Cumhurbaşkanı'nın beklediği sanatçı Akalın mıymış!
Ayarlasan, denk getireyim desen bu kadar olmaz. 2019’u, popçu Demet Akalın’ın Dolmabahçe’deki ziyaret-i şahanesini yazarak kapatmıştım. O senenin son gün yazısıydı.
Akalın’ın, Cumhurbaşkanı ile fotoğrafı kadar sebeb-i ziyareti de eksantrikti.
Kambur feleğe bakın ki, 2020’nin final günü de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başlattığı yeni bir sanat tartışmasıyla geçti.
Ve sayesinde, 2021’e yine Cumhurbaşkanı’nın gözde sanatçılarını hatırlatan bir yazıyla merhaba diyorum. Bismillah, daha birinci gün siftah yazısı hem de.
Cumhurbaşkanı, Kültür Sanat Büyük Ödülleri töreninde, görmek istediği sanatçı tipini tarif etti.
Bakalım, Demet Akalın ve ziyaretinde ona refakat eden popçu arkadaşı Hande Yener’in üstüne cuk oturuyor mu bu tarif?
Ama önce, iki hususu açıklığa kavuşturalım.
Diyelim ki, sanatı ve sanatçıyı tarif etmek de siyasetin görevleri arasındadır. Mahkemelerin yerine karar verip yargı dağıttıktan sonra, bu da neden olmasın!
Ve diyelim ki siyasi iktidar yetkisi kullanılarak yapılan bu sanatçı tarifi, baştan sona doğru...
Gerçi Cumhurbaşkanı, yeni yılda Türkiye’ye yerli ve milli bir muhalefet kazandırmanın kendilerine nasip olacağını umuyordu.
Ama neye niyet, neye kısmet! ‘Majestelerinin favori muhalefeti’nden evvel, Türkiye’ye ‘majestelerinin örnek sanatçısı’ hediye edilse yakışmaz mı!
Yeni yıl armağanı olsun deyip tarifi okuyalım:
“Beklediğimiz o sanatçı, önce davasını sanatıyla ifade edecektir. Beklediğimiz o sanatçı, adaletsizliğe ve zulme başkaldıran şarkılarıyla dünya müzik listelerini altüst edecek, evrensel müzik anlayışını değiştirecektir. Beklediğimiz o sanatçı, slogan atarak kendini göstermeye çalışmayacak, başarıları ile dünyanın en muhteşem salonlarında ayakta alkışlanacaktır. Beklediğimiz o sanatçı, marifetini sosyal medya hesabından savurduğu siyasi polemiklerle değil, kanatlanıp uçurduğu sanatıyla gösterecektir. Beklediğimiz o sanatçı, ait olduğu milleti hor görüp sürekli şikayet etmek yerine kendi sanatını üretecektir.”
Olduğu gibi doğru kabul edelim.
Hoş, bana kalırsa yılın en önemli sanat olayı Güldür Güldür Show. Kendisini bütün televizyonların Umumi Yayın Müdürü zanneden RTÜK’le tek başlılık sisteminin izin verdiği ölçüde, fena güldürmüyorlar.
Fakat güldürme ayaklarıyla toplumsal ve siyasi hiciv yaptıkları için, Cumhurbaşkanı’nın beklediği sanatçının o ekipte olmadığı anlaşılıyor. Milleti hor görüp sürekli şikayet etme kriterini karşılamadığından, Güldür Güldür Show takımını eliyoruz mecburen.
Aslında yanlışları eleyerek doğru sanatçıları bulmaya çalışmak yerine, en iyisi direkt Cumhurbaşkanlığının müdavim sanatçılarına bakmak.
Cumhurbaşkanlığı davetlerinin, destek organizasyonları ve teşvik ödüllerinin kadrolu sanatçılarına ne kadar uyuyor bu tarif?
Mesela, eşinin telefonda okey oynamaya çok zaman harcayıp kendisini ihmal etmesini şikayet için doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a giden Akalın?
Cumhurbaşkanı, onca memleket meselesi arasında şikayetini dinlemeye bizzat zaman ayırmıştı. Demek ki, bir dediği iki edilmeden el üstünde tutulan ve topluma ideal sanatçı diye sunulan rol modellerden biri.
Peki ama örnek sanatçılar Akalın ve Yener ikilisi, Cumhurbaşkanı’nın beklentisini karşılıyor mu? Yani dünya müzik listelerini altüst edecek zulüm ve adaletsizliğe isyan şarkılarını onlar mı söylüyor? Evrensel müzik anlayışını değiştirmeye bu ikisi mi aday? Ve davalarını sanatlarıyla ifade etmekten başka bir öncelikleri yok mu?
İsyan müziği deyince Akalın’la Yener’den sonra akla, rap de gelmez mi?
Peki “Susamam” şarkısıyla biraz yaramazlık yapan Şanışer ve rapçi arkadaşlarının kulağı mı çekildi, sırtı mı sıvazlandı? Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Ödülleri törenine davet edildiler de onlar mı reddetti? Bizim mi haberimiz yok?
Bu yıl da eksantrik bir tartışma ile başladı. Berat Albayrak’ın giderken dediği gibi, Mevla sonunu hayreylesin.