ABD’nin Suud üzerinden Filistinlilere dayatmayı planladığı ‘çözüme’ ilişkin yeni bir bilgi ortaya çıktı. Hamas lideri Haniye, Trump’ın işgal yerleşimlerini de içine alacak biçimde İsrail’i Yahudi devleti olarak tanıyacağını söyledi. Avrupa’nın önemli diplomatlarından J. Solana ise “Suud Arapları Filistin iddiasından vazgeçirecek konumda değil. Filistinlilere söz hakkı vermeyen plan başarılı olamaz” yorumunu yaptı.
ABD Başkanı Donald Trump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararıyla bütün dünyanın tepkisini çekti. Bu kararı reddeden tasarı, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda ezici çoğunlukla kabul edildi. Ancak Trump’ın Kudüs adımı tek seferlik bir girişim değil, Filistin meselesinin tamamını kapsayan bir ‘çözüm’ planının ilk adımı olarak değerlendiriliyor. Halihazırda bu plana dair ayrıntıları açıklamayan Beyaz Saray, ‘çözümü’ doğru zamanda masaya getireceğini belirtiyor. Şu anda bilinen, Trump yönetiminin çalışmalarını İsrail ve ‘starejik müttefik’ olarak açıkladığı Suudi Arabistan’ın işbirliğiyle yürüttüğü. Öte yandan Arap, İsrail ve Amerikan medya organlarında, plana dair birçok haber yer aldı. İşgalle yerinden olan milyonlarca Filistinlinin geri dönüş haklarının tanınmayacağı, Batı Şeria’daki işgal yerleşimlerinin İsrail’de kalacağı, yalnızca Gazze’de bir Filistin devleti kurulacağı ve Suudilerin, Filistin yönetimine bu şartları kabul etmesi için baskı yaptığı iddialar arasında. Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye, bu konuda ellerine yeni bilgiler ulaştığını açıkladı. “ABD yönetiminin, (İsrail’i) Yahudi devleti olarak tanıyabileceği, tüm Yahudi yerleşim birimlerinin Kudüs’e ait olduğunu ve Filistinli mültecilerin dönüş hakkı olmadığını açıklayabileceği yönünde ilgili kesimlerden elimize ulaşan bazı bilgiler var” diye konuşan Haniye, İsrail’in Kudüs’teki her uygulamasının geçersiz olduğunu vurguladı.
Avrupa’nın en önemli diplomatlarından biri olan Javier Solana, konuya ilişkin kaleme aldığı yazıda bu gelişmeleri değerlendirdi. Daha önce İspanya Dışişleri Bakanı, AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi ve NATO Genel Sekreteri olarak görev yapan Solana, Project Syndicate’te yayımlanan yazısında Trump’ın, İran tehdidi nedeniyle yakınlaşan Suudi Arabistan ve İsrail’le kurduğu ittifak üzerinden bir ‘diplomatik darbe’ gerçekleştirmek istediğini ifade etti. İstanbul’da toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesinde Doğu Kudüs’ün Filistin’in başkenti ilan edilmesi ve BM Genel Kurulu’ndan çıkan kararı hatırlatan Solana, “Hiçbir Müslüman, Mescid-i Aksa’nın bulunduğu Kudüs’ün, İslam’ın en kutsal üçüncü mekanı olduğunu unutmaya hazır gibi görünmüyor” değerlendirmesini yaptı.
Solana, Donald Trump’ın Suudi Arabistan’ın İsrail’le işbirliği yaparak Filistinlileri barışa razı etme planının gerçekleşmeyeceği öngörüsünde bulundu. İspanyol diplomat, ‘Trump’ın rüya senaryosu’ olarak adlandırdığı planın dört sebepten dolayı gerçekleşmeyeceği kanısında.
Solana ilk olarak, Suudilerin Filistin sorunuyla aralarına mesafe koyamayacağını dile getiriyor. Bunun, ‘bayrağı Türkiye ve İran’ın taşıması’ anlamına geleceğini ifade eden Solana, ayrıca Suudilerin, bugüne kadar savundukları ve ‘Suudi İnisiyatifi’ olarak da bilinen ‘Arap Barış İnisiyatifi’nden aniden vazgeçemeyeceğini belirtiyor. İkinci olarak, Suudilerin, Arapları Filistin üzerindeki iddialarından vazgeçirecek pozisyonda olmadığına dikkat çekiyor. Filistinlilere, kendi kaderlerine dair söz hakkı verilmeyen bir planın başarılı olamayacağını belirten Solana, son olarak Trump’ın ekibinin diplomatlardan değil iş adamlarından oluştuğunu, ancak Filistn sorununun bir iş anlaşması olarak ele alınmak için fazla ‘büyük’ bir mesele olduğunu söylüyor.
‘AB FİLİSTİN DEVLETİNİ TANIMALI’
Javier Solana, yazısında daha önce üst düzeyde görev yaptığı Avrupa Birliği’ne de Filistin devletini tanıma çağrısında bulundu. Trump’ın Kudüs kararından sonra, ABD’nin arabulucu olamayacağı görüşü dünya kamuoyunda benimsenmiş durumda. Solana da buna dikkat çekerek “Bu noktada, İsraillileri ve Filistinlileri müzakere masasına döndürmenin en iyi yolu, iki tarafa da eşit imkanları vermek. ABD’nin bunu yapmayacağı açık olduğundan dolayı, AB buna önayak olmalı ve Filistin devletini tanıyarak güçlü ve gerekli mesajı vermeli” ifadelerini kullandı.