Türkiye'nin günlerdir konuştuğu Yenidoğan çetesi soruşturması devam ederken bir başka iddia daha ortaya çıktı. Mağdur olduğunu iddia eden bir aile KARAR'a konuştu. Buna göre, 26 Nisan 2024'te çökertildiği söylenen yenidoğan çetesinin faaliyetleri nisan ayından sonra da devam etmiş.
EBRU YAZICI
Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan (SGK) para almak için göz göre göre bebeklerin ölümüne neden olan Yenidoğan çetesine ilişkin soruşturma sürüyor. Ülkenin dört bir yanından mağdur ailelerin ihbarları gelmeye devam ederken korkunç bir iddia daha ortaya çıktı. KARAR'a konuşan mağdur aile ve ailenin avukatı Özge Karaca, iddialara ilişkin detayları anlattı.
Buna göre, aile 36 günlük bebeklerini çetenin elinden henüz 6 gün önce kurtarabildi. Üstelik Av.Karaca'ya göre, medyada adı geçen 19 hastaneden başka şüpheli hastaneler daha var.
“BEBEĞİMİZİ ALDIKTAN 2 SAAT SONRA HASTANE KAPATILDI”
Yenidoğan çetesinin faaliyet gösterdiği anlaşılan hastanelerin en başında gelen Avcılar Hospital'da tedavisi süren bebeğin babası Evren Geçkin yaşadıklarını anlattı. Geçkin ailesi, bebeklerinin doğduğundan beri ilgili hastane tarafından bir türlü taburcu edilmediğini ve sürekli ertelendiğini söyledi. Baba Geçkin süreci şöyle anlattı:
“ En son 19 Ekim cumartesi günü taburcu etmeyi planladıklarını söylediler. Biz sizi arayınca gelirsiniz dediler ancak aramalarını bekleyemedik. Zaten bebeğimizi 32 gün boyunca farklı bir hastalık çıkartıp kuvözde tuttular. Bizim ilk çocuğumuz. Endişe ettik, dediklerini dinledik. Durum böyleyken biz de haberlerdeki olaylar da büyüyünce bu defa aramalarını beklemeden gidip taburcu ettik. Biz ısrar ettik. Artık iyice şüphelenmiştik çünkü.”
“Zaten biz aldıktan 2 saat sonra falan hastane de kapatılmış. Hatta yine hemen o gün hastanenin önünde eylem de yapılmış galiba. Yani bizim oğlumuz son ana kadar o hastaneye emanetti. Daha doğrusu orada ısrarla tutuluyordu. Bebeğimiz 36 günlük, 32 gün orada tutuldu. Bu ne demek oluyor? Ortaya çıkmasa bizim oğlumuza ne olacaktı?”
“EPİKRİZ RAPORLARI KAYDEDİLMEMİŞ, İSTEDİK AMA ALAMADIK”
Geçkin, şüphelerini artıran sebeplerden bir tanesinin de hasta raporlarının sistemde kaydının tutulmamış olduğunu öğrenmeleri olduğunu belirtti.
“Çıkış yaparken sekreterden epikriz raporlarını talep ettik fakat raporlar sisteme giriş yapılmadığı için sekreter veremedi, 'haftaiçi doktorumuz burada olacak, sisteme giriş yapsın öyle verelim' diyerek yolladılar. Biz sorana kadar raporlar neden sisteme girilmiyordu? Bebeğimizi emanet ettiğimiz yerde bebeğe ne yapıldığının kaydı tutulmuyor.”
“APAR TOPAR AVCILAR HOSPİTAL'A SEVK EDİLDİK, MECBUR BIRAKILDIK”
Baba Geçkin doğum sürecinde ne yaşadıklarını da anlattı. Buna göre doğum başka bir hastanede gerçekleşti ancak doğum sonrası bakım için öneri üzerine gideceklerini zannetikleri hastane başka, getirildikleri ise bambaşka bir hastane çıktı.
