Kendine özgü dili, kendine özgü kelimeleri, kendine özgü harfleri vardır. Kuş dili konuşmaz, Süleyman dili konuşur.