İsviçre'nin Cenevre kantonunda, Müslümanların ve bazı partilerin şiddetle karşı çıktığı ve yapılan referandumda yüzde 55 ile kabul edilen laiklik yasası ile Müslüman kadınların resmi kurumlarda başörtüsüyle çalışması yasaklandı.
Cenevre Kantonu Büyük Meclisi, uzun süredir tartışılan devlet ve dinler arasındaki ilişkiyi çerçevelendiren laiklik yasasını geçen nisan ayının son haftasında onaylamıştı.
Değişikliğe karşı çıkan muhalefet partileri ve sivil toplum kuruluşları ise yasayı referanduma götürebilmek için gerekli 5 bin 227 imza için kampanya başlatmış, 8 binin üzerinde imza toplanarak yasa referanduma taşınmıştı.
Cenevre kantonunda bugün yapılan referandumun resmi olmayan sonuçlarına göre, halkın yüzde 45'i laiklik yasasına karşı oy kullandı.
Katılımcıların yüzde 55 ise yasanın kabul edilmesi yönünde oy kullanırken, katılımın yüzde 43 gibi düşük oranda gerçekleşmesi dikkati çekti.
Dini sembollerin resmi kurum ve kuruluşlarda yasaklanmasını içeren yasanın, Cenevre'deki sol partiler ve sivil toplum kuruluşlarınca aslında Müslümanları ve başörtülü kadınları hedef aldığı belirtiliyordu.
"YASANIN DEĞİŞMESİ İÇİN HER YOLU DENEYECEĞİZ"
Cenevre Kantonu Büyük Meclisinin kabul ettiği yasanın referanduma taşınmasında büyük rol oynayan emekli öğretmen Bilal Ramazan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Referandumu kıl payı kaybettik ama sonuçtan memnunuz. Bu yasa tamamen İslamofobik bir yasadır. Sonuna kadar savaşacağız." dedi.
"Bu yasanın uygulamaya geçirilmesiyle kendisine dokunulan her bir Müslüman kadının hakkını yasalar çerçevesinde sonuna kadar savunacağız." diyen Ramazan, yasanın iptali için üst mahkemeye gideceklerini belirtti.
Ramazan, Cenevre kantonu meclisinin demokrasiye ve uluslararası insan hakları hukukuna saygı göstermediğini vurgulayarak, "Cenevre kantonu insanların nasıl giyinip giyinemeyeceğine karar veremez. Bu yasanın değişmesi için her yolu deneyeceğiz." diye konuştu.
Başörtüsü nedeniyle işinden olabilecek her Müslüman kadının davasının kendi davaları olacağının altını çizen Ramazan, bu kişilere hukuki destek vereceklerini de aktardı.
Ramazan, İsviçre'de kadınların seçme seçilme hakkını, yüzyıl süren mücadelenin ardından 1971 yılında kazandığını anımsatarak, referandumda aldıkları yüzde 45 destek oyunun kendileri için başarı olduğunu kaydetti.
"GEREKİRSE AİHM'E KADAR GİDECEĞİZ"
Uluslararası İnsan Hakları ve Kalkınma İttifakı Derneği Başkanı Ender Demirtaş ise referandumda kabul edilen laiklik yasasına tepki gösterdi. Demirtaş, söz konusu yasayı Cenevre Anayasa Mahkemesine götürmek için hazırlıklara başladıklarını belirtti.
Demirtaş, Anayasa Mahkemesinin olumsuz görüş bildirmesi durumunda yasayı federal mahkemelere taşıyacaklarını, gerekirse de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) gideceklerini söyledi.
Demirtaş, "Kanun laiklik kisvesi altında kabul edildi ama tamamen Müslüman kadınların kamusal olanlarda başörtüsüyle çalışmasını engellemek için getirildiği ortada. Yasa kabul edilemez. Tamamen İslamofobinin yasalaştırılması anlamına geliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Cenevre'de kabul edilen laiklik yasasının diğer kantonlarda kabul edilmemesi uyarısında bulunan Demirtaş, "Buradan Avrupa'daki Müslümanlara sesleniyorum. Cenevre'de kabul edilen yasa tüm Avrupa'ya sıçrayabilir. Avrupa'daki tüm Müslüman STK'ler şimdiden gerekli hukuki tedbirleri almalı." diye konuştu.
Demirtaş, Anayasa Mahkemesine itiraz için 30 gün süreleri olduğunu sözlerine ekledi.
"YASANIN KABULÜNDE YEREL BASININ RÖLÜ BÜYÜK"
Cenevre Müslüman Dernekleri Birliği Başkanı Yavuz Durukan ise Cenevre'deki Müslüman gençlerin azınlık olmalarına rağmen yasaya karşı örnek bir kampanya yürüttüklerini belirtti.
Durukan, sosyal medyada yasaya karşı etkin mücadele vermelerine rağmen, Cenevre'deki yerel basının, yasanın kabulünde büyük rol oynadığına dikkati çekti.
Yasada, başörtüsü yasağına, Müslümanların tepkisini çekmemek için açıkça belirtilmediğine vurgu yapan Durukan, "Ama dini sembollerin yasaklanması kisvesi altında Cenevre'de başörtüsü kamusal alanlarda yasaklandı. Bu yasayı sindirmemiz mümkün değil. Değişmesi için her türlü hukuksal hakkımızı kullanacağız." dedi.
