Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli’nin cumhurbaşkanlığı danışmanlarını hedef göstererek başlattığı ‘eyalet sistemi’ tartışmasına Konya’dan yanıt verdi. Üniter yapının en büyük savunucusu olduklarını söyleyen Erdoğan “Eyaletmiş, federasyonmuş, hiçbiri bizim gündemimizde yoktur, olmayacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin üniter yapısının en büyük savunucusu, daima şahsım başta olmak üzere biz olduk, biz olacağız. Eyaletmiş, federasyonmuş, şuymuş buymuş, hiçbiri bizim gündemimizde yoktur, olmayacaktır” dedi.
Referanduma 2 gün kala Konya’da vatandaşlara seslenen Erdoğan’ın gündeminde MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanlığı danışmanları Şükrü Karatepe ve Mehmet Uçum’un açıklamalarını kaynak göstererek başlattığı ‘eyalet sistemi’ tartışması vardı. Erdoğan, Türkiye’nin 80 milyon insanıyla tek millet olduğunu belirterek, Türkiye’nin birliğine, beraberliğine göz dikenlerin karşısında kendilerini bulacağını söyledi. Erdoğan, “Bizim şu bayrağımızdan başka bayrağımız yok. Öyle hani o Kandil’deki ‘Hayır’ diyenlerin paçavralarına bizden prim yok. 780 bin kilometrekare ile tek vatan, tek devlet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, o kadar” dedi.
Üniter yapı meselesi ile ilgili birkaç gündür dedikodu yapıldığını belirten Erdoğan, şunları söyledi: “Türkiye’nin üniter yapısının en büyük savunucusu, en başta gelen müdafisi, daima şahsım başta olmak üzere biz olduk, biz olacağız. Eyaletmiş federasyonmuş, şuymuş buymuş, hiçbiri gündemimizde yoktur, olmayacaktır. Bunların birçoğu zaten tarihtir, tarih olmuştur. Artık siyaset güncelleniyor, yönetim sistemleri güncelleniyor. Cumhuriyetimizi üniter yapısı içinde ilelebet payidar kılma konusundaki kararlılığımızı bir kez daha tekrar ediyorum.”
'Eyalet sistemi' tartışmalarına son noktayı koydu
İl ziyaretleri turunu Konya’da tamamlayacağını, son gün ise İstanbul’un Tuzla, Kartal, Ümraniye ve Sarıyer ilçelerinde finali yapacaklarını bildiren Erdoğan, “Pazar günü sandıklara sıkı sahip çıkacağız, ihmal yok. Hepimiz sandıklara gideceğiz, sandık görevlisiysek, sandıklardaki görevlerimizi hakkıyla yapacağız. Oralarda bazı virüslere fırsat vermeyeceğiz, buna da dikkat edeceğiz. Sandıklar emin ellerde. Vatandaşlarımızdan pazar günü mutlaka sandığa gitmelerini, oylarını kullanmalarını istirham ediyorum. Sakın sağda solda söylenenlere kulak asmayın. Aklınıza takılan bir şey varsa sandık başındaki görevlilere sorun, onlardan bilgi alın. Oy verme işlemi bittikten sonra da sandık müşahitleri oy sayımı tamamlanıp, tutanaklar seçim kurullarına teslim edilene kadar görev yerlerinden ayrılmamalı. Demokrasimize, geleceğimize sahip çıkmak önce sandığa gitmekle sonra da sandığa attığımız oya sahip çıkmakla başlar.” -KONYA AA
BENİ DE ÇOK SEVİYOR HA!
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Neyiniz eksikti. Neyi yapamadınız da anayasayı değiştiriyorsunuz” diye sorduğunu anlatan Erdoğan şöyle konuştu: “Soru doğru da soranın niyeti doğru değil. Düşünebiliyor musunuz beni de çok seviyor ha. ‘Recep Tayyip Erdoğan’dan sonrası ne olacak?’ diyor. Ne kadar da seviyor maşallah, muhabbeti bayağı iyi. Geçen 14 yıl boyunca ülkemize ve milletimize hizmet getirmek için attığımız her adımda bunların ayağımıza nasıl çelme taktıklarını çok iyi biliriz.”
