Çizgi romanından beyazperdeye uyarlanan ‘Valerian ve Bin Gezegen İmparatorluğu’, genç başrol oyuncuları ve rekor sayıdaki görsel efekt kullanımıyla dikkat çekiyor. Hayal gücünün sınırlarını zorlayan epik uzay filmi, 60’ların çiçek çocuklarından fazlaca esinlenirken “Sevgiden uzaklaşan medeniyetler çökmeye mahkumdur” mesajını veriyor.
ERKUT TEZERDİ
Günümüzdeki 20 yıl içinde Mars’a gidecek, koloni kuracağız. Bu konuda çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. Kim bilir, belki ışık hızına ulaşılır veya farazi solucan deliklerinin gerçekliği saptanırsa tıpkı ‘Valerian ve Bin Gezegen İmparatorluğu’ (Valerian and the City of a Thousand Planets) filmdeki gibi galaksiler arası yolculuklar bile yapabiliriz. Konusu 28’inci yüzyılda geçen filmin girişinde; günümüzde Ay’la Dünya arasında Alpha adında bir uzay üssünün kurulduğu gösteriliyor: İlerleyen yıllarda -ki bu kısımlar çok hızlı geçiliyor- başka medeniyetlerle tanışıyor, tokalaşıp sevgiyle kaynaşıyoruz. Ancak her yeni bir medeniyetin gelmesiyle Alpha şehri daha da büyüyor, bir zaman sonra da Dünya’nın yörüngesinden uzaklaştırılıyor, trilyonlarca kilometre giderek uzayda yol alıyor. Şehirde milyonlarca uzaylı türü mesut bir şekilde yaşıyor derken galaksilerarası bir komplo girişimi vuku buluyor. Aksiyon başlıyor.
Valerian ve Laureline adlı genç uzay ajanları komplonun peşine düşüyor, Alpha şehrini kurtarmak için tüm hünerlerini hunharca sergiliyorlar. Öte yandan 30 yıl önce yok edilen Mül gezegeninin barışçıl İnci halkı, komplo girişimine karışıyor. Birleşmiş Uzay Federasyonu ise peşlerine düşüyor. Komik yan karakterlerle zenginleştirilen film, yoğun bir hayal gücü içeriyor. Fakat kurgulanan evren modeli bir zaman sonra inandırıcılıktan uzaklaşıyor. Bunun başlıca nedenleri arasında ölçünün aşırıya kaçılmış olması ile 2009’da izleyiciyle buluşan hasılat rekortmeni Avatar’la olan çok büyük benzerlikler var. Ayrıca Valerian ile Laureline’in operasyona giderken giydikleri yazlık kıyafetler, İnci halkının tavırları, öldürmekten kaçınmaları, fikirleri, bağışlayıcı olmaları ile Alpha şehrinde barış içinde yaşayan medeniyetlerin çeşitliliği... Tüm bunlar 1960’larda ABD’de ortaya çıkan, polislerin silah namlusuna çiçek takan çiçek çocukları çağrıştırıyor. Bilimkurgu yapımın alt metinin bu nedenle sevgi ve barışa uzandığını söylemek mümkün. Neticesinde savaşan ırkların akıbeti ve çevreye verdikleri büyük rahatsızlıklar acınası bir şekilde gözler önüne seriliyor.
Tıpkı ‘Suicide Squad’ gibi karakterlerinin fotoğraflarıyla zaman içinde sosyal medya platformlarında yer edinecek olan ‘Valerian ve Bin Gezegen İmparatorluğu’, popüler sinemanın güzel örneklerinden. Hem oyuncuları hem de canlı renkleriyle genç kitleyi hedefliyor, yer yer iyi çekilmiş sahneleriyle de adından söz ettiriyor. Ancak aynı başarıyı senaryo için söylemek zor. Film komedi, uzay dramı ve bilimkurgu olmaya çalışırken keskin bir ayrılık yaşıyor; yüzeyselliği, anlatımı ve bahsettikleri öğeler bakımından orta yaş ve üzeri izleyici kitlesiyle bağlarını koparıyor.
200 MİLYON EURO YALNIZCA RIHANNA’YA HARCANMADI
‘Valerian ve Bin Gezegen İmparatorluğu’nun başrollerinde ‘Chronicle’ filmindeki performansıyla adından söz ettiren Dane DeHaan ile ‘Suicide Squad: Gerçek Kötüler’in cadısı, mankenlikten oyunculuğa geçiş yapan Cara Delevingne oynuyor. Bu ikiliye de popun kraliçesi Rihanna eşlik ediyor; dans gösterisi de akılda kalmayı başarıyor. 2 bin 355 tane özel efektle ‘Star Wars: Rogue One’ın rekorunu kıran film 200 milyon euro gibi uçuk bir bütçeye sahip. Yönetmen ve senarist Luc Besson, keşke senaryonun yazımı üzerinde biraz daha dursaydı. İşte o zaman yeni bir ‘Avatar’ doğabilirdi. Şimdi ise 1997 yapımı ‘The Fifth Element’ ile 2015’teki ‘Jupiter Ascending’ arası bir yerde konumlanıyor, sadece eğlence sunuyor.
Yüksek bütçeli gişe yapımların yönetmeni Luc Besson The Fifth Element, Angel-A, Jeanne D’Arc, Lucy ve Arthur serisini çekti. Dünya sinema tarihine geçen Leon filmini de yazıp yöneten Besson ayrıca Taken serisi, Banlieue 13: Ultimatum ve 8 Eylül’de vizyona girmesi planlanan Renegades’in de senaryosunu kaleme aldı.
