90’lara ‘Ben Ölmeden Önce’ adlı şarkısıyla damga vuran Fatih Erdemci, 18 yıl aradan sonra tüm söz ve bestelerin kendisine ait olduğu ‘Kapılar’ albümüyle müzikseverlerle buluştu. Şarkıyı söze boğmak gibi bir derdi olmadığını belirten Erdemci “Öyle olsaydı şair ya da öykü yazarı olmayı denerdim” diyor.
IŞIL ÇALIŞKAN
Albüm kapağında da belirttiği gibi: ‘Uzun zaman olmuş. Olsun! Müzisyen Fatih Erdemci, 18 yıl sonra rock albümü ‘Kapılar’ı çıkardı. 90’lara ‘Ben Ölmeden Önce’ isimli parçasıyla damga vuran Erdemci’nin albümünde söz ve müziklerin tümü kendisine ait olan 9 şarkısı var. Erdemci ile Akın Eldes’in gitar solosu, Pamela Spence’in ise vokaliyle destek verdiği albümünü konuştuk.
18 yıl uzun bir süre... Bu sürede albüm çıkarmayı neden düşünmediniz?
Düşünmediğim bir günüm bile olmadı. Fakat ilk albümümde bağlı olduğum firma yayından bir süre sonra kapandı. ‘Suçum Değil’ şarkısına video klip çekildi. Bir müddet yayınlandı sonrası sessizlik… Diğer taraftan 1999, tüm Türkiye için zor bir yıldı. Tanıtım yapılamadı. Başka bir firmayla da anlaşma sağlayamadım. Sonra bana inanıp destek olacak bir plak şirketi bulamadım. Yanaşmadılar. Ben de vazgeçtim. Müziğe ara verdim. Müzik adına bir şeyler üretmek ve beğeni kazanmak paylaşmak, sahnede çalmak söylemek insanın vazgeçebileceği bir iş değil. Küsemiyorsun, uzaklaşamıyorsun.
Albüm kapağınızda ‘Uzun zaman olmuş olsun!’ demişsiniz. Bu süreçte müzik yaşamınızda neler değişti?
Ara verdikten sonra 2003’ten sonra sahne çalışmalarına tekrar başladım. 2007’ye dek devam ettirdim. Sonra ‘Kapılar’ albümünün çalışmalarını sürdürdüm. Bu süreçte arkamda bir ekip, bir plak firması ya da menajer olmadığı için bu süreçte konser veya performans gerçekleştiremedim. Birkaç denemeden sonra yeni bir albümle dinleyicinin karşısına çıkmam gerektiğini anladım.
Albümdeki parçaların tümünün söz ve müziği size ait. Kendi söylediğiniz şarkıları yazmak ve bestelemek size nasıl hissettiriyor?
Gurur verici… Diğer yandan beste yapma sürecinde hem müzik hem sözü aynı anda düşündüğümden olsa gerek; başkalarının sözünü ya da bir şiirini besteleyemiyorum. Şiir örneği üzerinden yaklaşacak olursak, bir şiiri bestelemek o şiiri bir anlamda kilitlemektir bana göre. Çünkü her şiirin okuyucusunun özelinde, tam bir müzik olmasa da müziğe benzer ahenkli bir iç sesi vardır. Ya da herkes için böyle olmasa bile bestelenmiş bir şiir eğer bir de popüler hale gelirse artık biraz klişeleşir. Bu nedenle şiir ya da başkalarının şarkı sözlerini bestelemek bana göre değil. Çoğu tanınmış şairin bir eserini şarkı formatında duyduğumda, şiiri tekrar okuduğumda aklımda o melodiyle okuduğumu fark ederim. Artık o şiir tam da o şiir değildir.
Söz yazarken bestesine uygun hale mi getiriyorsunuz?
Önce bir müzikal tema geliyor aklıma. Bu muhtemel bestenin herhangi bir yerine ait olabiliyor. Sonra o tema kafamda sözel karşılıklar bulmaya başlıyor. Besteci olarak bu işe bakışım biraz farklı. Şarkıyı söze boğmak gibi bir derdim olmadı hiç. Öyle olsaydı şair ya da öykü yazarı olmayı denerdim. Çünkü müzik çoğu zaman sözsüz de olsa çok fazla şey anlatır. Söz yazarı kimliğimin yanısıra besteci kimliğimi çok daha fazla önemsiyor ve bu konuda kendime daha çok güveniyorum.
İNSANIN RUH HALİNİ 5 DAKİKADA ANLATAN PARÇAYDI
Fatih Erdemci ismi ‘Ben Ölmeden Önce’ ile özdeşleşti. Bu parçanın eskimemesini neye bağlıyorsunuz?
Sanırım bıraktığı en büyük etki sözleri. Çünkü büyük bir pişmanlığı anlatmakla başlayıp, umudu vurguladıktan sonra isyanı dile getiriyor. Yani insanın çalkantılı bir döneminde başından geçenlerin tümünü yaklaşık 5 dakika içinde ortaya koyuyor ve bunu güçlü armonik altyapıyla isyanın evrensel müziği olan rock ile sunuyor. Bir başka açıdan da sözlerin ana fikri dinleyiciye ilginç geliyor diye düşünüyorum. Biri var ‘Öldüm ve bu benim hikâyem’ diyor.