“17 Eylül 2024 tarihli günün öğlen saatlerinde ben iş yerindeyken eşim tarafından aranıp, suyu geldiğini öğrendim. Hemen doğum öncesi kontrollerini yaptırdığımız Bahçelievler Özel A Plus Hastanesi'ne gittik. Doğum orada gerçekleşti. Doktorumuz Jale Demir’di. Op. Dr. Jale Demir. Doğumdan sonra 'Şu an solunum sıkıntısı var erken doğumdan dolayı, ancak ciddi bir problem değil, neredeyse tüm erken doğumlarda görülebilir, ben sizi yeterli kuvözimiz olmadığı için Florya Hastanesi'ne sevk edeceğim, oranın başhekimi benim arkadaşım zaten, aksi bir durum olmaz ise tahmini anca 5-6 gün kalır kuvözde, zaten biz de süreci uzaktan sıkı takip edeceğiz.'dedi.”
Geçkin sözlerine şöyle devam etti:
“Önce Florya Hastanesi'ne sevk edildik. Ancak oraya hiç götürülmeden doğrudan Avcılar Hospital'a getirildik. Anlamamıştık ama endişeli olduğumuz için sorgulamadık. Hastaneye yatışını yaptık. Şimdi şimdi durumun ne kadar şüpheli olduğunu fark ediyoruz. Zaten oğlumu o hastaneden taburcu ettirdikten sonra doğum doktorumuz Jale Hanım'ın yanına gittim. Konuşmak istedim. Jale Demir ile kendi odasında toplantı yaptık. Kendisi bize takip etme sözü vermesine rağmen 'sizin Florya Hastanesinde olduğunuzu sanıyordum, ordan neden Avcılar Hastanesi'nesevk ettiklerini bilmiyorum. Ama isterseniz Florya Hastanesi'ni arayabilirim' dedi. Kendisi benim yanımda telefonla aradı ama dışarı çıkarak konuştu.Burada şüphelendim.'Ben ve hastane olarak içimiz rahat, ne gerekiyorsa yaparız' dedi. Sonra ayrıldım yanından.”
“HASTALIK ÜZERİNE HASTALIK İCAT EDİLDİ”
“Doktorumuz Hayrettin Yıldız, sorumlu hemşire Serenay Şenkalaycı’ydı. Dr. Hayrettin Yıldız saat 09:00’da gelip, vizite alırdı. 15 dakika sonra bizi görüşmeye çağırıp, bilgi verirdi. Sonradan öğrendik ki Hayrettin Yıldız ile Yenidoğan çetesinin elebaşı Fırat Sarı yakın arkadaşlarmış. Başhemşire Şenkalaycı hakkında ise medyaya yansıyanları görüyoruz zaten.”
“Bebeğimizi hastaneye sevk ettikten 2-3 gün sonra durumu kötüleşmeye başladı. Hatta ölme derecesine kadar geldiğini söylediler. Böbreklerinin çalışmadığını ve idrar yapamadığını, bu sebepten dolayı ödem olduğunu ve durumunun ciddiyetini koruduğunu söyledi. Birkaç gün sonra akciğerlerinde kanama başladığını ve vücudunda enfeksiyon olduğunu söylediler. Bu süreç yaklaşık 2,5 hafta kadar sürdü. Sonra kansızlık olduğu için bir süre kan takviyesi yapılması gerektiğini söylediler. Son haftalara doğru kilosu yetersiz bir süre daha bizimle kalması şart denildi. O dönemde oğlumuza verdiğimiz sütleri temin edip etmedikleri hakkında da şüpheliyim. Sonuç olarak 32. gününde taburcu ettik. Yani her erken doğan bebekte görülebilecek bir solunum sorunundan akciğer kanamasına ve hatta sadece serumla beslenmeye kadar gitti.”
“BEBEK KUVÖZDE GEREĞİNDEN FAZLA TUTULMUŞ”
“Avcılar Hospital'dan oğlumuzu aldığımızdan beri gitmediğimiz doktor kalmadı.Her şeyi için tek tek kontrol ettiriyoruz şu an. Özel hastanelere de güvenimiz kalmadığından devlet hastanelerine gidiyoruz. Ancak ne yazık ki Avcılar Hastanesi'nde epikriz raporları sisteme girilmediği için devlet hastanelerine kontrole götürdüğümüzde bize sonuçları göremedikleri için tekrardan test yapmamız gerektiğini söylediler. Böbreklerinde KAH değeri yüksek çıktığı için takibe aldılar ve çok kuvözde kalıp kalmadığını sorunca aldığı cevaplarla bu sebepten olabileceğini söylediler. Hepsi bu çocuk kuvözde fazla mı kaldı diye sordu.Kilo alımı yavaş, kuvözde kaldığı süreçte yetersiz beslenme olabilir dediler ve takibe aldılar.”
