AB Bakanı Ömer Çelik, "300 Fransız yazar ve siyasetçi, şiddet ve Yahudi düşmanlığı yayıyor iddiasıyla Kur’an’dan bazı ayetlerin çıkartılmasını istemişler. Aralarında Sarkozy de var. Entelektüel şiddetin ve barbarlığın en çarpıcı örneği bu" dedi.
21 Nisan’da Fransa’nın günlük Le Parisien gazetesinde yayımlanan ve aralarında eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile eski Başbakan Manuel Valls’ın da bulunduğu 300 entelektüel ve siyasetçinin imzasını taşıyan manifestoya ilişkin Bakan Çelik açıklama yaptı.
Twitter hesabında açıklamalar yapan Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik, şu ifadeleri kullandı:
"300 Fransız yazar ve siyasetçi, şiddet ve Yahudi düşmanlığı yayıyor iddiasıyla Kur’an’dan bazı ayetlerin çıkartılmasını istemişler. Aralarında Sarkozy de var. Entelektüel şiddetin ve barbarlığın en çarpıcı örneği bu. Bu kişiler kim olurlarsa olsunlar ve şimdiye kadar neyi savunmuş olurlarsa olsunlar, bağnazlık tarihinin ilk sırasına yazılacaklar. Barbarlık modern dünyanın ortasına entellektüel ve siyasi sıfatlarla yerleşiyor.
Bu şahıslar, bu barbar ve ahlak dışı taleple, DEAŞ’ın ideolojik akrabalığına kayıt yaptırdıklarını ilan etmişlerdir. DEAŞ’ın en yakın ideolojik akrabası olduklarını ancak bu şekilde anlatabilirlerdi. Ancak siyasal psikiyatrinin konusu olacak bu yaklaşım, Avrupa’nın ortasında nasıl bir barbarlığın yükseldiğini, en az DEAŞ kadar tehlikeli bu zihniyetin kendisini nasıl bazı kavramların arkasına sakladığını ifşa ediyor.
DEAŞ’ın aleni akrabalarını tesbit etmek kolay. Asıl böyle entelektüel ve siyasi görünüm arkasındakiler çok tehlikeli. Sözde şiddet karşıtı görünüp, yaklaşımlarıyla bağnaz ve şiddete tapan zihniyet bu. İnsanlık rehberi Kur’an’dan insan karşıtı bağnazlık ve şiddet çıkaran DEAŞ neyse, bu 300 Fransız da aynı."
SARKOZY VE 300 SANATÇININ İMZASI VAR
21 Nisan’da Fransa’nın günlük Le Parisien gazetesinde yayımlanan ve aralarında eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile eski Başbakan Manuel Valls’ın da bulunduğu 300 entelektüel ve siyasetçinin imzasını taşıyan manifestoda, Kuran-ı Kerim'in şiddet içeren ifadeler içerdiği ve bunların geçersiz kılınması gerektiği savunulmuştu. Bu bildiriyi, Kuran-ı Kerim'in değiştirilmesi çağrısı olarak algılayan Müslüman çevreler, büyük tepki göstermişti.