Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Adıyaman, şimdi de sel felaketiyle mücadele ediyor. Besni ilçesinin Güneykaş Köyü’nde çadırkentte kalan bir vatandaş, “Sel çok kötüydü. Hiç dışarı çıkamadık. Çadırları uçuracaktı. Arka tarafta dere vardı. Dere dolmuş, önü kapanmış. Depremden gitmedik, selden gidecektik." diyerek yaşadıklarını anlattı.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin vurduğu Şanlıurfa ve Adıyaman, son yılların en yoğun yağışı nedeniyle dün sele teslim oldu. Caddeler göle döndü, otomobiller sürüklendi. Adıyaman’ın Besni ilçesinde depremden sonra Güneykaş Köyü’nde kurulan çadırkentte sele yakalanan bir vatandaş, “Sel çok kötüydü. Hiç dışarı çıkamadık. Çadırları uçuracaktı. Arka tarafta dere vardı. Dere dolmuş, önü kapanmış. Depremden gitmedik, selden gidecektik. Bugünümüze çok şükür. Çok şükür, köyümüzde kimsede yok. Mal kaybı var da… İnsanlarda çok şükür yok” diye konuştu.
Çadırkentte yaşayan depremzede, şunları söyledi:
“Besni’de oturuyorduk. Çok kötü bir deprem oldu. Allah kimseye yaşatmasın. Oradan köye kaçtık, geldik. Burada yazlık evimiz vardı. Burası sağlamdır dedik. Bura oradan beter olmuş. O gün ben hiç uyumadık ki korkumdan. Girişi var çadırın, orayı su bastı. Yemeği kendimiz yapıyoruz. Bulaşıkları yıkayamayacağız. Önceleri yemek getiriyorlardı. Şimdi artık kendimiz yapıyoruz. Ne yapalım? Onlar ne yapsın?
Sel çok kötüydü. Hiç dışarı çıkamadık. Çadırları uçuracaktı. Anlatılmaz, yaşanır. Arka tarafta dere vardı. Dere dolmuş, önü kapanmış. Depremden gitmedik, selden gidecektik. Bugünümüze çok şükür. Çok şükür, köyümüzde kimsede yok. Mal kaybı var da… İnsanlarda çok şükür yok.”
“SABAHA KADAR HİÇ YATAMADIK, KORKUMUZDAN"
Bir başka vatandaş ise “Sabaha kadar hiç yatamadık, korkumuzdan. Sanki çadırları kaldıracak gibiydi. Çok şükür kaybımız yok. Evlerimiz yapılsa, şu rezillikten kurtuluruz. Çok zor, çadır hayatı” dedi.
"VERDİKLERİ YARDIM DA ISLANDI"
Başka bir afetzede ise şöyle konuştu:
“Su yoktu, yukarıdan su geldi. Ağzı kapanınca burası doldu. Aşağı da inmedi. Yardılar orayı. Benim çadırım da su içinde kaldı. Verdikleri yardım da ıslandı. Dışarı attım. Tekrar geldi. Onu serdik oturuyoruz. Bilmiyorum, nasıl olacaksa? Elimizdeki bir şey değil.”