Suriye’de barışa ‘yeşil hat’ modeli

Suriye’de barışa ‘yeşil hat’ modeli

Erdoğan-Putin görüşmesinde gündeme gelen Suriye’de çatışmasızlık bölgeleri formülü Astana’da üç ülkenin imzasıyla resmileşti. Plana göre, başta İdlib olmak üzere 4 bölgede Lübnan’dakine benzer ‘yeşil hatlar’ oluşturulacak. Bu bölgelerin güvenliğini koalisyon güçleri sağlayacak. Söz konusu bölgeler uçuşa yasak olacak. Türkiye, Rusya, İran bu alanları denetleyecek.

EROL METİN/ANKARA

Yaklaşık 6 yıldır kan ve gözyaşının eksik olmadığı Suriye’de barışın sağlanması için önemli bir adım atıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Soçi’deki zirveden sonra açıkladığı Suriye’de çatışmasızlık bölgelerinin oluşturulması planı Astana’da süren görüşmelerde Türkiye, Rusya ve İran’ın imzalarıyla kabul edildi.  Toplantı sonrası açıklama yapan Kazakistan Dışişleri Bakanı Kayrat Abdrahmanov, garantör ülkelerin Suriye’de çatışmasızlık bölgeleri oluşturulması konusunda bildiri imzaladığını söyledi. Kazak Bakan, Astana’daki bir sonraki Suriye konulu toplantının Temmuz ortasında yapılacağını bildirdi.

Suriye kriziyle ilgili ilk kez dillendirilen “çatışmasızlık bölgesi” kavramı dünya kamuoyunun bir hayli ilgisini çekerken, bir yandan da gözler hangi alanlarda silahların susacağı ve formülün nasıl uygulanacağına çevrildi. Ayrıntılarına Karar’ın ulaştığı çatışmasızlık anlaşması, Lübnan’daki ‘Yeşil Hat’ modeli gibi işleyecek. İdlib kenti başta olmak üzere Humus’un kuzeyi, Şam’daki Doğu Guta bölgesi ve Suriye’nin güneyindeki Deraa kırsalı çatışmasızlık bölgesi ilan edilecek. Çatışmasızlık bölgesi ilan edilen yerlerde silahlı muhalifler ile rejim güçleri ve İran destekli Şii milislerin karşı karşıya gelmesini engellemek için güvenli hatlar belirlenecek. Bu bölgelerdeki güvenliği ise Türkiye dahil uluslararası koalisyon üyesi ülkelerin askerleri sağlayacak.

SİVİLLERE İNSANİ KORİDOR

Söz konusu bölgelerde sivillerin geçişi için bir koridor oluşturulacak. Aradaki kontrolü ele alan koalisyon askerleri, iç savaştan etkilenen sivil halkın geçişine müsade edecek ancak silahlı güçlerin karşı tarafa geçişi engellenecek. Çatışmasızlığın sağlanıp sağlanamadığı, garantör ülkeler Türkiye, Rusya ve İran tarafından denetlenecek.

ABD DE DESTEKLİYOR

Anlaşmaya ilişkin bilgilendirilen ABD’nin çatışmasızlık bölgeleri fikrini desteklediği öğrenildi. Putin ve Erdoğan da ABD Başkanı Trump’ın formüle sıcak baktığını dile getirmişti. Esad rejimi de anlaşmayı desteklediğini duyurdu. Dışişleri Bakanlığı da Türkiye’nin anlaşmadan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Benzer bir açıklama ise Rus’dan geldi.

Rusya’nın Suriye’den sorumlu temsilcisi Aleksandr Lavrentyev, “Suriyeli savaş uçaklarının bu bölgelerdeki uçuşlarının duracağına inanıyoruz” dedi. Lavrentyev ayrıca, anlaşmanın etkili bir biçimde uygulanmasının ardından, İran tarafından kontrol edilen güçlerin Suriye’den çekilmesinin konuşulabileceğini ifade etti. Rus diplomat, bu bölgelerle ilgili anlaşmanın 6 ay için geçerli olmasını planladıklarını, fakat anlaşmanın süresiz olarak uygulanmasının da mümkün olduğunu kaydetti.

MUHALİFLER TEMKİNLİ: ATEŞKES İHLAL EDİLDİ BU DA İŞLEMEZ

Suriye muhalefeti ise 6 yıl sonra yeni dönem anlamına gelebilecek anlaşmaya karşı çıktı. Astana’da muhalefet delegasyonuna üye Abu Zaid, Reuters haber ajansına bu anlaşmanın Suriye’nin bütünlüğün tehdit ettiğini ayrıca İran’ın barış planının garantörü olarak kabul edemeyeceklerini belirtti. Karar’a konuşan Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Emin Bozoğlan da, “Barış için iyi bir adım ama güvenirliliği yüzde 100 değil. Çünkü rejim ve İran destekli milislerin bu anlaşmaya uyacakları şüpheli” dedi. Suriye Yüksek Müzakere Komitesi üyesi George Sabra da ABD’nin tavrının henüz belirsiz olduğuna dikkat çekerek “Erdoğan’ın Trump ile görüşmesinden sonra onların Suriye politikası hakkında bir şeyler öğrenebileceğiz” diye konuştu.

Suriye Türkmen Milli Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tarık Sülo Cevizci de güvenli bölge formülünün işlemesinin Rusya’ya bağlı olduğuna dikkat çekerek “El Kaide’nin uzantısı olduğunu düşündüğü Tahrir’uş Şam’dan dolayı yeşil bölgelerin güvenli bölge olmasına yanaşmaz” dedi.

LÜBNAN'DA BARIŞI GETİREN MODEL

Suriye’deki iç savaşı durdurmak için düşünülen çatışmasızlık bölgeleri formülü, Lübnan’daki ‘Yeşil Hat’ modelini akıllara getirdi. Beyrut’taki Aziz Maruni Kilisesi önünde 13 Nisan 1975 yılında Filistinli mültecileri Tel ez-Zater Kampı’na taşıyan otobüsün Hıristiyan Falanjistlerin silahlı saldırısına uğraması, ülkede iç savaş başlattı. 15 yıl süren iç savaşta başkent Beyrut, Yeşil Hat’la doğu ve batı olarak ikiye bölündü. Yeşil Hat’tın batı tarafında Müslümanlar yer alırken, Hıristiyanlar ise doğuda kaldı. BM’nin güvenliğini sağladığı bu hatla Hıristiyan ve Müslümanların birbirleriyle çatışması engellendi.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN