Bulanık suda Anayasa çoğunluğu avlamak

DEM Parti, perşembe akşamı İstanbul’da gazetecilerle yemekte bir araya gelecek.

Ben de davetliydim. Maalesef önceden verilmiş başka bir sözüm olduğu için gidemiyorum.

Gidebilsem kendi kendilerine mi gelin güvey olduklarını sorardım.

Çünkü Bahçeli, her türlü görüşme ve müzakereye kapıyı kapattı. Öcalan’ı, eğer edecekse buyurup örgütün tasfiyesini tek taraflı ilan etmeye çağırdı.

DEM Eş Başkanı Bakırhan’sa Öcalan’ın örgütüne ne diyeceğini merak ediyorlarsa tecridi kaldırıp dinlemelerini öneriyor hâlâ.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da MHP lideri Bahçeli de açık etti ki... Öcalan’a tecridin kaldırılması talebini, sabotaj girişimi olarak görüyorlar. DEM’in talep ve eylemleri, uzatılan eli sabote ediyormuş.

Erdoğan, en azından DEM’le yumuşamayı, normalleşmeyi kabul ediyor. O kavramları kullanıyor. MHP, süreci öyle tanımlamayı da reddediyor.

DEM’e uzatılan el, MHP’ye göre yumuşama değil, normalleşme de değil. Yeni bir açılım, Çözüm Süreci filan hiç değil.

Bunlar, teröre hizmet edermiş.

Öcalan, 2021 Mart’ından beri tecritte. Kimseyle görüştürülmüyor.

Ama DEM’e uzatılan elle birlikte Kandil’le görüştürüldüğü haberleri yayıldı.

İktidarın tepkilerinden anlıyoruz ki böyle bir şey yok, tecridin kaldırılması istenemez bile. Böyle bir talep, uzatılan eli istismar etmek sayılıyor.

Ne demek oluyor peki?

Aslı olmayan bir İmralı görüşmeleri açılımı, varmış gibi gösterilmiş.

Cumhurbaşkanı, muratlarını ortaya koydu. Yeni Anayasa için uzlaşı tabanını genişletmeyi amaçlıyorlar. Bundan ibaret, o kadar olduğu anlaşılıyor.

Taha Akyol’un dün yazdığı gibi yani. Mesele, atı alıp Üsküdar’ı bir kez daha geçmek. DEM’i yanlarına çekip Meclis’teki oy eksiklerini tamamlamak. Ve yeni Anayasa’yla Erdoğan’ı bir dönem daha seçtirmek mi, artık neyse iktidarda kalma formülleri, önünü açmak.

Onun dışında ne yapsanız, el uzatmaktan ne beklediklerini açıklamıyor.

Doluya koyunca almıyor, boşa koyunca da dolmuyor işte.

Öcalan’ın Kandil’le görüştürüldüğü havası yayanlar, bilerek bilmeyerek göz boyamaya yardım ediyormuş.

Manipülasyon iktidara yaramıyorsa noktaya, virgüle yalanlama yayınlayan Dezenformasyonla Mücadele Merkezi sessiz. Yeni İmralı görüşmelerinin başladığı şeklindeki yanıltıcı haberlere düzeltme dahi yapmadılar.

Böyle içi boş balonların uçurulması İktidara yarıyor demek ki.

Kafa karıştıran, gizem dolu balonlar olmasa şu sorulara cevap vermeleri gerekecekti:

Yeni Anayasa, halkın hangi öncelikli sorununu çözecek? AK Parti, ülkeyi daha iyi yönetecek de mevcut Anayasa neyi yapmasına izin vermiyor?

Uymayabildikleri bir Anayasa’yı değiştirmeyi neden bu kadar çok istiyorlar?

Hani Cumhurbaşkanlığı Sistemini getiren Anayasa referandumuyla halk, ne yetki istedilerse vermişti.

Artık mazeretleri kalmamıştı, başarmaktan başka seçenekleri yoktu...

Her dert bitti, sıra Anayasa’ya nasıl geri geldi?

Bu sorulara ikna edici cevaplar bulmak, zor.

Meclis’te Anayasa değiştirme çoğunluğunun, ancak bulanık suda avlanabileceğini biliyorlar.

İktidarı anlıyorum da suyu bulandırmaya önden koşan bazıları neyin peşinde? Onu anlayamıyorum.

SAVUNMANIN FEDAKÂRLIĞI KREDİ KARTLARINA PİYANGOSUYSA DEMİRÖREN’E Mİ VURDU?

Sözcü gazetesi, “Savunmanın piyangosu Demirören’in cebine gitti” başlıklı bir haberle şuna dikkat çekmiş...

Şans oyunlarından Savunma Sanayii Fonu’na aktarılacak vergiler, eğer 2024 başında Cumhurbaşkanı kararıyla yarı yarıya düşürülmese... Harcanmamış 100 bin liralık kredi kartı limitlerinden katılım payı kesmeye ihtiyaç duyulmayacaktı.

Haber, şans oyunlarında vergi indirimini de Demirören’e kıyak olarak değerlendiriyor. Yaklaşık 33 milyar liralık bir kıyakmış. O para şimdi kredi kartı kullanıcılarından çıkarılacak.

Ayrıntılı, kalem kalem, iyi çalışılmış bir haber.

Yalnız, iki vurgu eksiği var.

2007 tarihli kanunda şans oyunlarındaki vergi oranları, zaten şimdiki kadardı. Temmuz 2023’te Cumhurbaşkanı kararıyla ikiye katlandılar. Demek bir delik yamanacaktı. O delik dururken neden Aralık 2023’te oranlar tekrar yarıya çekildi? Bu bir.

Kredi kartı borcundan icralık olanlar, bir yılda ikiye katlanmışken... Karttan borçlanarak hayatını çevirenlerden İsrail tehdidi geliyor, diye fedakârlık isteniyor da... Onlardan toplanacak meblağ kadar Demirören’e vergi avantajı sağlanırken İsrail tehdidi nereye kayboluyor? Bu da etsin iki.

YORUMLAR (40)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
40 Yorum