Yaklaşık 500 bin nüfusulu Cenevre'nin yüzde 6'sını Müslümanlar oluşturuyor.
Değişikliğe karşı çıkan muhalefet partileri ve sivil toplum kuruluşları ise yasayı referanduma götürebilmek için gerekli 5 bin 227 imza için kampanya başlatmış, 8 binin üzerinde imza toplanarak yasa referanduma taşınmıştı.
Cenevre kantonunda bugün yapılan referandumun resmi olmayan sonuçlarına göre, halkın yüzde 45'i laiklik yasasına karşı oy kullandı.
Katılımcıların yüzde 55 ise yasanın kabul edilmesi yönünde oy kullanırken, katılımın yüzde 43 gibi düşük oranda gerçekleşmesi dikkati çekti.
Dini sembollerin resmi kurum ve kuruluşlarda yasaklanmasını içeren yasanın, Cenevre'deki sol partiler ve sivil toplum kuruluşlarınca aslında Müslümanları ve başörtülü kadınları hedef aldığı belirtiliyordu.
"YASANIN DEĞİŞMESİ İÇİN HER YOLU DENEYECEĞİZ"
Cenevre Kantonu Büyük Meclisinin kabul ettiği yasanın referanduma taşınmasında büyük rol oynayan emekli öğretmen Bilal Ramazan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Referandumu kıl payı kaybettik ama sonuçtan memnunuz. Bu yasa tamamen İslamofobik bir yasadır. Sonuna kadar savaşacağız." dedi.
"Bu yasanın uygulamaya geçirilmesiyle kendisine dokunulan her bir Müslüman kadının hakkını yasalar çerçevesinde sonuna kadar savunacağız." diyen Ramazan, yasanın iptali için üst mahkemeye gideceklerini belirtti.
Ramazan, Cenevre kantonu meclisinin demokrasiye ve uluslararası insan hakları hukukuna saygı göstermediğini vurgulayarak, "Cenevre kantonu insanların nasıl giyinip giyinemeyeceğine karar veremez. Bu yasanın değişmesi için her yolu deneyeceğiz." diye konuştu.
Başörtüsü nedeniyle işinden olabilecek her Müslüman kadının davasının kendi davaları olacağının altını çizen Ramazan, bu kişilere hukuki destek vereceklerini de aktardı.
Ramazan, İsviçre'de kadınların seçme seçilme hakkını, yüzyıl süren mücadelenin ardından 1971 yılında kazandığını anımsatarak, referandumda aldıkları yüzde 45 destek oyunun kendileri için başarı olduğunu kaydetti.
"GEREKİRSE AİHM'E KADAR GİDECEĞİZ"
Uluslararası İnsan Hakları ve Kalkınma İttifakı Derneği Başkanı Ender Demirtaş ise referandumda kabul edilen laiklik yasasına tepki gösterdi. Demirtaş, söz konusu yasayı Cenevre Anayasa Mahkemesine götürmek için hazırlıklara başladıklarını belirtti.
Demirtaş, Anayasa Mahkemesinin olumsuz görüş bildirmesi durumunda yasayı federal mahkemelere taşıyacaklarını, gerekirse de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) gideceklerini söyledi.
Demirtaş, "Kanun laiklik kisvesi altında kabul edildi ama tamamen Müslüman kadınların kamusal olanlarda başörtüsüyle çalışmasını engellemek için getirildiği ortada. Yasa kabul edilemez. Tamamen İslamofobinin yasalaştırılması anlamına geliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Cenevre'de kabul edilen laiklik yasasının diğer kantonlarda kabul edilmemesi uyarısında bulunan Demirtaş, "Buradan Avrupa'daki Müslümanlara sesleniyorum. Cenevre'de kabul edilen yasa tüm Avrupa'ya sıçrayabilir. Avrupa'daki tüm Müslüman STK'ler şimdiden gerekli hukuki tedbirleri almalı." diye konuştu.
Demirtaş, Anayasa Mahkemesine itiraz için 30 gün süreleri olduğunu sözlerine ekledi.
"YASANIN KABULÜNDE YEREL BASININ RÖLÜ BÜYÜK"
Cenevre Müslüman Dernekleri Birliği Başkanı Yavuz Durukan ise Cenevre'deki Müslüman gençlerin azınlık olmalarına rağmen yasaya karşı örnek bir kampanya yürüttüklerini belirtti.
Durukan, sosyal medyada yasaya karşı etkin mücadele vermelerine rağmen, Cenevre'deki yerel basının, yasanın kabulünde büyük rol oynadığına dikkati çekti.
Yasada, başörtüsü yasağına, Müslümanların tepkisini çekmemek için açıkça belirtilmediğine vurgu yapan Durukan, "Ama dini sembollerin yasaklanması kisvesi altında Cenevre'de başörtüsü kamusal alanlarda yasaklandı. Bu yasayı sindirmemiz mümkün değil. Değişmesi için her türlü hukuksal hakkımızı kullanacağız." dedi.
Yaklaşık 500 bin nüfusulu Cenevre'nin yüzde 6'sını Müslümanlar oluşturuyor.
CENEVRE/AA
Güncelleme:
İlgili Haberler