Dünya Sağlık Örgütü, 2050’de kanser vakalarının yüzde 75 artarak, 35 milyonu bulacağını tahmin ediyor. Kolorektal kanserin gençler arasında da arttığı uyarısında bulunan Doç. Dr. Nilay Şengül, “2019’daki teşhislerin yüzde 20’si 55 yaş altındaki hastalarda gerçekleşti. 45 yaş altındakiler, hatta üniversiteliler bile kanser belirtilerine karşı dikkatli olmalı. Kanser taramaları için ilgili sağlık kurumlarına başvurmalı” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), dünya genelinde kanser vakalarının 2050 yılına kadar yüzde 75’ten fazla artacağını tahmin ediyor. Buna göre, 35 milyondan fazla yeni kanser hastasının olacağı düşünülüyor. En büyük oransal artışın ise, düşük gelirli ülkelerde görülmesi bekleniyor. Medicana Ataköy Hastanesi Medikal Onkoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Nilay Şengül kanserin hem dünyada hem de Türkiye’de sebebi bilinen ölümler sıralamasında, dolaşım sistemini etkileyen hastalıklardan sonra ikinci ölüm nedeni olduğunu hatırlatarak, “Bazı kanserler hiçbir zaman semptom vermeyebilir ancak bir tarama testi ile bulunabilir. Erken bulunduğunda tedavisi daha kolay olur, kanser sebebiyle ölüm oranları azaltılır” dedi.
Doç. Dr. Şengül, verilerin gösterdiği vahim bir gerçeğin de kanserin gençler arasında da yükselişi olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
“2023’ün başlarında Amerikan Kanser Derneği (ACS), 2019’daki teşhislerin yüzde 20’sinin 55 yaş altındaki hastalarda gerçekleştiğini, bunun 1995’teki oranın yaklaşık iki katı olduğunu ve ilerlemiş hastalık oranlarının 55 yaş altı hastalarda yıllık yaklaşık yüzde 3 arttığını bildirdi. Gerçek şu ki; kolorektal kanserin görülme sıklığı genç yetişkinler arasında artıyor ve yıllardır da bu yükseliş sürüyor. Bu yüzden 45 yaşın altındaki kişileri, hatta üniversite öğrencilerini, kabızlık, rektal kanama veya bağırsak hareketlerinde ani değişiklikler gibi şüpheli belirtiler konusunda uyarıyoruz.”
Yaş, cinsiyet, ırk ve genetik özelliklerin, kanserin değiştirilemez nedenleri arasında yer aldığını hatırlatan Doç. Dr. Şengül, “Yaş arttıkça kadınlarda meme, erkeklerde prostat kanseri sıklığı artar. Beyaz ırkta cilt kanseri riski yüksektir. Ayrıca birinci derece akrabalarında kanser öyküsü olan bireylerde, kanser görülme sıklığı daha fazladır” diye konuştu.
Öte yandan kanserden korunmak için değiştirilebilir bazı alışkanlıklar olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Şengül, şu önerilerde bulundu:
“Güneşten ve radyasyondan korunmak, zararlı alışkanlıklardan uzak durmak, sigara ve alkol içmemek, hayvansal gıdaları ve yağlı yiyecekleri azaltmak, kimyasal katkı maddesi olan yiyecekleri fazla tüketmemek, tütsülenmiş ve mangal yöntemi ile pişirilmiş gıdaları az tüketmek değiştirilebilir faktörlerdendir. Ayrıca hepatit B, C ve HPV gibi virüsler de kansere neden olmakta. Neyse ki hepatit B ve HPV virüsünün günümüzde aşısı mevcut. Ayrıca rahim ağzı, meme, prostat ve kolon kanserleri, tarama yoluyla erken teşhis edilebilir. Bu nedenle kanser taraması yaptırmak da önemli.”
Erkeklerde prostat kadınlarda meme
Doç. Dr. Şengül, kanserle ilgili şu istatistikleri paylaştı:
“Prostat kanseri, akciğer kanseri ve kolorektal kanser erkeklerde görülen tüm vakaların neredeyse yarısını (yüzde 48) oluştururken, tek başına prostat kanseri tanıların yüzde 29’unu kapsıyor. Kadınlarda meme kanseri, akciğer kanseri ve kolorektal kanser tüm yeni tanıların yüzde 51’ini oluştururken, yalnızca meme kanseri vakaların yüzde 32’sinde görülüyor.”