Ankara’nın tarihi ile dillere destan olan bu lokasyonu İkinci Dünya Savaşı’ndan beri ayakta duruyor. Yıllar önce yapılan bu sığınak 10 salon ve 15 odadan oluşuyor. İşte konuya ilişkin detaylar…
II. Dünya Savaşı'nda Türkiye’nin aldığı tedbirler doğrultusunda, Ankara'da inşa edilen Kalealtı Sığınağı, müze olarak Ankara’ya kazandırılmayı bekliyor. Savaş yıllarının izlerini taşıyan bu sığınak, 10 salon, 15 oda ve daha birçok özellik ile dikkat çekiyor. Bugün, geçmişin gizli kalmış bu alanı ziyaretçilere açılmayı bekliyor.
Ankara'da, II. Dünya Savaşı dönemine ait tarihi bir sığınak, günümüzde bir müze olmayı bekliyor. Ankara Kalesi'nin altına inşa edilen Kalealtı Sığınağı, savaş yıllarında 3 bin 600 kişiye barınma ve korunma sağlayacak şekilde tasarlandı. 1.200 metrekarelik bir alana yayılmış olan sığınak, dönemin teknolojisi ve güvenlik önlemleri ile donatılmış. Şimdi ise bu benzersiz yapının kapıları, ziyaretçilerini tarihe bir yolculuğa çıkarıyor.
SİĞINAK, BİR DÖNEMİN ÇOK ÖNEMLİ BİR HATIRASI
II. Dünya Savaşı sırasında Türkiye, savaşın olumsuz etkilerinden korunmak amacıyla pek çok önlem almıştı. Bu önlemlerden biri de Ankara Kalesi’nin altına inşa edilen Kalealtı Sığınağı'ydı. 1940'lı yıllarda inşa edilen bu sığınak, dönemin askeri ve hükümet yetkililerinin güvenliğini sağlamak amacıyla Almanya’dan alınan destekle kurulmuştu. Bu sığınak, yalnızca devletin değil, halkın da güvenliğini sağlamak üzere tasarlanmış bir yer olarak dikkat çekiyor.
SIĞİNAK, SAVAŞ YILLARININ TEKNOLOJİSİ İLE DONATILMIŞ
1.200 metrekarelik bir alanı kapsayan Kalealtı Sığınağı, dönemin tüm güvenlik ve sağlık ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlanmış. 3 bin 600 kişiye kısa süreli, 1.200 kişiye ise uzun süreli barınma imkânı sunacak şekilde yapılan bu yer, 3 giriş kapısı ve çelik kapılarıyla her türlü saldırıya karşı oldukça dayanıklı bir yapıya sahipti. Bugün, sığınağın sadece bir kapısı kullanılabiliyor. Zemin zamanla oturmuş ve diğer iki kapı kullanılmaz hale gelmiş.
GÜVENLİK VE KONFOR İÇİN HER ŞEY DÜŞÜNÜLMÜŞ
Kalealtı Sığınağı, o dönemdeki en ileri teknolojilerle donatılmıştı. İçerisinde toplamda 10 salon, 15 oda, 10 koridor bulunuyor. Ayrıca 12 tuvalet, 8 pisuar, 12 lavabo ve iki adet su motoru da mevcut. Sığınak, ısıtma, havalandırma ve aydınlatma sistemleriyle donatılmış. En dikkat çekici özelliklerinden biri ise gaz saldırılarına karşı alınan önlemler. Sığınakta 4 hava filtresi bulunuyor ve elektrik kesilmesi durumunda devreye girecek 2 jeneratör de mevcut. Ayrıca, 1 tonluk su deposu ile de su ihtiyacı karşılanabiliyor. Her bir detay, sığınağın kullanımı sırasında halkın güvenliğini en üst seviyeye çıkarmak amacıyla tasarlanmış.
1964'TE GENEL AMAÇLI SİĞINAK OLARAK KULLANILMAYA BAŞLANDI
Sığınağın ilginç bir geçmişi daha var. 1964 yılına gelindiğinde, Ankara'daki bu sığınak, sivil savunma amacıyla kullanılmak üzere dönemin hükümeti tarafından karar altına alındı. 15 Ocak 1964’teki Milli Güvenlik Kurulu toplantısında alınan kararla sığınak, Ankara Valiliği’ne devredildi. Bu karar, Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, Başbakan İsmet İnönü, Bakanlar ve dönemin önemli siyasetçilerinin imzalarını taşıyor. 1980’li yıllarda ise sığınak, sürekli bakım ve onarımdan geçirildi.
BİR MÜZE OLARAK ZİYARETÇİLERİ BEKLİYOR
Bugün, Kalealtı Sığınağı zaman zaman AFAD tarafından bakımları yapılan bir yer olarak, ziyaretçilere açılmaya hazırlanıyor. Bu sığınak, II. Dünya Savaşı yıllarına dair ender kalıntılardan birini oluşturuyor ve Ankara'ya kazandırılmayı bekleyen önemli bir müze olma potansiyeli taşıyor. Savaşın korkularını ve Türk halkının bu zor dönemdeki direncini yansıtan sığınak, yakın bir gelecekte, ziyaretçilerini tarihe bir yolculuğa çıkarmayı hedefliyor.
Kalealtı Sığınağı, tarihi, yapısı ve içinde barındırdığı ayrıntılarla, bir zamanlar Ankara'da var olan huzuru, aynı zamanda da büyük bir belirsizlik dönemini simgeliyor. Sığınak, geçmişin izlerini taşıyan eşsiz bir yapıyken, aynı zamanda bugünün dünyasına geçmişin acılarını ve ondan alınan dersleri hatırlatıyor.
