Orta Doğu’da silah, Uzakdoğu’da para savaşı

Orta Doğu’da silah, Uzakdoğu’da para savaşı

Bugün dünyanın en önemli petrol ve doğalgaz rezervlerinin bulunduğu Orta Doğu’da silahlar susmazken, Çin’in, bugün yaptığı 1993 sonrasının en büyük devalüasyonu, Asya’da kur savaşı riski taşıyor.

Orta Doğu, dünyanın en önemli petrol ve doğalgaz rezervlerinin bulunduğu yerlerden biri. Dünya petrol rezervlerinin yüzde 56’sı Irak, İran, Katar, Kuveyt ve Suudi Arabistan’ı kapsayan Körfez ülkelerinde bulunuyor. Dünyanın en büyük rezervlerine sahip olan ülkeleri arasında 265 milyar varil ile Suudi Arabistan, 157 milyar varil ile Iran, 150 milyar varil ile Irak bulunurken, Irak’taki gerçek rezervlerin 200 milyar varilin üzerinde olduğu iddia ediliyor. 

Enerjinin doğalgaz cephesine bakılacak olursa da, doğalgaz rezervlerinin yüzde 43’ünün Orta Doğu’da bulunduğu göze çarpıyor. İran’da 1.6 katrilyon metreküp, Katar’da 900 trilyon metreküp, Irak’ta 50 trilyon metreküp doğalgaz rezervi bulunuyor. Hem petrol hem de doğalgaz rezervleri bakımından bu kadar önemli bir yere sahip olan Orta Doğu’da silah sesleri bir türlü susmuyor. 

Orta Doğu’daki savaşlarda petrol ve İsrail etkisi

24 Temmuz tarihinde Karar.com’un Orta Doğu konusunda uzman ABD'nin Brandeis Üniversitesi'nden Prof. Dr. Nader Habibi ile gerçekleştirdiği röportajda, bölgedeki savaşlar ele alınmış ve Habibi, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, Orta Doğu’daki çatışmaların hiç de bölgesel olmadığını söylemişti. Bununla birlikte, Habibi, Orta Doğu’da savaşların petrol ve İsrail’den de ayrı düşünülemeyeceğinin altını çizmişti. 

Orta Doğu’da silahlı savaşlar ve çatışmalar sürerken, Çin cephesinde de oldukça önemli gelişmeler yaşanıyor. Buna göre, Çin’in istihdam deposu olan ihracatın son aylarda küçülmesi Pekin yönetimini harekete geçirdi. Dolar kurunu suni olarak sabitleyen Çin Merkez Bankası, bugün ani bir hamleyle dolar/yuan kurunun resmi orta noktasını, yüzde 2.0 artışla 6.1162'den 6.2298'e yükseltti. Bu, Çin’in 1993 yılından bu yana gerçekleştirdiği en büyük devalüasyon oldu.

Çin’in devalüasyon kararında IMF raporunun etkisi var

Söz konusu hamle, ekonomik büyümenin yavaşladığı ve ihracatın küçülmeye başladığı bir dönemde geldi. Hafta sonunda ihracatın Temmuz ayında yüzde 8’den fazla daraldığı açıklanmıştı.

Çinli ekonomistlere göre, devalüasyon kararında IMF raporunun da etkisi bulunuyor. Geçen hafta açıkladığı raporla yuanın rezerv para birimleri arasına alınmasında bir takım zorluklar bulunduğunu belirten IMF, özellikle döviz kurundaki suni sabitlemeye ve bunun neticesinde ortaya çıkan dengesizliklere işaret etmişti.

“Yuanın orta noktasını daha da iyileştirmek gerekiyordu”

Bu bakımdan, Çin Merkez Bankası PBOC’un bugün yayımladığı açıklamada “arz talep ilişkisini” vurgulaması dikkat çekti. PBOC’un açıklamasında, “gelecekteki hareketlerin döviz piyasasındaki arz - talep şartlarıyla uyumlu olması gerektiği” ibaresi yer aldı ve şöyle denildi:

"Çin'in mal ticareti görece yüksek düzeyde fazla vermeyi sürdürdüğü için reel efektif yuan kuru, küresel para birimleri karşısında görece güçlü kalmaya devam ediyor. Yuanın bu güçlü durumu da piyasa beklentileri ile örtüşmüyor, sapma gösteriyor. Bunun önüne geçmek için, piyasanın da ihtiyaçlarını karşılamak için yuanın orta noktasını daha da iyileştirmek gerekiyordu."

Başbakan "Devalüasyon istemiyoruz" demişti

Diğer yandan, Çin’in parasal gevşeme yoluyla yavaşlayan ekonomiyi destekleyeceğini düşünenler için bugünkü devalüasyon sürpriz oldu. Pekin yönetimi, küresel finans kriz sonrasında bile devalüasyon hamlesine yeltenmemişti.

Çin ekonomisinin dümenini tutan Başbakan Li Keqiang, Mart ayında Financial Times’a verdiği mülakatta, “Devalüasyon görmek istemiyoruz. İhracatı devalüasyon aracılığıyla arttırma yöntemine dayanamayız” demişti. Li ayrıca, büyük ülkelerin para birimlerini devalüe etmelerinin “döviz kuru savaşlarına yol açabileceğini” söylemişti.

Döviz kuru savaşı riskini ağırlaştırdı

Bugünkü karar, bir yandan Çin’in 1978’den sonra 30 yıl kullandığı büyüme silahı olan ihracata yeniden sarıldığı anlamına gelirken, Asya’nın doğusunda döviz kuru savaşı riskini ağırlaştırdı.

Ekonomistler, Güney Kore, Japonya, Çin, Tayvan ve Vietnam gibi ekonomilerin ihracat avantajı sağlamak amacıyla para birimlerini değersizleştirme yarışına girebileceğini, bunun da Asya’da kur savaşlarına yol açabileceği konusunda son dönemde uyarılarda bulunuyordu.

Türkiye'nin aleyhine

Çin mallarına ihracat avantajı sağlayacak olan devalüasyon, Türkiye’nin Çin’e karşı verdiği 23 milyar dolarlık dış ticaret açığının daha da ağırlaşmasına yol açabilir.

Devalüasyonla Çinli ihracatçıların sağlayacağı avantaj, tekstil gibi sektörlerde dış pazarlarda Çin ile rekabet eden Türk ihracatçıları için de kötü haber anlamına geliyor. 

 

 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN