Haberimizde orucun sağlığa faydaları nelerdir? sorusunun yanıtını ve orucun faydaları hakkında bilmediklerinizi bulabilirsiniz. İşte oruç tutmak hakkında bilmeniz gerekenler...
Orucun sağlığa faydaları saymakla bitmiyor. Orucun faydalarını merak edenler için araştırıp derledik. Oruç, yalnız aç ve susuz kalmak değildir. İnsan vücuduna sayısız faydaları vardır.Peki nedir bu faydalar?Oruç tutmaktan maksat nedir? Sınav olacağımız gün oruç tutmasak olur mu? Oruç tutmakla ilgili birçok sorunun cevabını haberimizde bulabilirsiniz.
Oruç tutmak sağlığı yeniden kazanmak için çok önemli bir fırsattır. Çünkü bütün organları dinlendirir, vücudu gençleştirir ve yaşlılık genlerini baskılar…
İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman ERK
KANSERE KARŞI KORUR
Oruç tutmak kandaki IGF-1 seviyesinin düşmesinin yanı sıra birçok onarım geninin harekete geçmesini sağlar. IGF-1; başta meme, prostat, yumurtalık, kolon kanserleri olmak üzere pek çok kanser türünü uyaran bir hormondur. Böylece oruç sırasında vücut yağ yakma moduna girer; yaşlanmış, hasara uğramış, dejenere olmuş hücreler ortadan kalkar.
KOLESTEROL VE TANSİYONUN FAYDALARI
Oruç esnasında insülin seviyesi azalır, vücut yağ depolamak yerine yağ yakma moduna girer. Kan şekeri, kolesterol, trigliserid, ürik asit değerleri azalır, tansiyon normal seviyelere yaklaşır. İnsülin üreten pankreasın dinlenmesi sonucu ortaya çıkan insülin hassasiyeti; obezite, şeker hastalığı, kalp damar hastalıkları ve nörolojik hastalık riskini azaltır.
TOKSİNLERDEN ARINDIRIR
Belirli süreler aç kalmak; vücudu dinlendirir, toksinlerden arındırır ve daha az kalori tüketmeye neden olarak sağlığı olumlu etkiler. Üç ana öğün ve ara atıştırmalarla üzerine çok fazla yük binen, sürekli çalışarak yorulan ve zorlanan özellikle mide, bağırsak sistemimiz, safra kesesi, karaciğer ve pankreas, oruç esnasında dinlenerek sağlıklı duruma gelir.
BEYİN HÜCRELERİNİ YENİLER
Oruçla birlikte beyin hücrelerinde nörotrofik faktörler denilen kimyasal maddeler artar. Beyin hücreleri yenilenir. Parkinson gibi hastalıklara karşı koruyucu etki ortaya çıkar.
YAŞLILIK GENLERİNİ BASKILAR
İnsülin, IGF-1 (insüline benzer büyüme faktörü) ve kalori kısıtlaması ile yaşlanmayı kontrol eden genler (daf2) devre dışı kalır, gençlik genleri (SIRT3) uyarılır. Bir dizi onarım geni aktif hale geçer. Vücutta zarar görmüş hücreler ortadan kalkar.
NOBEL ÖDÜLLÜ BİLİM İNSANI: ORUÇ VÜCUDUN YENİLENMESİNİ SAĞLIYOR
Japon bilim insanı Yoshinori Ohsumi, hücrenin kendisini sindirmesi (autohagy) teziyle 2016'da Nobel Tıp Ödülü'nü kazanmıştı. Ohsumi, bu tezinde uzun süre aç kalmanın vücuda olan etkisini göstermişti. İşte orucun vücuda olan etkisi...
Açlığın tetiklemesiyle hücrelerin kendini sindirerek yenilemesini sağladığı teziyle Nobel Ödülü kazanan Japon bilim insanı Yoshinori Ohsumi, orucun insan sağlığına etkisini bilimsel olarak ispat etmişti.
Aunancada auto (kendisi) ve phagein (yemek) anlamına gelen iki kelimeden türeyen ‘autopagy’, hücrelerin kendini sindirmesi, temel olarak vücut hücrelerinin eskiyen mekanizmalarının (proteinler, hücre zarları vs.) canlılığını sürdürecek yeterlikte enerjisi kalmadığı zaman vücudun bu hücreleri geri dönüşüme gönderme süreci anlamına geliyor. Bu durum, daha çok hücrenin programlı ölümü olarak biliniyor. Hücreler belli sayıda bölündükten sonra ölmeye programlanıyor. Bu olay önce ölümle eşdeğer gibi görünse de sağlık için gerekli bir durum. Eskiyen hücrelere proteinleri parçalayacak enzimler gönderilerek, eski hücre zarları ve hücrenin içindeki diğer parçacıklar proteinlere dönüşüyor.
Autophagy, hücrenin kendini sindirmesi ilk defa 1962 yılında, fareye glucagon verilmesinin ardından karaciğerindeki hücrelerindeki lysosome’ların (hücrenin parçalarını imha eden kısım) artmasının gözlenmesi ile keşfedildi.
Nobel ödüllü bilim adamı Christian de Duve, ‘autophagy’ kelimesini ilk kullanan kişi oldu. Tahrip olmuş hücre altı parçacıklar ve kullanılmayan proteinler imha edilmek üzere işaretleniyor ve işin bitirilmesi için oraya lysosome'lar gönderiliyor.
UZUN SÜRE AÇ KALINCA HÜCRELER ÇÖZÜLÜYOR
Hücrelerin aç bırakılması autophagy'i tetikliyor. Gıda aldığımız zaman kan şekeri yükselirken, enerjinin hücrelerde depolanmasını sağlıyor. Aç kaldığımız zaman ise yaşlı hücrelerdeki enerjinin dışarı çıkması gerekiyor. Bu durumda yaşlı hücrelerdeki glucagon artıyor ve hücrenin içindeki parçacıklar çözülerek enerjiye dönüşüyor. Bunu da uzun süre aç kalmak yani oruç tetikliyor. Uzun süre aç kalınca hücreler çözülüyor, aynı anda büyüme hormonu salgılanarak yeni hücrelerin yapımı harekete geçiriliyor.
Yoshinori Ohsumi, hücrelerin yenilenmesi için yaşlı hücrelerin parçacıklarının imha edilmesinin gerektiğini, bunun da uzun süre aç kalarak mümkün olduğunu belirttiği teziyle Nobel Tıp Ödülü’nü aldı.
İHA