Av. Özge Karaca
“MAKUL ŞÜPHELERİMİZ VAR, PEŞİNDE OLACAĞIZ”
Geçkin ailesinin avukatı Özge Karaca ise şöyle konuştu:
Şöyle ki; Olay örgüsünde basit düzlemde makul şüpheyi oluşturan ilk unsur erken doğumun gerçekleşmesinin ardından hızla bebek Buğra'ya dair söylenen ''SOLUNUM SIKINTISI VAR'' iddiasıdır. Müvekkiller ve müşterek çocukları, tercih ihtimalleri dahi sorgulanmaksızın, A Plus Hospital'daki kadın doğum uzmanı Dr. Jale Demir'in kontrolüyle Özel Florya Hospital'e sevk edildiklerini zannederken kendilerini son kertede geçtiğimiz günlerde ruhsatı iptal edilen Özel Avcılar Hospital'de bulmuşlardır. Bütün kısımları şüphe içeren bu dosyaya ilişkin her küçüğün ve yetişkinin yaşam hakkının korunması noktasında hukuki sürecin tüm adımlarının takipçisi olacağım.”
“KUVÖZÜN BAHANE OLABİLECEĞİNE DAİR ŞÜPHELERİMİZ KUVVETLİ”
“Solunum sıkıntısı çektiği ''iddia'' edilen Buğra'nın tedbirsiz bir şekilde hastaneden hastaneye sevk edilmesi dahi; akla ''Hızla çözülmesi gereken bir sorun varken Özel Florya Hospital'e sevk edilirken neden kuvöz uygunluğu teyit edilmedi? Kuvöz sayısının uygunluğunun teyit edilmesinden sorumlu olan isimler kimdir? Müvekkiller Özel Florya Hospital'e sevk edileceğini zannediyorken onam dahi alınmadan hangi gerekçeler ile Özel Avcılar Hospital'e sevk edildi? Özel Florya Hospital'den , Özel Avcılar Hastanesi'ne sevk edilmesine karar veren isimler kim? 112 Ambulans şoförünün almış olduğu bir inisiyatiften söz etmek mümkün mü , mümkün değil ise bu inisiyatifi alıp müvekkiller ile küçük Buğra'yı Özel Avcılar Hospital'e sevk eden kişi/kişiler veya kurum/kuruluşlar hangileridir?'' sorularını getirmektedir.”
“Zira, 'yalnızca 5-6 gün içerisinde bebeğinizi kucağınıza alabilirsiniz merak etmeyin' taahhüdü yerini büyük bir yanılgıya bırakmış ve tamı tamına 32 günlük bir yeni doğan yoğun bakım mücadelesi başlamıştır. Gün geçtikçe farklı sorunların ortaya çıktığı iddiası ile tanılardan tanılara hızla geçilen bu süreç içerisinde ailesi küçük Buğra'dan uzak kalmak zorunda kalmıştır. Olayların akabinde müvekkil Evren Bey doktorların talimatı ile küçük Buğra'ya anne sütü götürmesine karşın bebek geçen süre içerisinde şaibeli şekilde kilo alamamaya devam etmiştir. Müvekkil Evren ardı arkası kesilmeyen bu olayların akabinde Özel Avcılar Hospital'daki idari yetkililer ile görüşerek 'yeni doğan çetesi' endişelerini dile getirmesine rağmen aldığı cevap 'EĞER BÖYLE BİR ŞEY OLSAYDI BİZİM RUHSATIMIZ İPTAL EDİLMEZ MİYDİ' şeklinde olmuştur. Nitekim aynı gün hastanenin ruhsatı iptal edildi.
“MÜVEKKİLİMİN DURUMU ÇETENİN DOLAYLI YA DA DOLAYSIZ DEVAM EDİYOR OLMA İHTİMALİNİ GÖSTERİYOR”
“Müvekkillerimin de izah ettiği üzere Yeni doğan çetesinin eylemlerine aktif veyahut pasif bir şekilde devam ettiğine dair ciddi emareler mevcut. Öyle ki geldiğimiz noktada en çarpıcı ve en korkunç ihtimal Nisan ayından bu yana, sayın savcılık makamınca gerçekleştirilmesine karar verilen baskınların ardından dahi yeni doğan çetesinin faaliyetlerinin doğrudan ya da dolaylı olarak devam etmesi ihtimalidir.