İktidardan muhalif medyaya görülmemiş iltifat

Gün gelecek AK Parti adayları Sözcü’ye konuşacak, sırayla Fox TV’ye çıkacak, Halk TV ekranlarında boy gösterecek deseler kim inanırdı?

‘Kim derdi ki’ nidasıyla başlayan o cümleler hayretlikti, hayal bile edilemezdi, hayata geçti.

Kim derdi ki İzmir adayı Nihat Zeybekçi, Sözcü gazetesini ziyaret edip AK Parti karşıtlığının sembol ismi Emin Çölaşan’la fotoğraf çektirecek, kendini anlatacak!...

Yetmedi, Zeybekçi bir kez de Özlem Gürses’e röportaj vererek Sözcü okurlarına seslenecek, oylarını tekrar isteyecek!...

Kim derdi ki Ankara adayı Mehmet Özhaseki de kervana katılacak, Gürses’in sorularını cevaplayarak okurlarını ikna etmeye çalışacak!...

Kim derdi ki Ankara Yenimahalle adayı Veysel Tiryaki, ekranlarında görücüye çıkarak Halk TV izleyicilerinin desteğine talip olacak!...

Fox TV’nin sabah yayınlarında İsmail Küçükkaya’ya konuk olanları saymıyorum bile. Kimler yok ki...

Hayır, ne işleri var oralarda, başka çıkacak mecra mı bulamadılar, Emin Çölaşan’a mı kaldılar, Halk TV’ye kadar düştüler mi demiyorum.

Takip ediyorum, gayet adil ve önyargısız sorularla ağırlıyorlar Cumhur İttifakı adaylarını. Onlar da ulaşamadıkları toplum kesimlerine ulaşma imkanı yakalıyorlar. Olması gerektiği gibi...

Fakat şaşırıp yadırgayanların da haklı nedenleri yok mu?

Birincisi, iktidar taraftarı medya muhalefet adaylarına aynı şekilde ekranlarını ve sayfalarını açmadığı için...

İkincisi; Sözcü, Halk TV ve FOX sıklıkla iktidar tabanında şeytanlaştırıldığı, hedefleştirildiği, ihanetle suçlandığı, yani dış güçler, şer odakları ve terör koalisyonlarıyla ilişkili gösterilerek ayrımcılığa tabi tutulduğu için...

Üçüncüsü, seçim yorumları için davet edilip buralarda görünme gafletinde bulunan gazetecilere bile kem gözle bakıldığı, acımasızca damgalandıkları, itibarsızlaştırma saldırıları, karalama ve kötüleme kampanyalarına maruz bırakıldıkları için...

Dördüncüsü ve en garibi, ellerindeki o kimseye nasip olmamış medya gücüne, kurdukları ve kontrol ettikleri devasa propaganda tekeline rağmen; iktidar adayları hala 'satılmış' diye mimledikleri mecralara ihtiyaç duyduğu için...

Demek ki tek seslileştirmek, aykırı görüş ve eleştirilere kapatmak, borazanlaştırmak, cazgırlaştırmak medyayı medya olmaktan çıkarıyor. İtibarını eritiyor, etkinliğini kırıyor, sunileştirerek güvenilirliğini ve ikna gücünü yok ediyor.

Ötekileştirilen mecralar, seçim zamanı iktidar adaylarının gözdesi oluyorsa başka izahı var mı?

Hormonsuz, gerçek reyting ve reel tiraj burada çünkü. Etkileri sahiciliklerinde, inandırıcılıklarında...

Yakın zamana kadar aynı işlevi Hürriyet, CNN Türk, NTV görüyordu. Onlar da artık yetmiyor olmalı ki Sözcü’ye, Halk TV’ye açılmaya başladı iktidar kampanyası. Mesajlarını iletmek, adaylarını tanıtmak için oraları daha muteber ve işe yarar görmüyorsa neden?

Özhaseki’nin, Gazete Duvar’a “Tayyip Bey izin verirse Mansur Yavaş’la televizyonda tartışmak isterim” dediği, her yerde haberdi dün.

Ses getirmek, dikkat çekmek, hatta sansasyonel yankı uyandırmak için milyar dolarlık medya kartelleri tarafından dayatılmanız ya da pompalanmanız şart değilmiş demek ki.

Mütevazı ama gerçek bir takdim, tek taraflı empoze edildiğiniz sunumlardan çok daha fazlasını verebiliyormuş.

Cazgırlığın güven bunalımı, borazanlığın iflasıdır bu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan dahi “Medyanın değil biz meydanların ne dediğine bakarız” deme gereği duyuyorsa her gün...

Baskın medya gruplarının, ‘biz nerede yanlış yaptık ki tüm sadakatimize rağmen Erdoğan’ın bile itimadını kaybettik’ diye sorma vaktidir.

YORUMLAR (84)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
84 Yorum