SP'Lİ HANIMLARIN ZİYARETİ BENİ ÜZDÜ
Erdoğan’ın hedefinde ‘Evet’çileri denize dökeceğiz’ diyen CHP Konya milletvekili Hüsnü Bozkurt da vardı. Erdoğan, “Evet’ verenleri İzmir’den denize dökeceklermiş. Ey gafil, seni Samsun’a sokmazlar, haddini bil haddini. Bilmezsen haddini, patlatırlar enseni. Eminim Konyalı, bu densize haddini pazar günü bildirecektir” ifadelerini kullandı. Erdoğan, Hüsnü Bozkurt’u ziyaret eden Saadet Partisi Hanımlar Kolu üyelerine de tepki gösterdi: “Artık kifayetsiz genel başkanlara mecbur değilsiniz. Duydum ki ‘Denize dökeriz’ diyen bir zat vardı ya... Saadet Parti’li bazı hanım kardeşlerim onu makamında ziyarete gitmişler. Çok üzüldüm. Çünkü ben o kökeni, o menşei tanırım. Böyle zillet içindeki bir kişiyi nasıl oluyor da gidip ziyaret ediyorlar?”
O ŞARLATANI BAŞINA BELA ETME
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Konya programının ardından katıldığı TRT yayınında Fetullah Gülen’in iadesiyle ilgili soruya cevap verdi. Başkan Trump’a ‘Bu şarlatanı ülkende koruyup başına bela etme’ sözleriyle seslenen Erdoğan, şunları söyledi: Ümidimi kaybetmek istemiyorum. Sürekli olarak tüm bakanlarımızla, başbakanımız, şahsım, muhataplarımızla delilleri kendilerine iletiyoruz. Temennim odur ki, Amerika bu yanlışı görmüştür. Dolayısıyla artık bu şarlatanı ülkesinde barındırıp, başına bela etmemeli. Tabii bu şarlatanla beraber, bu şarlatanın bütün yavruları da orada. Dosyalar, vesaire bunların hepsi, 80-85 koli evrak gönderdik. Ama nedense bunları idari bir tasarrufla dahi bu adamı hala içeri almayışları düşündürücü.
17 NİSAN SABAHI İÇİN 3 ÇAĞRI
Konya mitinginde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte platforma çıkan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu da sandığa katılım çağrısı yaptı. Davutoğlu, referandum sonrasında kaos beklentisi içinde bulunanların hayal kırıklığına uğrayacaklarını belirterek şunları söyledi: “1 Kasım seçim zaferimizin hemen akabinde size hitap ettiğimde, biz bu topraklara sadece sevgi ekmeye geldik demiştim. Ne olursa olsun her zaman sevginin yanında yer aldık. Hiçbir kalbi kırmadık. Dünya çok büyük şiddet sarmalından geçiyor. Türkiye’yi çevrelemiş terör örgütleri saldırıya geçmiş. İşte bu kritik evrede bir anayasa değişikliğine gidiyoruz. Bu millet her zaman doğru karar vermiştir. Söz de karar da milletindir... Güneş yine doğudan doğacak. Birlik ve beraberlik yine sağlanacak.”
Davutoğlu vatandaşlara 17 Nisan sabahı içinse 3 başlıkta çağrıda bulundu: “Birincisi, 17 Nisan sabahı, Sayın Cumhurbaşkanım değerli kardeşlerim, birliğimizi beraberliğimizi tekrar tahkim etme günüdür. Bu milleti bölmek isteyenlere karşı, 16 Nisan günü kim ne oy vermiş olursa olsun, o gün uyandığımızda birbirimize selam verelim. Her bir komşu bir diğerine selam versin. Tebessüm etsin. Türkiye’nin geleceği parlak olacak desin.”
“Yine o gün sabah kalktığımızda kimse kaos ve kriz çığırtkanlığı yapmasın. Kimse kaos ve kriz beklentisi içerisine girmesin. Bu millete kaos ve kriz yaşatmak isteyenlere dünyayı dar ederiz. “
Üçüncü olarak; 17 Nisan sabahı itibariyle devletimizin yeniden tanzimi ve o çerçevede tamamıyla insan hakları ve özgürlüğe dayalı yeni anayasanın önünü açma günüdür. 17 Nisan sabahı ortak aklı işleterek kimin heybesinde ne varsa onu ortaya koyarak, hep beraber geleceğimizi inşa etme günüdür. 17 Nisan sabahı ortak kaderin, ortak vicdanın, ortak tarihin, ortak kimliğin, ortak aklın günü olmalıdır. 17 Nisan sabahı bu anlamda büyük davaların günü olmalıdır.”