KARAR'IN PUANI 10/6
BAŞKA NELER İZLEYECEĞİZ?
Oscar ödüllü Theron’un iki dişini kıran film
Başrolünde Oscar ödüllü oyuncu Charlize Theron ile James McAvoy’un yer aldığı ‘Sarışın Bomba’, Soğuk Savaş döneminde Berlin’e gönderilen bir ajanın yoğun şiddetle sarmalanan görevini anlatıyor.
Filmde MI6’in en ölümcül suikastçısı Lorraine Broughton, kaçış ustalığı ve yakın dövüşteki yeteneğiyle tanınıyor. En tehlikeli ajanları bile yumrukları ve tekmeleriyle hiç acımadan döven Lorraine, bir ajanın öldürülmesini araştırmak ve eksik ajanlar listesini bulmak için Berlin’e gönderiliyor. Yeni görevi için Berlin istasyon şefi David Percival ile iş birliği yapıyor ve ikisi gerilim dolu büyük bir aksiyona atılıyor.
Lorraine’in Berlin’e gidişi gizli kalmayınca her şey kontrolden çıkıyor. Tehlikeli suikastçı kısa sürede kendisine tuzak kurulduğunu, bunu yapanın ise teşkilatın içinden biri olduğunu anlıyor. Lorraine kendi hayatı ve değer verdiği herkes için bu tuzağın içinden kurtulmaya ve gizemi çözmeye çalışıyor. David Leitch tarafından yönetilen ‘Sarışın Bomba’, The Coldest City adlı çizgi romandan uyarlandı. Charlize Theron’un filmdeki dövüş sahnelerinin çekimleri esnasında iki dişi kırıldı.
Churchill
1944 yılının yaz ayları yaklaştığında Nazi Almanyası bir hayli güç kaybetmiş, ancak hâlâ Avrupa için bir tehdit oluşturmayı sürdürmektedir. Müttefik Devletler, savaşın seyrini değiştirecek Normandiya Çıkarması’nı yapmak istemektedir. Ancak İngiltere’nin başbakanı Winston Churchill’in aklında ciddi şüpheler vardır. Bu konuda tereddüde düşürmektedir.
Cinayet-i Aşk
Elif ve Selim çifti, hayallerini kurdukları köy evine doğru yola çıkarlar. Köy yolunda yaşanan elim bir trafik kazası sonrasında kâbusa döner. Kazanın sonrasında çok zor kararlar alan Selim tüm hayatını baştan başa değiştirmek mecburiyetinde kalır. Hikâye, Elif’le Selim’in yaşadığı köye yolu düşen Zeynep ile farklı, esrarengiz ve bambaşka bir hale dönüşür.
Orman Çetesi
Çizgili penguen Maurice ve evlatlık oğlu japon balığı Junior... Zeki minik maymun Gilbert ve yumrukbaz goril Miguel... Hepsinin ortak bir amacı var; ormanın kötü karakteri Koala Igor’dan kendilerini ve yaşam alanlarını korumak. Bir zamanlar Kaplan Natacha tarafından bozguna uğratılan Igor, intikam için geri dönüyor. Bu nedenle herkes güçlerini birleştiriyor.
Çılgın Kolej
Özel bir kolejdeki öğrencilerin başarısızlığına çözüm olarak başarılı bir öğrenciyi koleje kabul ederler. Anadolu’dan burslu olarak koleje gelen Niyazi okuldaki diğer öğrencilerin dikkatini çeker. Kadınlar üzerine kitap çıkaran ünlü yazar Serdar ile karşılaşan Niyazi, çapkınlık yöntemlerini öğrenir ve kendini yeni, güzel maceralar içerisinde bulur.
ELEŞTİRMENLER HAFTANIN FİLMLERİNİ DEĞERLENDİRDİ
Ali Ulvi Uyanık: Oyunculuklar berbat
ValerIan: Görsel açıdan çok üst düzey bir çalışma ortaya konsa da berbat yönetim ve oyunculuklarla birlikte bu çocuksu film kurtulamıyor. 10/4
Pınar Karahan: Derinlikli bir konu yok
ValerIan: Görselliği çok başarılı. Başı sonu belli bir hikayeye sahip. İzleyiciyi sıkmıyor ancak filmden derinlikli bir konu beklememekte fayda var. 10/6
Gökşen Aydemir: Klasik ajanlardan öte
Sarışın Bomba: Klasik ajan filmlerinden bir adım ötede, soluk soluğa aksiyon. Hesaplaşmalar, güç dengesi ve intikam duygusunun yaşandığı görsel bir şölen. 10/7
En çok izlenenler
Dunkirk
Maymunlar Cehennemi
Örümcek-Adam: Eve Dönüş
Transformers 5
Zombi Ekspresi
Arabalar 3
Ruhlar Evi
Doru
Ayı Kardeşler
Karayip Korsanları 5
Maşa ile Koca Ayı
Saklambaç
Mumya
Tam Gaz
Bezm-i Ezel
Brimstone
Rock’n Roll
Kiki ile Miki Alatura
Dünyada Bir Gece
Korku Tüneli
Haftanın en çok izlenen filmleri Box Office Türkiye listesinden alınmıştır ve 21-23 Temmuz günlerini kapsar.